Aile Mahkemesinin soy bağının reddi davası açması için müvekkiline süre verdiğini belirterek, müşterek çocuk olmadığı anlaşılan 05/02/2016 doğumlu Muhammed ile müvekkili arasında kurulan soybağının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili verilen kararı; mahkemece 6100 sayılı kanunun 119. maddesinin hatalı değerlendirildiği, bu sebeple usul ve yasaya aykırı olduğu belirterek istinaf etmiş, kararın kaldırılıp, yargılamaya devam olunmasını talep etmiştir. Davalı istinaf başvurusuna cevap vermemiştir. Dava; soy bağının reddi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmıştır....
erkekle aralarında soy bağı bulunan çocuğun bu soybağı reddedilmeden babalık davası açma olanağının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince davacının Muhacir Güngör ile olan soy bağının iptaline karar verilmiş ise de; TMK'nın 289/2 maddesinde, çocuk tarafından açılan soybağının reddi davasının ana ve kocaya karşı açılacağı belirtilmiştir.Dava tarihi itibariyle davacının kayden anne-babası olan Muhacir Güngör ve Makbule Güngör ile sonradan anne olduğuna hükmedilen T22 mirasçılarına soy bağının reddi davasında husumet yöneltilmesi gerekmektedir.Belirtilen hususlar gözetilmeden eksik hasımla karar verilmesi doğru değildir. Soybağının reddi davası yönünden davanın TMK'nın 289. Maddesinde belirtilen hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığına ilişkin olumlu ya da olumsuz değerlendirme yapılmaması hatalı olmuştur. Ayrıca, ölü olan T21,Muhacir Güngör ve Makbule Güngör'ün mirasçılık belgeleri dosya içine alınmadan eksik araştırma ile karar verilmesi doğru olmamıştır....
olup olmadığının tespiti ile kan bağının olmaması halinde soy bağının iptaline, 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ ; Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesi kararının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkil ile davalı Hanife arasında evlilik ve cinsel birliktelik meydana gelmediğini, bu nedenle davanın nesep ile ilgili değil yalnızca davalı Hanife tarafından nüfusta çocuğun babası kısmına müvekkilin ismini yazdırması ile ilgili bir durum olduğunu, müvekkil ile davalı Hanife'nin meydana getirmiş olduğu çocuk ile soybağı kurulmadığından soybağının reddini talep etmenin de abeste iştigal olduğunu, soy bağının reddi davasının söz konusu olabilmesi için çocuk evlilik içinde doğmasına veya ana rahmine düşmüş olmasına rağmen kocadan olmama ihtimaline karşılık bu gibi bir durumda kanun, kocaya, çocuğun kendisinden olmadığını ispatlamak suretiyle onunla arasında oluşan soybağını ortadan kaldırması amacıyla açılabileceğini, soy bağının reddi davası ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan, bu anlamda babalık karinesinden yararlanan çocukların soybağının...
Aile Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 06/05/2019 tarihinde kesinleşen, 2017/475, esas, 2019/247 karar sayılı ilamı ile davacının küçük Ali Melih'in babası olmadığının tespitine, soy bağının reddine ve davacı ile küçük arasındaki soy bağı ilişkisinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Soy bağının reddine ilişkin dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının kendisi tarafından açılan boşanma davasından önce küçük Ali Melih in kendisinden olmadığını bildiği halde küçük çocuk için aylık 2.000 TL nafaka ödemeyi kabul ettiği anlaşılmaktadır....
Aile Mahkemesince 18/02/2021 tarihli celsede; uyuşmazlık soy bağının reddi ve babalığın tespiti olarak nitelendirilip, 01/04/2021 tarihli celsede; soy bağının reddi yönünden davanın eldeki davadan tefrik edilerek mahkemenin en son esas numarasına kaydının yapılmasına karar verilmiş soy bağının reddi davasının mahkemenin 2021/319 Esasına kaydedilmiş olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince; 2021/319 Esas sayılı dosyada yapılan yargılama sonucunda, nüfusta davacının babası olarak görünen T5'un hanesinden silinmesine ilişkin talebin genetik anne adının yazılması talebiyle bir bütün olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının konusunu oluşturduğu, bu davaya bakma görevinin tefrik kararı veren Manisa 4. Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde görevli ve yetkili Manisa 4. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Kısmında yer alan "Soy Bağının Kurulması" başlıklı 1. Bölümünün 1, 2, 3 ve 4. ayrımlarında yer alan maddelerden (TMK m.282 ila 320: Soy bağı, tanıma, babalık, evlat edinme vb) kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar"a ilişkindir. Buna göre, somut uyuşmazlığa ilişkin istinaf başvurusunu değerlendirme görevinin HSK'nın 564 ve 586 sayılı işbölümü kararları gereğince İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10.,11.38. veya 42. Hukuk Dairesinin görev alanında kaldığı, iş bölümü yönünden Dairemizin görevli olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. K A R A R : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE 2- Dava dosyasının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10.,11.38. veya 42. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, Dair; HMK'nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 18/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Diğer yandan, çocuklar ile anne ve babanın soy bağının tespitinde hakim, maddi olguları re'sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. Bu tür davalarda davalıların davayı kabulü tek başına sonuç doğurmaz, irs ve soy bağı ilişkisinin, kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açığa çıkaracak genetik inceleme sonucu karar verilmesi gerekirken, mahkemece davalılar ve tanık beyanlarına dayanılarak eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 21.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anne ve babanın birlikte değiştirilmesine yönelik dava soy bağının düzeltilmesine ilişkin olmayıp, hatalı yazılan nüfus kaydının 5490 sayılı Kanunun 36. maddesi hükümlerince tashihi istemine ilişkindir. Bu durumda, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre, .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24/06/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....