gerçek kan bağını yansıtmadığı ve halefiyet kuralı işlemediği için kayıtlardaki anne ve babasının mirasçısı olamadığı gibi onların murislerinden intikal eden mirasında da hak iddia etmesinin mümkün olmadığını, davacının teyzesinin mirasının eşi ile birlikte annesine ve halefiyetle de kardeşlerine ve onların alt soyuna kaldığını, davalının kan bağı yönünden gerçek soy bağının tespiti ile resmi nüfus kayıtlarının hatalı olması sebebiyle düzeltilmesinin gerektiğini, hukuki menfaati ve bağlantısı olması sebebiyle açılan işbu davanın kabulüne, davalı T3'a ait gerçek soy bağının belirlenilerek kan yönünden anne babasının tespiti ile birlikte hazırdaki nüfus kayıtlarının iptal edilerek düzeltilmesine , gerçek anne ve babasının nüfusuna kaydedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
un kardeşi Zeki Karabulut'tan alınan örneklerle DNA incelemesi yaptırıldığı ve alınan Adli Tıp Kurumu raporunda bu kişilerin aynı soy ağacından gelen bireyler olduğunun açıklandığı gerekçesi ile davanın kabulü ile Suriye uyruklu ...'nin babasının 46309981022 T.C. Kimlik Numaralı Memet Karabulut olduğunun tespitine, ... ile ... arasındaki soybağının bu şekilde belirlenmesine, karar kesinleştikten sonra sair mahkeme kararına ihtiyaç olmaksızın nüfusa kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Öncelikle çözümlenmesi gereken husus; davanın soybağının reddi-babalık veya nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davası olup olmadığıdır. Bilindiği üzere, soybağı birbirinin soyundan gelen kişiler arasındaki ilişkiyi ifade ettiğinden bu kavram içerisinde kan bağının yanında hukuki münasebetin de bulunması, diğer bir ifadeyle kan bağının hukuk düzeninin aradığı koşullar içerisinde oluşması zorunludur....
Çocuk adına anne tarafından açılan soy bağının reddi davasında, anne ve çocuk arasında menfaat çatışması bulunduğundan çocuğa kayyım atanarak davacı açısından taraf teşkili sağlanmalı, çocuk tarafından açılan soy bağının reddi davalarında husumetin anneye de yöneltilmesi gerektiğinden kayyıma “Annenin davaya davalı sıfatı ile” dahil edilmesi için süre verilmesi gerekir ise de; çocuk adına anne tarafından velayeten dava açıldığından dava dilekçesinde davalı olarak annenin de gösterilmesi ile bu eksikliğin ortadan kalktığı anlaşıldığından, mevcut vekilin sadece çocuk ya da anneyi temsil edeceği de gözetilip, mahkemece taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi, delillerin toplanılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bir vakfın evladı olunabilmesi için vakfın kurucusuna kadar soy bağının götürülmesi zorunlu olmayıp, daha önceden kesinleşmiş mahkeme kararı ile evlat olduğuna karar verilen kişilerle veya 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararına göre tevliyeti evlada bırakılan vakıflarda mütevellilik yapan kişilerle yöntemince kanbağı ilişkisinin kurulması yeterlidir. Dolayısı ile idarenin (T5 veya Mülhak Vakıf Yönetiminin) tek taraflı olarak evlat listesine yaptığı dayanaksız bir kayıt yeterli olmayıp, açıkça galle fazlasını almaya hak kazanıldığını gösterir bir mahkeme ilamına dayalı olarak vakıf evlat listesine eklenen kişiler, daha sonra açılacak vakıf evlatlığı davalarında kesin hüküm olmasa da güçlü delil olarak değerlendirilebilecektir. ( Yargıtay 8....
Bir vakfın evladı olunabilmesi için vakfın kurucusuna kadar soy bağının götürülmesi zorunlu olmayıp, daha önceden kesinleşmiş mahkeme kararı ile evlat olduğuna karar verilen kişilerle veya 1943 tarihli Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararına göre tevliyeti evlada bırakılan vakıflarda mütevellilik yapan kişilerle yöntemince kanbağı ilişkisinin kurulması yeterlidir. Dolayısı ile idarenin (T4 veya Mülhak Vakıf Yönetiminin) tek taraflı olarak evlat listesine yaptığı dayanaksız bir kayıt yeterli olmayıp, açıkça galle fazlasını almaya hak kazanıldığını gösterir bir mahkeme ilamına dayalı olarak vakıf evlat listesine eklenen kişiler, daha sonra açılacak vakıf evlatlığı davalarında kesin hüküm olmasa da güçlü delil olarak değerlendirilebilecektir. ( Yargıtay 8....
Bu durumda yapılan yargılamaya, toplanan delillere, dosya içeriğine, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, vâkıf ile evlatlık bağı kurulduğu, batın tertibi olmadığı, erkek çocuklarının soyunun münkariz olması nedeniyle soy bağının vakfedenin kız çocuklarına dayanıyor olmasının sonuca etkili olmadığı saptanarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 04.11.2019 tarih ve 2018/11314- 2019/9791 E K sayılı, 07.10.2019 tarih ve 2018/9578- 2019/8599 E K sayılı kararları ile ve yerleşik diğer içtihatlarıda bu yönde olduğuna göre; davalı T4 vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davalı vekili tarafından davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olduğu, davacının iş bu iddialarını boşanma davasında ileri sürdüğünü, buna rağmen davacının soy bağının reddi davası açmadığını iddia etti ise de, tarafların boşanma dosyası incelendiğinde, davalı erkeğin boşanma davasına cevap dilekçesinde müşterek çocuklarının kendisinden olmadığını iddia etmediği, 21/02/2014 tarihli delil ve beyan dilekçesinde kadının sadakat yükümlülüğüne uymayan davranışlar sergilediğini beyan etse de müşterek çocuğun başkasından olduğunu bildiğini gösterir her hangi bir ibarenin yer almadığı, boşanma dosyasında davacı kadının da küçük T5 davalı ile müşterek çocukları olduğunu belirttiği, davacı erkeğin şüphelenmesinin çocuğun kendisinden olmadığnı öğrenme anlamına gelmeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde Dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler ve adli tıp raporu birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememize sunulan ATK raporunda davacı T1 T5 için biyolojik babalığının reddedildiği...
Davalı vekili tarafından davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açılmış olduğu, davacının iş bu iddialarını boşanma davasında ileri sürdüğünü, buna rağmen davacının soy bağının reddi davası açmadığını iddia etti ise de, tarafların boşanma dosyası incelendiğinde, davalı erkeğin boşanma davasına cevap dilekçesinde müşterek çocuklarının kendisinden olmadığını iddia etmediği, 21/02/2014 tarihli delil ve beyan dilekçesinde kadının sadakat yükümlülüğüne uymayan davranışlar sergilediğini beyan etse de müşterek çocuğun başkasından olduğunu bildiğini gösterir her hangi bir ibarenin yer almadığı, boşanma dosyasında davacı kadının da küçük T5 davalı ile müşterek çocukları olduğunu belirttiği, davacı erkeğin şüphelenmesinin çocuğun kendisinden olmadığnı öğrenme anlamına gelmeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde Dosya içindeki tüm bilgi ve belgeler ve adli tıp raporu birlikte değerlendirildiğinde, Mahkememize sunulan ATK raporunda davacı T1 T5 için biyolojik babalığının reddedildiği...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince, "...Davacı vekilinin vakıf evladının hangi soydan geldiğine dair açılma yaptığı buna ilişkin soy bağının dosya içeresine sunduğu akabinde dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, alınan bilirkişi raporuna göre davacıların vakıf evladı olduğuna dair soy bağının tespit edilemediğine dair raporunu sunduğu, davacı vekilinin itirazı üzerine ek rapor alındığı buna göre Kayseri 3....
Aile Mahkemesinde soy bağının reddi davası açıldığını, 2014/774 E- 2015/868 K sayılı davanın reddine ilişkin dosyadan alınan DNA testi ile Müberra'nın müvekkilinin kızı olduğunun netlik kazandığını, ancak bu durumun gerçeği değiştirmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DELİLLER : İzmir 14. Aile Mahkemesinin 2014/774 E- 2015/868 K sayılı 30/12/2015 tarihli kararı, DNA test raporu, nafaka dava dosyası, nüfus kayıtları, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını gösterir araştırma tutanakları, tanık beyanları, tüm dosya kapsamı....