Bu durumda mahkemece, dava konusu ipoteğin dayanağı olan belgeler (ipotek akit tablosu, imar uygulamasına ilişkin Belediye Encümen kararı, şuyulandırma cetvelleri v.b.) getirtilmek suretiyle, tüm ipotek lehtarlarının davada yer almalarının sağlanması, dava konusu taşınmazda imar uygulaması ile tesis edilen imar ipoteğinin lehdarlarının imar uygulaması öncesine ait kadastral parsellerinin tedavüllü tapu kayıtları (geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir biçimde kütük sayfaları) da temin edilerek, dava konusu taşınmazın her hissedar bakımından, ipotek lehdarlarının ipoteğe çevrilen taşınmaz miktarlarının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanması, ve buna göre ipoteğe çevrilen taşınmaz miktarının dava tarihindeki rayiç bedelinin belirlenmesi ve saptanan bu ipotek bedelinin davacı tarafından depo edilmesinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....
Bu durumda mahkemece ipotek verenlerin sorumluluğunun ipotek akitleri ve bu akitlerde belirtilen ipotek limitleri ayrı ayrı değerlendirilerek belirlenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken ayrı ayrı kişiler tarafından verilen ipotek limitleri toplamına göre yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi takipten sonrası için faize faiz yürütülmesine olanak sağlayacak biçimde hüküm kurulması da BK.’nun 104/son maddesine aykırılık oluşturur. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.7.2006 gününde oybirliğiyle karar...
Alacaklı bu müddet içinde gelmediği veya gelipte kanunen makbul bir sebep beyan etmeksizin parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina eylediği takdirde borçlu borcunu icra dairesine tamamiyle yatırırsa icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine karar verir... " düzenlemesi kabul edilmiştir. Somut olayda; ipotek alacaklısının mirasçısı olan hazine vekili tarafından icra dairesince çıkarılan muhtıraya karşı icra müdürlüğüne sunulan dilekçede, mahkeme dosyasına sunulan bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ve temyiz dilekçesinde ipotek bedelinin gerçek alacak miktarını yansıtmadığı iddiasının ileri sürüldüğü görülmektedir. İpotek alacaklısı ipotek bedelindeki uyuşmazlığı gerekçe göstererek parayı almaktan imtina etmiştir. Bu durumda ipotek bedeli yargılamayı gerektirip İİK'nun 153. maddesindeki koşullar gerçekleşmediğinden mahkemece istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçelerle kabulü ile ipoteğin fekkine karar verilmesi doğru değildir....
- KARAR - Davacı vekili, davacıların murisi olan Sakin Kafadır’ın taşınmazını davalı kooperatife devrederek bedeli karşılığı lehine 4.900,000,000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin ödenmemesi üzerine ipotek alacağına karşılık davalının 10 adet daireyi vermeyi taahhüt ettiğini ancak bu taahüdünü de yerine getirmediğini, davalının ipoteğinin fekki talepli açtığı dava ile bu durumun kesim hüküm ile sabit olduğunu ileri sürerek bu dairlerin tapu iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle,taşınmaz ve yapı bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın husumet yönünden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle, taşınmaz ve yapı bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre; Davacının payının bedele dönüştürülüp, davacının ipotek alacaklısı, üçüncü kişilerin ise ipotek borçlusu yapıldığı anlaşılmıştır....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı, dava dilekçesinde ipotek bedelinin arttırılmasını talep etmektedir. İpotek bedelinin ödenmesine ve karşılığında ipoteğin kaldırılmasına dair bir dava ve karşı dava bulunmadığından, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay ( 5.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; ipotek borçlusu tarafından "İstanbul İli, .... İlçesi, ... Mahallesi, ... parsel, 11 nolu bağımsız bölüm" üzerine tesis edilmiş bulunan ipoteğin İİK'nin 153. Maddesi uyarınca terkin edilmesi ile ilgili olarak icra takibi başlatıldığı, ipotek bedelinin dosyaya yatırıldığı, ipotek alacaklısı-takip borçlusu vekili tarafından icra takibine, takip içeriğine ve ipotek bedeline itiraz ettiği anlaşılmıştır. TMK'nin 851. maddesine göre, taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilir, alacağın miktarının belli olmaması halinde ise, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilir. Dosyaya sunulu ipotek taraflarınca düzenlenmiş sözleşmede ve ipotek resmi senedinde bedelin doğmuş ve doğacak borçların teminatını teşkil etmek üzere belirlendiği, dolayısıyla ipoteğin doğmuş ve doğacak alacaklar için kurulduğu anlaşılmaktadır....
Bu hüküm devam eden davalarda da uygulanır. " hükmü getirilmiş olup, söz konusu yasal düzenleme açıkça "ipotek borçlusunun" kamu idareleri olması haline ilişkin olup, 2981 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan imar uygulamalarında, ipotek borçlusunun belediye, valilik gibi kamu idareleri değil, şahıslar olması halinde bedele dönüşen hissenin düzenlemeye tabi tutulmasındaki amaç kamu hizmetine tahsis olmadığından, yukarıda bahsedilen yasal düzenlemenin dava konusu somut olayda uygulanma imkanı yoktur. Dairemizin 10.02.2014 gün ve 2013/18559-2014/2616 sayılı bozma kararının maddi hataya dayalı olarak verildiği anlaşılmakla, gerçek kişiler arasındaki ipotek bedelinin artırılması davasında 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Yasanın geçici 6.maddesinin uygulanma imkanı yoktur....
in üzerinde ipotek kaydı bulunan taşınmazı satın alma konusunda anlaştığını, davalı banka ile varılan mutabakat sonucunda ipotek bedelinin bizzat müvekkili tarafından ödendiğini, ipotek bedelinin ödendiği gün davalı banka şube müdürünün sözüne güvenilerek tapuda işlem yapıldığını, genel müdürlükten onay gelince ipoteğin kaldırılması yazısının tapuya gönderileceğinin söylenmesine rağmen taşınmazın önceki maliki ...'in kredi kartı borcundan dolayı ipoteğin kaldırılmadığını, müvekkilinin oyuna getirildiğini ileri sürerek davalı lehine konulan 23.000TL ipotek şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ...'...
Kabule göre ise mahkeme kararının gerekçesinde; hem ipotek bedelinin ödendiği ve süresinin dolduğu, hem de terkin ya da tahsil ile ilgili eda davası açılması gerekirken tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı ifade edilerek çelişkiye düşüldüğü görülmüştür. Çünkü, ipotek bedelinin ödenmesi veya süresinin dolması halinin hukuki sonucu esastan red kararını gerektirdiği halde, tahsil veya terkin yönünde eda davası açılmaması hukuki yarar yokluğu olarak belirtilmiştir. Bu çelişki çerçevesindeki tahsil veya terkin davasının ise ödeme ve süre dolması hallerinde dinlenmeyeceği de dikkate alınmamıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda davacı tarafın "ipotek bedelinin güncellenmesi" isteğinde hukuki yarar olduğu kabul edilmelidir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesince "hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine" yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmamıştır....