(Yeni 2023/13138) sayılı dosyalarının yenilendiğini ve menkul haciz işlemlerine başlanıldığını belirterek dava konusu taşınmazlar üzerindeki ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin 29/03/2023 tarihli ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, TBK'nın 19. maddesi kapsamında muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 341/1.maddesine göre ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir....
Ne var ki HMK'nın 341 maddesindeki düzenlemeye göre hangi kararların istinaf edilebileceği belirtilmiş olup buna göre, ilk derece mahkemelerinin nihai kararları ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir....
Mahkeme, 21/10/2022 tarihli gerekçeli ara karar ile, HMK'nın 389 ve İ.İ.K'nın 72/2 maddeleri gereğince yaklaşık ispata dair yeterli koşulları bulunduğundan bahisle, %25 oranında teminat karşılığında, çekin ödenmemesine ve icra takibine konu edilmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.İşbu ihtiyati tedbir kararına karşı davalı tarafça itiraz edilmiş, mahkeme itirazı duruşmalı olarak incelemiş, 07/12/2022 tarihli duruşmaya davacı, davalı ve asli müdahil vekilleri katılmış, mahkemece dinlenmişler ve aynı duruşmada verilen kısa ara karar ile davalı vekilinin ihtiyati tedbir ara kararına karşı yaptığı itirazlarının reddine karar vermiş, bu kısa ara karar yönünden ayrıca gerekçeli olarak 07/12/2022 tarihli ara karar yazılmış, davalı vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir. Bu ara karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili 15/12/2021 tarih ve 2021/73 Esas sayılı ara kararına karşı sunmuş olduğu 03/01/2022 tarihli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde özetle; 1- 22/03/2021 tarihli tensip zaptı 14 nolu ara kararı ile tesis edilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edildiğini ve konu ile ilgili olarak istinaf başvurusunun da yapıldığını, itiraza konu 22/03/2021 tarihli tensip zaptının 14 nolu ara kararında verilen kararın, dava konusu edilen Burdur ili Merkez ilçesi Çine Mahallesi 1575 sayılı parsel (yeni tapu kaydı 193 ada 2 nolu parsel) ve 433 parsel sayılı taşınmazların "3. kişilere devrinin ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına" karar verildiğini, bu sefer ise, itiraza konu 21/05/2021 tarihli ara kararda "davalı T4 tarafından yapılan idari faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilmiş olup" denilerek, dayanak karar olarak 22/03/2021 tarihli tensip zaptındaki ihtiyati tedbir kararına dayanıldığını, 2- Öncelikle, 22/03/2021 tarihli tensip zaptının 14 nolu...
Tarafından satışı hususunda sözleşme yapıldığı ve bedelin ödendiğine ilişkin evrakın dosyamıza ibraz edildiği, dava konusu taşınmazın satılması halinde eldeki davanın konusuz kalacak olması, telafisi güç ve imkansız zararlar ortaya çıkabileceği ihtimali gözetilerek ihtiyati tedbire yapılan itirazın 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere reddine " dair karar verilmiş olup, karara ilişkin aynı tarihli gerekçeli ara kararın yazıldığı, ara karara karşı davalı Vakıflar Bankası vekilinin süresinde istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Davalı, dava dilekçesinde sözleşmeye aykırılık sebebine ilişkin olarak herhangi somut bir neden gösterilmediğini, müvekkilinin sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini, telafisi imkansız zararların meydana gelmemesi için tahliye işleminin dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince 12/01/2021 tarihli ara karar ile, davalı şirketin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, 1.000,00 TL teminat karşılığında davalının dava konusu taşınmazdan tahliyesine ilişkin işleminin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmiştir. Bu ara karara davacı vekilinin itiraz etmesi üzerine, mahkemece 02/02/2021 tarihli ara karar ile davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş, davacı vekilince bu ara karar istinaf edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkemece, davalı vekili T3 dava konusu taşınmazlar üzerine tedbir konulmasına ilişkin 12/03/2020 tarihli ara kararına yaptığı itirazın kabulü ile, 12/03/2020 tarihli ara karar ile teminat yatırıldığı takdirde ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin ara karardan dönülmesine ve davacı vekilinin talep ettiği taşınmazlar üzerine davalıdır şerhi konulması talebinin kabulü ile dava konusu taşınmazlar üzerine davalıdır şerhi konulmasına karar verilmiştir. Davalı T3 vekili, "davalıdır şerhi konulması" kararına karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Dava, muris muvazaasına dayalı tapu iptali tescil talebine ilişkindir. Mahkemece talep üzerine 08/10/2020 tarihli ara karar ile dava konusu taşınmazlar üzerine, davalıdır şerhi konulmasına karar verilmiş, davalı vekili anılan ara karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur....
Dosyada yapılan incelemede; Her ne kadar, 05/07/2022 tarihli duruşmada; "Davacı vekili tarafından İhtiyati tedbir kararından rücu edilmesi üzerine talep ettikleri davalı şerhi konulmasına ilişkin reddedilen talebin kabulü talebine ilişkin istinaf başvurusunda bulunmuş olduğu görüldü, okundu, dosyasına kondu." ve davacı vekili de duruşmadaki beyanlarında; "Davacılar vekilinden soruldu: önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, istinaf talebimiz vardı, davalıdır şerhinin konulmasına ilişkin eksik hususlar giderilsin dedi." şeklinde beyanda bulunmuş ise de; Dosyada davacı vekilinin 27/05/2022 tarihli talebine binaen mahkemece herhangi bir karar verilmemiş olduğu dilekçede, talebin kabulü ya da reddine ilişkin derkenar dahi bulunmadığı görülmüştür. 6100 Sayılı HMK'nın 341. maddesinde; İhtiyati tedbir taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir kararları ve karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde; itiraz dilekçesindeki hususları tekrar etmiş, ayrıca İlk Derece Mahkemesince derdest dosyada itirazın reddi kararında karşı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, teslim talep eden davacı yanın herhangi bir hukuki yararının bulunmadığını, verilen ihtiyati tedbir kararının 6100 sayılı yasanın 389/1 maddesine aykırı olduğunu, istinaf başvurusunun kabulü ile itirazın reddine dair kararın ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istinaf sebebi olarak bildirmiştir. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Uyuşmazlık, tedbir kararı ile tedbir kararına itirazın reddi ara kararının ve ara kararı ile vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı uyuşmazlık hususunu oluşturmaktadır. DELİLLER: Dosya kapsamı....
Davalı vekili cevap ve ihtiyati tedbire itiraz dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesi uyarınca davayı bakmaya Ankara Mahkemelerinin yetkili olup mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkisiz mahkemece verilen tedbir kararının yerinde olmadığını, müvekkili kurum tarafından tesis edilen işleminin mevzuata ve sözleşmeye uygun olduğunu belirterek, tedbirin kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 04/08/2022 tarihli ara kararı ile; ''Geçici Hukuki Koruma türlerinden olan “ihtiyati tedbir” 6100 Sayılı HMK’nun 389- 399. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nun 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları, 391. maddesinde ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği, 393. maddesinde ihtiyati tedbir kararının uygulanması, 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına itiraz ve uygulanacak usule yer verilmiştir. HMK’nun 394/5. maddesi uyarınca itiraz üzerine verilen karara karşı kanun yoluna başvurma olanağı getirilmiştir....