İ.İ.K.’nun 58/4. maddesi gereğince; alacak bir belgeye dayanmakta ise belge aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine verilmesi ve ayrıca Hukuk Genel Kurulu’nun 02.02.2000 tarih ve 2000/12-50 Esas, 2000/47 sayılı kararında da açıklandığı üzere İ.İ.K.’nun 61/1. maddesi (2). cümlesi gereğince de takip bir belgeye dayanıyor ise, belgenin onaylı bir örneğinin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmesi zorunludur. Somut olayda ödeme emri tebligat mazbatasının incelenmesinde; mazbata üzerinde "Ödeme emri ve tahsil harcı makbuzu (sayman mutemedi alındısı) vardır" ibaresinin yazılı olduğu, borcun sebebi olarak gösterilen dayanak raporun, ödeme emri ile birlikte borçluya tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır....
Öte yandan, takibin şekline göre olayda uygulanması gereken İİK'nun 168/.... maddesinin .... cümlesi gereğince; ''İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.'' Somut olayda, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta ödeme icra emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda değinilen HMK'nun .... maddesi uyarınca hakimin talepten noksanına hükmedebileceğine ilişkin yasal düzenleme göz önünde bulundurularak ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 29.11.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 27.12.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: İdari para cezası verilmesine ilişkin her bir işlemin farklı hukuki sonuçlar doğuracağı ve yargısal denetiminin ayrı ayrı yapılacağı dikkate alındığında, her bir cezaya yönelik olarak ayrı ayrı ödeme emri düzenlenmesi gerekmektedir. Uyuşmazlıkta; 3194 sayılı İmar Kanununun 42/2. maddesi uyarınca davacıya, Alanya Belediye Encümeninin … gün ve … sayılı kararıyla 114.515,33-TL ve Alanya Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararıyla 108.650,90-TL (toplam 146.480,70-TL) olmak üzere verilen para cezalarının tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanunun 37. maddesi uyarınca düzenlenen … tarih ve … cilt/sıra nolu dava konusu ödeme emrinin 10/05/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
Borçluya gönderilen ilk ödeme emri tebliğ mazbatası elde edilemediğinden tebligatın yapılıp yapılmadığı, iade edilmiş ise yeni bir adresin tespit edilip edilemediği gibi hususların tespit edilemediği dolayısıyla TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat çıkarma şartlarının oluşup oluşmadığı denetlenememiş, PTT Müdürlüğü'nün yazı cevabından da tebliğ işlemlerinin ne şekilde yapıldığına, Tebligat Kanunu ve ilgili Yönetmeliğe uygun prosedürün yerine getirilip getirilmediğine dair yeterli bilgi bulunmadığından ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olarak yapıldığından kesin olarak bahsedilemeyecektir. (Benzer karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 01/03/2017 tarih 2016/25092 esas 2017/2941 karar) Mahkemece, ödeme emrinin tebliğine ilişkin ilk iade edilen tebligat parçası bulunmadığından TK'nın 21/2 maddesi uyarınca tebligat çıkartılma şartları oluşmadığından yapılan tebligatın usulsüz olduğu kabul edilerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi isabetlidir....
Her ne kadar davacı vekili tarafından dava dilekçesinde "2015/011313 takip nolu 227.726,13 TL'lik ödeme emrinin iptali" talep edilmişse de, davacının talebine konu ettiği ödeme emrinin takip numarasının 2015/011312 olduğu, davacının sehven ödeme emri takip numarasını yanlış yazdığının anlaşıldığı zira iptal davasına konu ettiği ödeme emrine yönelik talep sonucunun açık ve net bir biçimde belirgin olduğu, davaya konu iptali istenen ödeme emrine ilişkin prim borçlarının 1999- 2001 tarihleri arasında ilişkin olduğu, gönderilen ödeme emirleri yönünden zaman aşımı süresinin en son 01/01/2007 tarihinde dolduğu, davacıya tebliğ işleminin ise 02/10/2018 tarihinde yapıldığı, dosya kapsamı itibariyle de zaman aşımını kesen ya da durduran herhangi bir sebebin mevcut olmadığı anlaşılmakla, davacının talebine konu miktar itibariyle 227.726,13 TL'lik borcu kapsayan 2015/11312 numaralı ödeme emrinin ve söz konusu ödeme emrine işletilen gecikme zamlarının zaman aşımı nedeniyle iptaline karar verilerek...
İş Mahkemesi'nin 2013/76 Esas, 2016/473 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulü ile 21.09.2012 tarih ve 2009/19058 sayılı ödeme emrinin 625,00 TL yönünden iptaline, 21.09.2012 tarih ve 2009/19058 sayılı ödeme emrinin 61.875,00 TL yönünden devamına dair verilen kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/2092 Esas, 2018/698 Karar sayılı ilamı ile; ''...Eldeki dava dosyası içerisinde bulunan ve davacıya yapılan tebliği gösterir Tebliğ Alındısında yazılı tebliğ edilen belge numarasının 2012/12220 olmasına rağmen dava dilekçesine ekli Haciz Bildirisine konu takip numarasının 2009/19058 olduğu anlaşılmakta, bir başka ifade ile dava konusu yapıldığı düşünülen 2009/19058 numaralı icra takibi üzerinden davacıya tebliğ edilmiş herhangi bir ödeme emri bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır....
(X) KARŞI OY : Davalı idarenin, … tarih ve … sayılı ödeme emri ve … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 1 ila 21. ve 25,26,27. satırlarında yer alan amme alacaklarına ilişkin karara ilişkin temyiz istemi yönünden; Ödeme emri muhteviyatı vergi borçlarına ilişkin dayanak ihbarnamelerinin 04/11/2016 tarihinde davacı şirketin tasfiye memuru olan …'ya tebliğ edildiği, cezalı vergilerin dava konusu edilmemesi ve süresi içinde de ödenmemesi üzerine dava konusu mezkur ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağının kurala bağlandığı, aynı Kanunun ‘Ödeme Emrine İtiraz’ başlıklı 58. maddesinde "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre, davacı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, davacının ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, takipten 19.03.2020 tarihinde haberdar olduğundan bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi için şikayette bulunduğu, ilk derece mahkemesince ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden bahisle şikayetin esastan reddine karar verildiği, davacıya çıkarılan ödeme emri tebligat parçası incelendiğinde, muhatabın çarşıda olduğundan bahisle evrakın ilgili mahalle muhtarına bırakıldığı görülmüştür....