GEREKÇE : Dava, soybağının reddi ve babalık davasıdır. Davacı istinaf dilekçesinde, davacının orta okulda öğrendiği bilgilerin söylenti niteliğinde olduğunu, kesin bilgi olmadığı, bu nedenle hak düşürücü süreden davanın reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Babalık davasında çocuk ile baba arasında soybağının kurulabilmesi için çocuğun bir başka erkek ile soybağının bulunmaması gereklidir. Çocuğun herhangi bir yolla bir başka erkek ile soybağı kurulmuş ise bu soybağı ortadan kaldırılmadıkça babalık davası açılamaz. Bu açıklama ışığında soy bağının reddi davası ile birlikte açılan babalık davasının soy bağının reddi davasından tefriki ile iş bu dava dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirken bu şekilde işlem yapılmamış ise de bu konuda istinaf olmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir....
Bu şekilde kesinleşen sözkonusu karar, davacının babası olan .... yöneltilmediği için soy bağının tesisi açısından kesin hüküm sonuçlarını oluşturamaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeliri Kanunu'nun 303. maddesi''nde (Mülga 1086 sayılı Yasa'nın 237. maddesi) açıkça belirtildiği üzere, bir davaya ait şekli anlamdakesinleşmiş olan hükmün, diğer davada maddi anlamda kesin hükmün sonuçlarını doğurabilmesi için her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. O halde, davacıya, davalı ...'un sigortalı ....çocuğu olup olmadığı yönünde ''soybağının düzenlenmesi davası'' açmak üzere süre verilmesi ve bu davanın eldeki davada ön mesele yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
bulunduğu dönemde hiçbir resmi işlem gerçekleştiremediğini, mağdur olduğunu, açıklanan sebeple müşterek çocuk ile baba T1 arasında soy bağının kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; müşterek çocuk Doruk'un velayetinin davacı babada olduğunu, velayeti davacı annede olan Dağhan Arda'nın ise hamilelik zamanında beri davacının çocuğu olmadığını bu durumu bilerek nüfusa tescil edildiğini ancak açılan davalar neticesi Dağhan Arda'nın soy bağının reddi ve nafakanın kaldırılmasına karar verildiğini davacı tarafın tüm bunları bildiği halde kendisi ve aile bireylerin kişisel hırs ve öfkeleriyle müşterek çocuk Doruk'u davacı anneden öç alma aracı olarak kullanmaya çalıştığını, çocuğun anneden nefret ettiği iddiasının doğru olmadığını, Doruk ve annenin iki aydır hiçbir şekilde görüştürülmediğini, öncesinde çocuğun annesi ve kardeşi ile normal paylaşım içerisinde olmadığını, hiçbir anormalliğinin bulunmadığını, diğer davalar nedeniyle Doruk'un anneyle görüşmesinin engellemeye çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
D)İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil soyunun Ali Karaduman'a dayandığını inkar eden hiç bir beyan, delil yahut delil başlangıcı bulunmadığı gibi bilakis müvekkilin ve soyunun Ali Karaduman' dan geldiğine ilişkin beş adet haklı mirasçılardan tanık beyanı, bir adet avukat marifeti ile sunulmuş beyan dilekçesi başta olmak üzere bir çok evrak söz konusu olduğunu, bu bağlamda müvekkil ile muris arasında soy bağının tespiti açısından şüphe kalmadığını, mahkemenin tespite konu etmesi gerektiği hususun hangi derece ve hangi kuşaktan soy bağının kurulması gerektiği hususu olduğunu, bu bağlamda davacının soy bağının Ali Karaduman ile kurulması gerektiği kanaati tarafımızca söz konusu olduğunu re'sen dikkate alacağı sebepler ile; istinaf başvurumuzun kabulüne karar verilmesini, kararın kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kurulan soy bağının (babalık) itiraz ve nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın tanımaya itiraz ve soy bağının düzeltilmesi ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2. Aile Mahkemesince ise davanın uyuşmazlığın hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanununun 4. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun “Vesayet” başlıklı üçüncü kısmı hariç olmak üzere “Aile Hukuku” başlıklı İkinci Kitabından (m.118 ila 395 arası) kaynaklanan davalara bakmak görevi aile mahkemelerine aittir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/240 esas sayılı dosyası ile soy bağının reddi davası açtığını ve bu davanın halen derdest olduğunu, anlaşmalı boşanma davası sırasında müvekkilinin böyle bir durumun varlığından haberdar olmadığını, bu nedenle önceki verilen karardan dönülerek soy bağının reddi davasının bekletici mesele yapılmasını, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, müşterek çocuk Süleyman Bera'nın velayetinin müvekkiline verilmesini, müşterek çocuk lehine aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, davalının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini, çocuk Vera Gül'ün velayetinin anneye verilmesini, anlaşmalı boşanma protokolünün hükümsüzlüğüne karar verilmesini, 34 XX 255 plakalı Seat Toledo marka aracın trafik kaydına ihtiyati tedbir konulmasını ve sonrasında bu aracın trafik kaydının boşanma davasının ekinde yer alan protokol gereği tescili yapıldığı için yapılan bu tescil işleminin iptali ile müvekkili adına tesciline, müvekkili lehine 150.000,00 TL manevi...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne, nüfusta tarafların ortak çocuğu olarak görünen Harun Emir'in davalının çocuğu olmadığının tespiti ile soy bağının reddine, davalı lehine vekalet ücreti takdirine, yargılama giderlerinin davacıdan tahsiline karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar davacı vekili tarafından aleyhe hükmedilen yargılama giderleri ve ücreti vekalete yönelik olarak istinaf edilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava soy bağının reddi davasıdır. İlk derece mahkemesince dava kabul edilmiş, karar davalı tarafından istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Yargılama gideri davada haksız çıkan taraftan alınır (HMK m 326). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir (HMK m 323)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, soy bağının reddi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Aile Mahkemesinin 2007/450 esas 2008/409 karar sayılı 25.11.2008 kesinleşme tarihli kararı ile boşandıkları, evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun babasının karine olarak koca ( davalı Akif ) olduğu, davacı kadının davalı Akif aleyhine soy bağının reddi davası açtığı, Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/40 esas 2018/49 karar sayılı ilamıyla davanın usulden reddine karar verildiği, kararın istinaf ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, eldeki davada davanın reddine karar verilmiş ise de kararın maddi anlamda kesin hüküm oluşturacak halde verilmesinin hatalı olduğu, geçerli bir soy bağı ortadan kaldırılmadıkça babalığa karar verilememesinin dava şartı olduğu, bu şartın gerçekleşmemesi halinde davanın usulden reddinin gerekeceği, zira geçerli soy bağı ortadan kaldırıldığı takdirde hak düşürücü süre içinde olmak kaydıyla yeniden babalık davası açılmasına engel bir hal olmadığı değerlendirilmiş, davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına...