No: 23/AC Silivri " olduğunu, tebliğ parçasında muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle yerine aynı konutta ikamet eden baldıza Havva Güçlü'ye tebliğ edildiği tespit edilmiş ise de, müvekkilin söz konusu adreste ikamet etmediği, ayrıca baldızı Havva Güçlü'nün ise boşanmış olduğu eski eşinin kardeşi olduğunu, bu şekilde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, mahkemece süre yönünden ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, senet aslı icra kasasında olmadığından incelenemediğini, ödeme emrinin iptali gerekirken yerel mahkemece ret kararı verilmesinin de usulsüz olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak müvekkile verilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece;"2004 sayılı İİK'nun 17. maddesi gereğince şikayetin Kısmen Kabulü ile; ödeme emri tebligatının davacıya usulsüz tebliğ edildiğinin Tespitine, Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2020/6096 Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takipte davacı borçluya örnek 7 nolu ödeme emrinin tebliği tarihinin ıttıla tarihi olan 31/08/2020 olarak Düzeltilmesine, Ödeme emrinin iptali, icra takibinin durdurulması ve kötüniyet tazminatı istemlerinin Reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Genel haciz yolu ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda; ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 21.02.2014 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, mahkemece ödeme emrinin iptaline ve öğrenme tarihinin 21.02.2014 olarak tesbitine karar verilmiştir. 7201 Sayılı Kanun'un 32.maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının usulsüz tebligat yapıldığına dayanılarak takibin iptali isteminin müvekkili kuruma zarar vereceğini, mahkemece her ne kadar takibin iptali talebi reddedilse de takibin kesinleştiği gün ve devamında faizlerin işlemeye başlayacağı tarih hakkında yanılgıya düşerek müvekkili kurum aleyhinde hüküm tesis ettiğini, icra dosyasında belirtilen icra takip tarihi ve kesinleşme tarihinin yerinde olup icra dosyasındaki tarihlerin baz alınmasının doğru olacağını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla takipte usulsüz tebligat şikayeti ile ödeme emrinin iptali ve hacizlerin kaldırılması talebine ilişkindir. Adana 2. İcra Dairesinin 2016/4294 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından borçlu T1 hakkında 18/03/2016 tarihinde genel haciz yoluyla 37.775,56 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı anlaşılmıştır....
İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak, bu kuralın uygulanabilmesi için borçluya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmemiş olması ve/veya usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmaması gerekir....
Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesinin ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetli olmakla; borçlunun ödeme emrinin tebliğinin, takip dosyasına sunmuş olduğu borca itiraz dilekçesinde ve dava dilekçesinin muttali tarihine ilişkin kısmında 07/11/2017 tarihi olduğunun belirtilmesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava dilekçesinin sonunda yer alan 14/11/2017 tarihini esas alarak, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 14/11/2017 olarak düzeltilmesine karar verilmesi yerinde olmayıp kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ... Bölge Adliye Mahkemesi ......
Dairemizce yapılan değerlendirmede; öncelikle davacı tarafın usulsüz tebligat şikayeti ve hacizlerin kaldırılması talebi bakımından yapılan incelemede; davacı vekili tarafından icra dosyasındaki icra emrinin farklı bir avukata tebliğ edildiği gerekçesiyle usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi talep edilmiş ise de, usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihinin düzeltilmesine ilişkin şikayetin İİK'nun 16. maddesi gereğince 7 günlük süreye tabi olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde iş bu takibi 15/12/2021 tarihinde öğrendiklerini belirttiği, yine icra dosyasına bakıldığında 21/12/2021 tarihinde davacı tarafça usulsüz tebligat şikayetine ilişkin dilekçe sunulduğu, bu durumda takipten 15/12/2021 tarihi itibariyle haberdar olunmasına rağmen, davanın 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 17/01/2022 tarihinde açıldığı görüldüğünden, mahkemece usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süreden reddine, yine davacı tarafından icra emri tebliğ edildikten sonra takibin...
İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/64 Esas, 2021/349 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Aydın İcra T5nün 2018/27595 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve takibe konu ödeme emrinin müvekkiline gönderildiğini, ancak ilk gönderilen ödeme emri ile buna dayanak olarak TK 35.maddeye gönderilen ikinci ödeme emrinin usule aykırı olduğu bu nedenle yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, müvekkilinin usule aykırı ödeme emri tebligatından 17/01/2020 tarihinde haberdar olduğunu, gönderilen ödeme emrine dayanak belge suretinin eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali gerektiğini, tebligatın usulsüz olması nedeniyle icra ödeme emrinin tebliğ tarihinin 17/01/2020 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine 01/09/2022 tarihli tahliye taahhütnamesine dayanılarak takip başlatıldığı, davacı tarafın ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ödeme emrinin iptali ve İİK 65.madde kapsamında gecikmiş itirazın kabulü ile tahliye taahhütnamesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı iddiasıyla takibin durdurulmasını istediği, her ne kadar dava dilekçesinde gecikmiş itirazın da kabulü istenilmişse de gecikmiş itirazdan söz edilebilmesi için ödeme emrinin muhatabına usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiği, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi ödeme emrinin davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, dilekçede gecikmiş itirazdan bahsedilmesi hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesi anlamına gelmediği, TK 21/1.maddeye uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edilmediği, takibin konusu itibariyle de itirazların icra müdürlüğüne yapılması gerektiği anlaşılmakla mahkeme...