ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, borçlunun adresten sürekli mi geçici mi ayrıldığı araştırılmadan ve hangi komşudan bilgi alındığı ile hangi komşuya haber verildiği hususları tespit edilmeden yapıldığından usulsüz olduğunu, icra takibinden 18.11.2021 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebligatı ile buna bağlı yapılan işlemlerin iptalini ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; takipten 4 yıl geçtikten sonra yapılan şikayet başvurusunun iyi niyetli olmadığını, başka bir takip dosyasında yapılan ve iş bu takip dosya numarasının da bulunduğu 11.5.2018 tarihli sıra cetvelinin şikayetçiye tebliğ edilmesi nedeniyle borçlu tarafından belirtilen ıttıla tarihinin doğru olmadığını, gerçek öğrenme tarihine göre iş bu şikayetin süresi içerisinde yapılmadığını ve ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; emsal içtihatlar , HMK.nun 25. Ve 357/1. maddesi gereğince şikayet dilekçesinde yer almayan ve sonradan istinaf aşamasında ileri sürülen 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası incelenemez.Borçluya ödeme emrinin 09/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, daha sonra 103 Davetiyesinin 25/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği , 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ise şikayet dilekçesinde ileri sürülmediği buna göre borçlunun en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 25/01/2020 tarihinde takipten ve dolayısıyla usulsüz tebligattan haberdar olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda 08/10/2020 tarihinde yapılan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetlidir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; kıymet taktir raporu tebligatının yapıldığı kişinin aynı konutta birlikte oturup oturmadığı belirtilmeden, borçlunun konutta oturup oturmadığı tespit edilmeden yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, usulsüz tebliğ nedeniyle kesinleşmeyen kıymet takdir raporuna istinaden alınan satış kararının iptali gerektiğini ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ıttıla tarihinin 24.01.2021 tarihi olarak belirlenmesine, satış kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II....
Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12-258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir....
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, borçlunun tebliğ yapılan yerde oturmaması, tebliğ mazbatasında geçici mi sürekli mi bulunmadığı hususunun tespit edilmemesi, bilgisi alınan ve haber bırakılan komşunun kimlik bilgilerinin dercedilmemesi, tebliğ mazbatasında yazan isimde bir komşusunun bulunmaması ve haber kağıdının kapıya yapıştırılmaması sebepleri ile usulsüz olduğunu, icra takibinden 13.6.2022 tarihinde haberdar olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin bildirilen öğrenme tarihi olarak düzeltilmesini ve borçlu hakkında uygulanan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tebliğ yapılan adresin borçlunun mernis adresi olduğunu, iş bu şikayet yapılmadan iki gün önce kötü niyetli olarak adres değişikliği yapıldığını ve şikayete konu ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....
olmadığını beyan ederek ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle tebliğ tarihinin muttali olduğu 17/01/2020 tarihi olarak kabul edilmesine, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, takip dosyasının yapılan incelemesinde satış ilanının şikayetçi borçluya 28.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi borçlunun icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, açık artırma şartnamesi ve ilanın incelendiği belirtildiği ve satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine dair herhangi bir iddia ileri sürülmediğine göre, usulsüz olarak yapıldığı ileri sürülen tebliğ işlemlerinden de satış ilanının tebliğ tarihi itibariyle haberdar olunduğunun kabulü gerekir. 28.01.2015 tarihinde muttali olunan usulsüz tebliğ işlemlerine ilişkin 08.04.2015 tarihinde yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır....
Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince, aynı tarihte borçlunun aynı adresine ödeme emri tebligatının TK’nın 21/2., 103 davetiyesinin ise TK'nın 21/1. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin, tebligatın güvenilirliği ilkesine aykırı olup gerçek duruma uygun düşmediği ve bu suretle usulsüz olduğu, buna dayalı olarak takip dosyasından yapılan müteakip tebligatların da TK’nın 21/2. maddesi gereğince yapılması nedeniyle usulsüz olduğu belirtilerek şikayete konu taşınmazlara ilişkin ihalelerin feshine karar verilmiş ve mahkemenin tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin gerekçesi Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmiş ise de; borçluya TK’nın 21/2. maddesi gereğince yapılan ödeme emri tebliğ işleminin ve müteakip TK’nın 21/2. maddesi kapsamında yapılan tebligatların, borçlunun şikayet dilekçesinde, tebliğ yapılan adresten taşınmadığına ya da buranın mernis adresi olmadığına dair iddialarının bulunmaması ve bila tebliğ iade edilen tebligattaki şerhin gerçeğe uygun olup olmadığının mahkemece re'sen...
-K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait aracın satımından sonra düzenlenmiş olan sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının ikinci sırada bulunduğunu, alacağı birinci sırada bulunan şikayet olunanın icra takip dosyasındaki ödeme emri tebliğinin usulsüz olması nedeniyle mahkeme tarafından tebliğ tarihinin tespit edildiğini, buna göre usulsüz tebliğe dayanılarak araç üzerine konulan şikayet olunanın haczinin geçersiz hale geldiğini, ilk sırada kendi alacaklarına yer verilmesi gerektiğini, sıra cetvelinin tebliğinin bürolarında çalışmayan bir şahsa yapıldığını, tebliği öğrendikten sonra süresinde şikayet talebinde bulunduklarını ileri Sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin süresinde olmadığını, sıra cetveli tebliğinin şikayetçi vekiline usulüne uygun bir şekilde yapıldığını, tebliğ alan şahsın şikayetçi vekilinin tebliğe ehil çalışanı olduğunu, kendi haczinin geçerli olduğunu savunarak şikayetin reddini istemiştir....
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve bu tarihe göre icra dosyasına yaptığı itirazın süresinde olduğu nedeniyle takibin durdurulması istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda; borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 03/06/2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 23.05.2016 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 03/06/2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yukarıda açıklanan Yasa hükmünde öngörülen 7 günlük şikayet süresinden sonradır. O halde, mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....