Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla hükmedilen karar ve ilam harcının tahsili için öncelikle 401.116,32-TL tutarlı … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlenerek davacıya tebliğ edildiği, ancak idarece ödeme emrinin sehven yüksek tutarlı düzenlendiği anlaşıldığından anılan ödeme emrinin takipten kaldırıldığı, dava konusu haciz işleminin dayanağını oluşturan 367.554,71-TL tutarlı … tarih ve … sayılı ödeme emri düzenlenerek 05/05/2019 tarihinde davacıya elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiği, ardından davacının banka hesapları üzerine dava konusu haciz işleminin uygulandığı sonucuna ulaşılmaktadır. Olayda, her ne kadar davacı tarafından … tarih ve … sayılı ödeme emrine karşı açılan davada ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği ve davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi ......
İcra Müdürlüğü 2020/4724 E. sayılı İcra dosyası ile müvekkili arasında başlatılan ilamsız icra takibi kapsamında 13.03.2020 tarihinde tarafına tebliğ edilen ve süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz edilen ödeme emri usul ve yasaya açıkça aykırı düzenlendiğini, iş bu ödeme emrinin dayanağı 22.10.2019 tarihli sözleşme olduğu iddia edilmesine rağmen söz konusu takip dayanağının taraflarına tebliğ edilmediğini, söz konusu sözleşmenin müvekkile tebliği haricinde, takip dosyasında dahi bulunmadığını, İcra İflas Kanunu'nun 58. maddesi hükmüne göre, "alacak belgeye dayanmakta ise belgenin aslını veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında İcra Dairesine tevdii mecburidir." söz konusu ödeme emrinin hukuka ve usule aykırı olması sebebiyle iptali gerektiğini, İcra İflas Kanunu'nun 58. maddesi gereğince belirtilen bu mecburiyet, emredici hukuk düzenine bağlı olup, emredici hüküm niteliğinde olduğunu, bu sebeple müvekkiline...
ödeme emrinin usulsüz olduğunun tespitine, takip dayanağı belgeler ödeme emrine eklenmediğinden ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece, davaya konu Kurum alacaklarının zamanaşımına uğramış olması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; bu kararın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır....
ödeme emri tebligatına ve ödeme emrine eklenmediğini, müvekkili şirkete bu belgelerin tebliğ edilmediğini, takibin belgeye dayanması durumunda borçluya gönderilmesinin zorunlu olduğunu, tebligat zarfına bakıldığında takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderildiğinde dair açıklama bulunmadığını iddia ve beyanla Gaziantep İcra Müdürlüğü'nün 2020/45478 Esas sayılı takip dosyası kapsamında gönderilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Her ne kadar alacaklının talebi ile borçluya 04.01.2016 tarihinde ikinci bir ödeme emri tebliğ edilmiş ve Dairemizin, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen yerleşik uygulamasına göre, borçluya ikinci kez ödeme emri tebliği ona yeni bir itiraz hakkı tanır (HGK'nun 13.12.2006 tarih ve 2006/12-786/783 sayılı kararı) ise de; şikayet tarihi olan 30.12.2015 tarihi itibariyle henüz alacaklının yeni bir ödeme emri tebliğ talebi olmayıp, talebi şikayet tarihinden bir gün sonra olan 31.12.2015'te olduğundan, şikayet tarihi itibariyle henüz talep edilmemiş ikinci ödeme emrinin şikayet tarihinden sonra 04.01.2016'da tebliğ edilmiş olmasının, borçluya bu aşamada yeni bir itiraz hakkı vermeyeceğinin kabulü gerekir....
Yargılama sırasında mahkemenin yetkili icra müdürlüğünden düzenlenen ödeme emrinin gönderilmesini talep etmesi üzerine, icra müdürlüğünün 15/02/2021 tarihli cevabi yazısında, müdürlüklerince UYAP üzerinden düzenlenmiş bir ödeme emrinin bulunmadığı, dosya aslı daha önce mahkemeye sunulmuş olduğundan işlemin gerçekleştirilemediği bildirilmiş, bunun üzerine mahkeme davacı vekiline elinde yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emri var ise sunması istenmiş, davacı vekili yetkisiz icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emri suretini sunmuş olup, dosya kapsamından yetkili icra müdürlüğünce yeni bir ödeme emri düzenlenmediği, borçluya yetkisiz icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Takip talebini takiben borçluya bu talebe uygun olarak bir ödeme emri gönderilmesi gerekir. Ödeme emri, borçluya icra dairesi tarafından takip talebinde belirtilen borcun ödenmesi veya bu konuda itirazlarını bildirmesi amacı ile yapılan resmi bir çağrı ve uyarıdır....
Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz..." düzenlemesi yer almaktadır. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır....
Ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılmasından, fakat tebliğ edilmesinden önce yapılan ödemelerden ve aynı dönemde icra takibinden vazgeçilmesi halinde tahsil harcı almak mümkün değildir (HİGM'nun 20.02.1989 T. 8385 sayılı genelgesi). 492 Sayılı Harçlar Kanuna ekli I sayılı tarifenin icra iflas harçları B bölümünün I-3. maddesindeki tahsil harcının, ancak ödeme emri veya icra emri tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağı öngörülmüştür (12. HD'nin 10.03.2003 T 1505 - 4760 sayılı ilamı). 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 264. maddesinin son fıkrasında; “Borçlu müddeti içinde ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse, ihtiyati haciz kendiliğinden icrai hacze inkılabeder” hükmüne yer verilmiştir....
kaydı ya da TK 21/2 şerhi olmamasına karşın borçlu adreste bulunmadığından bahisle muhtara tebliğ edildiğini, oysa 7201 Sayılı T.K.nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılan mercice , tebligat çıkarılan adresin , muhatabın , adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran merci tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağını, aynı zamanda tebliğ mazbatasından da anlaşılacağı, en yakın komşusuna haber verildi gibi bir ibarede bulunmamakla birlikte bulunuşmuşsa dahi haber verilen komşusunun adının da mazbatada yer almadığını, bu nedenle ödeme emrinin iptali gerektiğini, bunun yanı sıra borçlunun yerleşim yerinin Amasya'da bulunması nedeniyle yetkili merciin Amasya İcra Daireleri ve Mahkemeleri olduğunu belirterek usulsüz ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve yetki...