Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki, vekile tebliğ zorunluluğunun bulunması asile tebligat yapılması lüzumunu ortadan kaldırmaz. Şöyle ki, 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenen icra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması gerekir (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. baskı, cilt 2, sh: 1280). Cezaların şahsiliği kuralı gereğince, borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Bu durumda icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusudur. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emrinin vekile de tebliği suretiyle eksikliğin ikmali yönünde hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçeyle borçlu asile çıkartılan ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve ödeme emrinin düzeltilmesine karar verilmesi yerinde olmayıp kararın bozulması gerekmiştir....

    Davacı borçlu vekili istinaf başvurusunda özetle; takibin şekli farketmeksizin ödeme emrinin vekile tebliği gerektiğini, asile ödeme emri gönderilmesinin usulsüz olduğunu, lehlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Başvuru, ödeme emrinin vekil varken asile tebliğ edilmesi nedeniyle iptali talebi, bu talebin kabul edilmemesi/aksi kanaatte olunması halinde ise usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....

    mahkeme kararının kaldırılmasını, usulsüz tebliğ sebebiyle ödeme emrinin iptali ile öğrenme tarihi olan 16.10.2019 tarihi olarak ödeme emri tebliğ tarihinin tespit edilmesini, zaman aşımı sebebiyle takibin iptalini icranın geri bırakılmasını, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    takip talebine sebebiyet veren herhangi bir evrak eklenmediğini, müvekkile yapılan tebligattaki tebliğ zarfından da anlaşılmadığını, bu sebeple İİK 58 ve devamı maddeleri gereğince ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki usulsüz tebliğ şikayeti ile ödeme emrinin iptali ve takibe konu senetlerin teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptali istemiyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulüne, kısmen reddine, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin 17.10.2016 olarak düzeltilmesine, diğer itirazların hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir. Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçluya 29.11.2019 tarihinde TK m. 35 gereğince ödeme emrinin tebliğ edildiği, ancak ticaret sicil kayıtları celp edilip incelendiğinde, davacının tebliğ tarihindeki resmi adresinin tebliğ yapılan adresi olmadığı, bu haliyle davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği anlaşılmış olup şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin 18.12.2020 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili ve borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri 1....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür....

          No: 23/AC Silivri " olduğunu, tebliğ parçasında muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle yerine aynı konutta ikamet eden baldıza Havva Güçlü'ye tebliğ edildiği tespit edilmiş ise de, müvekkilin söz konusu adreste ikamet etmediği, ayrıca baldızı Havva Güçlü'nün ise boşanmış olduğu eski eşinin kardeşi olduğunu, bu şekilde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, mahkemece süre yönünden ret kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, senet aslı icra kasasında olmadığından incelenemediğini, ödeme emrinin iptali gerekirken yerel mahkemece ret kararı verilmesinin de usulsüz olduğunu beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak müvekkile verilen ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....

          Mahkemece;"2004 sayılı İİK'nun 17. maddesi gereğince şikayetin Kısmen Kabulü ile; ödeme emri tebligatının davacıya usulsüz tebliğ edildiğinin Tespitine, Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2020/6096 Esas sayılı icra dosyası ile başlatılan takipte davacı borçluya örnek 7 nolu ödeme emrinin tebliği tarihinin ıttıla tarihi olan 31/08/2020 olarak Düzeltilmesine, Ödeme emrinin iptali, icra takibinin durdurulması ve kötüniyet tazminatı istemlerinin Reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır....

          İİK'nın 168, 169 ve 170 ve 170/a maddelerinde; kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip müstenidi kambiyo senedindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasında ise bunu, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zaman aşımına uğradığı veya yetki itirazını sebepleri ile birlikte, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre kambiyo hukuku bakımından takip hakkı olmadığını (şikayet yoluyla) beş gün içinde açıkça bir dilekçe ile icra mahkemesine bildirmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak, bu kuralın uygulanabilmesi için borçluya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmemiş olması ve/veya usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmaması gerekir....

          UYAP Entegrasyonu