Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

107.058,05- TL olduğunu, davalı Kurumun itiraz ettiği kısmın 107.058,05- TL olması ve faize itiraz ettiği kısmın da 26.804,16- TL olması nedeniyle 396.726,39- TL olarak istenen toplam alacaktan, itiraz ettiği 107.058,05- TL+26.804,16- TL kısım çıkarıldığında itiraz edilmeyen kısım olarak 262.864,18- TL kaldığını, takipte kesinleşen kısım 262.864,18 TL olduğundan, bu husus dikkate alınmadan, takip çıkışı 214.490,07 TL üzerinden hesaplama yapıldığını, yapılan bu hesaplamanın hatalı olduğunu, dosyanın uzman hesap bilirkişisine tevdi edilerek hesaplama yapılmasına ve şikayetlerinin kabulü ile 04.04.2017 tarihli kapak hesabının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

ücretinin nispi hesaplanması gerekirken maktu vekalet ücretine karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının dava dilekçesindeki iddialarının teknik olarak şikayet davasının sınırlarını aşmakta olduğunu, borca itiraz davası niteliğinde olduğunu, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin nispi hesaplanması gerektiğini ileri sürerek kararın bu yönden kaldırılmasını talep etmiştir....

giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

Mal Müdürlüğünün 09.09.2015 tarihli müzekkere cevabı ile bildirmiş olduğu borç miktarı 20.989,31 TL. olarak kabul edilerek sıra cetvelinin düzenlendiği, borç miktarının 6512 Sayılı Kanunu'nun ihlal edilmesi halinde taksitlerin bozulacağı ve borç miktarının değişeceğinin Mal Müdürlüğünün 13.04.2015 tarihli yazısıyla bildirildiği dolasıyla sıra cetvelinin düzenlendiği en yakın tarihe göre borç miktarı Mal Müdürlüğünden sorgulanarak buna göre sıra cetvelinin düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. 1-İcra ve İflas Kanunu'nun 142. maddesine göre sıra cetveline itiraz davaları kural olarak genel mahkemelerde görülür. İtiraz yalnız sıraya ilişkin ise görev İcra Mahkemesinindir. (İİK'nın m.142/son). Somut olayda, şikayet edilenin alacağının borç yapılandırmasına uğradığı iddia edilmekte olup, alacağın esasına ilişkin itiraz bulunduğundan dava genel mahkemede görülmelidir....

    İTİRAZ VE ŞİKAYET Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; komşuya haber verilmeden, kapıya bildirim asılmadan doğrudan muhtara yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, tebliğden 14.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, alacaklıya borcu olmadığını, senetteki imzaya, borca, faize, faiz oranına, tüm ferilerine, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiğini belirterek ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek süresinde açılmayan davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini ve borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir. III....

      Merkez Bankası'nca belirlenmekte ve ilan edilmekte olan reeskont oranı üzerinden hesap yapılması gerekirken, ilam hükmü yorumlanarak avans faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmesi doğru değildir. İcra mahkemesince işleyecek faizle ilgili şikayet karar gerekçesinde tartışılmamış ve bu hususta açıkça olumlu ya da olumsuz karar verilmemiştir. 6100 sayılı HMK'nun 297/c maddesine ve T.C. Anayasası'nın 141/III. maddesine göre; Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Mahkemece işleyecek faize ilişkin şikayet hakkında gerekçesi de açıklanmak suretiyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir....

        ın temyiz itirazlarına gelince; Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı banka tarafından genel kredi sözleşmesi, ipotek akit tabloları ve hesap kat ihtarına dayalı olarak borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 6 numaralı icra emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sair şikayet ve itirazları ile birlikte iade edilmeyen 39 adet çek yaprağı bakımından depo isteminde bulunulan miktarın icra emrinde ve ihtarnamede farklı olduğunu ileri sürdüğü, ayrıca talep edilen faize itiraz ettiği görülmektedir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davalı vekili tarafından istinaf cevap dilekçesi ile aynı zamanda mahkeme kararının faize yönelik kısmının düzeltilmesi talep edilmişse de; Davalının sözkonusu talebi bakımından istinaf kaydının bulunmadığı ve istinaf yasa yolu başvuru harcının yatırılmadığı, dolayısı ile harcı kaydı bulunmayan istinafa cevap dilekçesiyle ileri sürülen bu itirazın usulüne uygun bir istinaf başvurusu olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla davalının istinaf yasa yoluna başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda; Dava kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte dayanak senedin kambiyo senedi vasfına yönelik şikayet ile borca kısmi itiraz ile işlemiş faiz miktarına ve oranına yönelik itirazlarına ilişkindir. Tokat 3....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2021 NUMARASI : 2019/520 ESAS, 2021/1751 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine faiz alacağından bahisle ilamlı takip başlatıldığını, icra emrinde faize faiz istendiğini, faize faiz yürütülemeyeceğini, mahkeme kararında da böyle bir hüküm bulunmadığını söyleyerek ilama aykırı icra emrinin iptalini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesinde" Tüm dosya kapsamına göre; alacaklı vekili tarafından Çatalca 1....

          Yasa maddesinin bu açık hükümlerinin sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler, gerekçeli olmalı ve infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Somut olayda; mahkemece, HMK'nun 297/1- c. maddesine aykırı olarak hüküm kurulduğu, davacı borçluların borca, faize ve ferilere itirazları hakkında gerekçe belirtilmeden ve inceleme yapılmadan karar verildiği görülmektedir....

          UYAP Entegrasyonu