WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın mahiyetinin nüfus kaydının düzeltimi değil, soy bağının düzeltimi davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının isteminin soy bağının değiştirilmesini de içermesi nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Konya 3. Aile Mahkemesi ise, davanın nüfus kaydının tashihine ilişkin olduğu ve soybağına ilişkin dava olmadığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacı, eşi olan ....'nın gerçek anne ve babasının...olmasına rağmen nüfus kayıtlarında dedesi ...., üzerine kayıt edilmiş olduğunu bildirerek, nüfus kaydının düzeltilmesini istemiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Konya 1....

      Ordu 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davacının isteminin soy bağının değiştirilmesini içerdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Ordu Aile Mahkemesi ise, davanın nüfus kaydında soyadının değiştirilmesine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacının kızı ".....'ın" nüfus kayıtlarında boşandığı eşinin soyadı olan "...." soyadının "....." olarak değiştirilmesi istemi ile soyadının düzeltilmesi talep edilmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. Bu durumda,5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medeni Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'...

        Asliye Mahkemesi ise davanın, soy bağının düzeltilmesine ilişkin olduğu ve aile mahkemesinin görevine girdiği belirtilerek görevsizlik kararı vermiştir. Somut olayda; davacı vekili, davacı tarafından Türk Vatandaşı Olmayan ... isimli kişilerin müvekkilinin çocuğu olduğundan bahisle müvekkili ...'nın bu kişilerin annesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın, genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİME 16/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 3.Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının nüfustaki yanlış kaydın ve baba adının iptali ile gerçek baba hanesine kaydı istemine ilişkindir. ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın Nüfus Hizmetleri Kanunu 36/1-a maddesi uyarınca bir düzeltme davası olmayıp, Türk Medeni Kanununda düzenlenen soy bağının tesbiti davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Aile Mahkemesi ise, davanın nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin olduğu ve genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

            Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarih, 2008/30 E. ve 2009/96 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289. maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır. Soy bağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin”, ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır....

            dikkate alındığında, her ne kadar soybağının reddi davası anne tarafından açılamayacak ise de, eldeki davanın küçüğe velayeten anne tarafından açıldığı, annenin davalı sıfatının bulunduğu, velayete dayalı dava açma hakkı menfat çatışması oluşturacağından, mahkemece, ihbar sonucu beklenerek çocuğun kayyım ile temsilinin sağlanarak davaya dahil edilip, gösterdikleri takdirde taraf delillerinin toplanmasından sonra, bütün delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi ayrıca soy bağının reddi ile birlikte açılan babalık davasının iş bu dosyadan tefriki ile babalık davası yönünden iş bu soy bağının reddi davasının bekletici mesele yapılması için dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine , davalı kadının istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yalvaç Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21/03/2017 tarih ve 2016/412 E. 2017/108 K. sayılı ilamı ile; Niteliği itibariyle soy bağının düzeltilmesi davası gibi görünüyor ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 30/01/2008 tarih ve 2008/2- 36, 2008/47 Esas ve karar sayılı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13/04/2016 tarihli 2014/18- 717 Esas sayılı ilamlarında gösterildiği üzere dava esasen nüfus kaydında düzeltim davası olup, soy bağının düzeltilmesi T2 kaydında düzeltim davaları sonuçları hane dışına çıkarma bakımından benzerlik gösterse de içerik itibariyle arklı davalar olduğundan öncelikle davanın neden nüfus kaydında düzeltim davası olarak nitelendirildiği hususunun ifade edilmesinin gerekli olduğu düşünülmüştür. Bu kapsamda soy bağının düzeltilmesi davalarında kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir....

            ın 25.02.2018 tarihli raporunda; "Davacının soy bağının vakfedene ulaştığı, bu soy bağının kök dede Abdulkadir'e (Gebze 1842 - 1926) kadar olan kısmının nüfus kayıtlarıyla, ondan sonrasının (babası ... de nüfusta ismen onun a nnesi Kasım kızı Fatma Hatun (mütevelli) ve Vakfeden ... Ağa şeklinde olduğu, davacının vakfedenle arasındaki üst soy çizgisinde kimse bulunmadığı için vakfiyedeki ön batında olma şartının da gerçekleştiğini, ancak bu soy çizgisinde 1870 tarihli veraset ilamında söz edilen... zevcesi Emine'nin mütevelli Emine Hatun olduğuna ilişkin biraz daha ikna edici kanıta ihtiyaç duyulduğu (örneğin, ilamdaki Emine, Mehmet kızı olarak belirtildiğine göre Emine'nin annesi Kasım kızı Fatma'nın eşinin adının Mehmet olup olmadığının araştırılması gerekir), bu durumda davacının davaya konu El-Hac ... Ağa bin Mehmet ......

              çocuğu olmadığına karar verilmediğini, bu hükmün ilk kararın bozulması üzerine verildiğini, bu davanın murislerin ölüm tarihinden çok sonra açıldığını ve ...’nun mirasçılığını etkilemeyeceğini, soy bağının reddi davasının yalnızca baba tarafından açılabileceğini, kardeş tarafından açılamayacağını, baba ... tarafından 1956 yılında Bursa 2....

                UYAP Entegrasyonu