Bunun dışında sözleşmenin ifa olunacağı yer icra dairesi de özel olarak yetkilidir. Somut olayda davalı takip borçlusunun yerleşim yeri İzmir, sözleşmenin ifa yeri ise Kırşehir'dir. Davalı taraf süresinde verdiği icra takibine itiraz dilekçesinde öncelikli olarak icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, İzmir İcra Daireleri'nin yetkili olduğunu bildirmiştir. İtirazın iptâli davasının dinlebilmesi, geçerli bir icra takibinin bulunmasına bağlıdır. İcra takibine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilirse mahkemenin öncelikli olarak icra takibine yetkili icra dairesini belirlemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine itiraz edilmemiş olsa bile (somut olayda usulen yetki itirazı ileri sürülmüştür.) davalı tarafça süresi içinde verilen icra takibine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğinden öncelikle takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı belirlenmelidir....
Bu haliyle, 7 günlük icra takibine itiraz süresi 17.08.2011 günü dolmuş, itiraz dilekçesi 22.08.2011 gününde havale edilmiş olduğundan icra takibine itirazın süresi içerisinde olduğundan söz edilemez. Bu halde, süresi içerisinde verilmiş bir itiraz dilekçesi olmadığından ve süresiz şikayet yoluyla durmuş olan takibe devam etme imkanı varken kesinleşmiş bir icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında davacı yüklenicinin hukuki yararı yoktur. Az yukarıda izah edilen dava şartının sağlandığından söz edilemez. Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Davacı, davalının kaçak elektrik kullandığından bahisle aleyhine genel haciz yoluyla icra takibine girişmiştir. Davalının borca itiraz ettiği ve bu nedenle takibin durduğu gerekçesiyle itirazın iptali isteminde bulunmuştur. İcra İflâs Yasası'nın 62/1. maddesi uyarınca "borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine itirazını bildirmeye mecburdur" Aynı Yasanın 66/1. maddesine göre "müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur, itiraz müddetinde değilse alacaklının talebi üzerine icra müdürü takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder" Somut olayda davalı (borçlu)'ya ödeme emri 01.07.2003 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu itiraz süresi 08.07.2003 günü dolduğu halde 09.07.2003 tarihinde borca itiraz etmiştir. O halde icra takibine davalının itirazı süresinde değildir. Bu haliyle davacı alacaklı icra dairesinden takip muamelelerine devam edilmesini İcra İflâs Kanunu 66. maddesi gereğince isteyebilir....
İcra Dairesi'nde yapılmış, itiraz üzerine eldeki dava ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılmıştır. Davalı taraf süresi içerisinde verdiği icra takibine itiraz dilekçesinde, öncelikli olarak icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. İtirazın iptâli davasının dinlenebilmesi, geçerli bir icra takibinin bulunmasına bağlıdır. Gerek icra takibine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine, gerekse cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine itiraz edilirse, mahkemenin yapacağı iş öncelikli olarak icra takibinde yetkili icra dairesini belirlemektir. Mahkemenin yetkisine süresi içerisinde yetki itirazında bulunulmamış olsa bile, davalı tarafça süresi içerisinde verilen icra takibine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edildiğinden, öncelikle takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı belirlenmelidir. Davalının yerleşim yeri "..." olup, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kabul edilmesi halinde dahi sözleşmenin ifa edileceği yer "..." ilidir....
Somut uyuşmazlıkta davalının icra takibine konu borcun tamamına itirazı bulunmamakta olup, aksine ödenmeyen bakiye borç bulunduğu kabulündedir. Davalının itirazı alacaklı bankanın yapılan bir kısım ödemeleri alacaktan mahsup etmemesine yöneliktir. Bu durumda davalının icra takibine yönelik itirazı kısmi itiraz niteliğindedir. İİK'nun 62/4 maddesinde ise kısmi itirazın ne şekilde yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan madde; " Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır." hükmünü içermektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, icra takibine kısmi itirazda bulunan davalının itiraz ettiği borç miktarını açıkça itiraz dilekçesinde belirtmediği görülmüştür....
Mahkemece, toplanan delillere göre, mahkemenin yetki alanı içerisinde başlatılan bir icra takibi bulunmadığından davanın usul yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TTK.nun 1301.maddesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı ... şirketi, Şişli 1.İcra Müdürlüğü’nün 2006/8302 Esas sayılı takip dosyası ile davalılar aleyhinde icra takibinde bulunmuş, davalılar icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş, sadece borca itiraz etmiştir. Borca itiraz üzerine duran icra takibine karşı, itirazın iptali istemi ile açılan iş bu dava HUMK.’ndaki genel yetki kuralları uyarınca, davalıların ikametgahı olan yetkili Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılmıştır. İİK.nun 67.maddesine dayanan ve İcra Dairesinin yetkisine itiraz olmayan itirazın iptali davasının, takibin yapıldığı İcra Dairesinin yetki çevresinde görüleceğine dair bir usul hükmü de yoktur....
Bu haliyle, 7 günlük icra takibine itiraz süresi 26.02.2013 günü dolmuş, itiraz dilekçesi 28.02.2013 gününde havale edilmiş olduğundan icra takibine itirazın süresi içerisinde olduğundan söz edilemez. Bu halde, süresi içerisinde verilmiş bir itiraz dilekçesi olmadığından, davacı yüklenicinin eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur. Az yukarıda izah edilen dava şartının sağlandığından söz edilemez. Mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi zorunludur....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında düzenlenen protokole göre alacaklı olduklarını, alacağın tahsili için yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek 2010/8389 esas sayılı icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, icra takibinin iptal edildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davacı yanca başlatılan 2010/8389 esas sayılı icra takibinin iptal edilmesi sonucu davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının şartlarından birisi, usulüne uygun olarak ilamsız icra takibi yapılması ve bu icra takibine süresi içinde yapılan itiraz sonucu takibin durmasıdır. Somut olayda davacı yanca başlatılan 2010/8389 esas sayılı takip ilamsız icra takibi olmayıp kambiyo senetlerine özgü yol ile başlatılan kambiyo yolu ile takiptir....
müvekkiline ----- kaldığını, davalının adına tahakkuk ettirilen faturalardaki bedelleri ödeme süreleri geçmiş olmasına rağmen ödememiş olması nedeniyle davalı aleyhine ------ dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, Sayın Mahkemece yapılacak olan yargılamada delilleri ve ekte sundukları cari hesap ekstresi gereğince müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunun, davalının itirazında haksız olduğunun ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiğinin görüleceğini, dava konusu alacağın likit olduğunu, davalının icra takibine yaptığı itirazının haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle davalının İcra ve ----- maddesi gereğince takip tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi gerektiğini, alacağın sabit olduğunu ve davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğinin sabit olduğunu, bu nedenle davalının icra dosyasına haksız itirazının alacağın tahsilini geciktireceğini, yargılama sonunda tahsil imkanının...
Genel haciz yoluyla yapılan ilamsız icra takiplerinde, borçlunun itirazı üzerine takip durur ve alacaklının takibin devamını sağlamaya yarayan imkânlarından biri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67 inci maddesinde öngörülen itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir....