Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2019 NUMARASI : 2017/1340 ESAS 2019/1297 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Aleyhine icra takibi başlatıldığını 20.09.2017 tarihinde haberdar olduğunu, alacaklıya ödemesi gereken 77.000- TL yi ödediğini, davalının bu bedelin üstündeki tüm taleplerine faize ve ferilerine tüm alacak istemine itiraz ettiğini, icra müdürlüğüne tekrar gittiğinde takibe itiraz talebinin süresinde olmadığı için reddedildiğini, tarafına borç muhtırası gönderilmesine karar verildiğini, usulsüz şekilde ödeme emri tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğ edildiği adresin ev adresi olduğunu, şirket adresi olmadığını, çalışanı olmadığını, işbu sebeplerle 02.10.2017 tarihli...

Somut olayda; borçlunun zamanaşımı itirazı dışında kalan faize itirazının mahkemece değerlendirilmediği görülmüştür. 6100 sayılı HMK'nun "Hükmün Kapsamı" başlığını taşıyan 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği öngörülmüştür. Buna göre, şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Mahkemece, yukarıda açıklanan yasa hükmü de gözetilerek, borçlu ...'nun faize ilişkin itirazı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Birleşen dosya borçlusu ...'...

    Somut olayda; davalı borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde, borcun bir kısmının ödendiği gerekçesi ile kısmi itirazda bulunduğu, itiraz dilekçesinde itirazın cihet ve miktarını göstermediği görülmektedir. Buna göre, borçlu itiraz dilekçesinde itiraz ettiği asıl alacağın miktar ve cihetini belirtmediğinden borç aslına yönelik itiraz geçersizdir. Borca yönelik itiraz geçerli olmadığından itirazın kaldırılmasının istenmesi mümkün değil ise de, borçlunun işlemiş faize yönelik itirazında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. O halde borçlunun işlemiş faize yönelik itirazlarının incelenmesi gerekirken davanın tümden reddi doğru değildir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Mahkemenin kamulaştırma bedelinin tespiti ve tesciline ilişkin gerekçeli kararın ve itiraz edilen icra takibinin birbirine uygun olduğunu, hükmün faize ilişkin kısmının açık olduğunu, icra takibi ile talep edilen faize ilişkin kısma dair de herhangi bir tereddüt bulunmadığını, usul hukuku kurallarının yerel mahkeme kararı hiçe sayılarak ihlal edildiğini, takibe konu alacağın muaccel olduğunu, kamulaştırma bedelinin dahi müvekkiline ait hesapta nemalanmaktayken yargılamanın makul bir sürede sonuçlamamasına dair adil yargılanma hakkının tazminatına ilişkin faiz alacağının talep edilmesinin mümkün olduğunu, idarece, kamulaştırma bedelinin kesinleşmesi ve yargılamanın uzaması sonucunda kişilerin uğradığı hak kaybına karşılık temin edilen tazminat niteliğindeki faiz alacağının karıştırılmasının söz konusu olduğunu, kamulaştırma bedel tespiti ve tescil davasının özel niteliğe sahip bir yargılama olduğunu ve öteden beri faize ilişkin uygulamanın taleplerinde...

    şeklide başlatılarak müvekkile icra emri gönderilmek sureti ile ve usulsüz bir şekilde takip kesinleştirildi ise o zaman takibe borca faize ve faiz oranını fahiş olması nedeni ile faiz oranına itiraz ettiklerini, müvekkilinin adresinin İstanbul ili Ferhat Paşa Ataşehir ilçesi olduğunu, İstanbul 10....

    HGK'nun 05.04.2000 tarih ve 2000/12-739 Esas-746 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ilamda faize ilişkin hüküm bulunmaması halinde, icrası kesinleşmesine bağlı olmayan ilamlarda karar tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun'un 1. maddesi koşullarında değişen oranlarda yasal faiz istenebilir. Somut olayda, takip konusu ... 9. Aile Mahkemesi'nin 12.05.2014 tarih 2013/40 Esas ve 2014/628 Karar sayılı ilamında, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müşterek iki çocuk için aylık 400'er TL tedbir nafakasına hükmedilmiş faize ilişkin hüküm kurulmamıştır. Bu durumda Mahkemece, yukarıda açıklanan HGK ve Yerleşik Yargıtay İçtihatlarında belirlenen ilkeler gereğince, takip konusu tedbir nafakasına karar tarihinden itibaren faizin istenebileceği kabul edilerek, gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

      DAVA KONUSU : İCRA TAKİBİNE İTİRAZ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin her hangi bir borcu bulunmadığını, ciro silsilesinin kopuk olup lehtarın birinci ciranta olmayıp Ham Restaurant firmasının büyük ortağı olan Hüseyin Yeğin olduğunu, takip konusu senetlerin kira bedeli karşılığı düzenlenen vadeli senetler olduğunu, 3 senedin kira bedelinin alacaklı firmaya ödendiğini, firma tarafından senetlerin imha edildiğinin söylendiğini, 2017 yılı Kasım ayı senedine kadar hiçbir problem yaşanmadığını, takibe koyan T3 lehtar olan Ham Restauran Ltd Şti'nin ortağı olduğunu, alacaklının senet bedelinin ödendiğini bildiğini, kötü niyetli olduğunu, Bakırköy 2. ATM'de ihtiyati haciz kararı alındığını, müvekkilin temerrüde düşürülmediğini, faize de itiraz ettiklerini belirterek, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Maddesinde yukarıda ifade edilen hususlardan dolayı itiraz edilen kısmın açıkça itiraz dilekçesinde belirtilmesi gerektiğini emredici olarak ifade etmiştir. Tüm bu nedenlerden dolayı ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan ve bir hukuka aykırılık görülmediğinden şikayet olunan borçlu vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibine başlandığı, borçlunun icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve sair şikayet sebepleri yanında hesap kat ihtarına itiraz ettiğini, talep edilen faiz oranlarının fahiş olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak faize ilişkin itirazların kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....

        Faiz şikayetinin süresiz şikayet olduğu ve her zaman ileri sürülebileceği de göz önünde tutularak borçlunun şikayetinin mahiyeti gereği takip öncesi ve takip sonrası faize yönelik şikayet niteliğinde olduğu da dikkate alınarak daha önce borçlu vekili banka ismi bildirdiğinden bu kez alacaklı vekilinin bildireceği bankalardan, kıdem tazminatı faiz hesabı için (hakkın) doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden dosya hesabının yapıldığı 04.10.2013 tarihine kadar kıdem tazminatı için istenebilecek faiz miktarının dosyaya celp edilen bankaların faiz oranları karşılaştırılarak, diğer alacaklar yönünden ise ilamda belirtilen tarihlerden itibaren dosya hesabının yapıldığı tarihe kadar yasal faiz üzerinden bilirkişiye hesaplattırılması gerekirken, açıklanan ilkelere uygun düşmeyen ve sadece takip tarihinden dosya hesabının yapıldığı tarihe kadar faiz hesabı yapan bilirkişi...

          UYAP Entegrasyonu