WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizin 09.06.2015 tarih ve 2015/12150-16065 sayılı kararı ile; tebliğ mazbatasında beyanı alınan komşu isminin tespit edilmediği, komşunun isim ve imzadan imtina etmiş olduğunun şerhedilmesinin tebligatı geçerli hale getirmeyeceği, TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesine göre tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun şikayeti, icra emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

    Davacı vekili tarafından, icra dosyasında satışa sunulan yerde fabrikanın mevcut olduğu ve bilirkişi raporunda bina olarak gösterildiği için değerinin düşük belirlendiği ve buna paralel olarak fabrikada bulunan makine ve ekipmanların satışta gösterilmemesinin usulsüz olduğu, makine ve ekipman listesi değerleri dikkate alınmayarak taşınmazın düşük değerli gösterildiği ileri sürülmüş ise de; Talimat dosyasında düzenlenen kıymet takdir raporunun 25/05/2019 tarihinde davacı asile; 14/10/2020 tarihinde davacı vekiline e tebliğ sureti ile tebliğ edildiği, kıymet takdirine karşı herhangi bir itiraz ileri sürülmediği ve raporun kesinleştiği anlaşılmıştır. İcra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı 7 günlük yasal süresi içerisinde şikayet yoluna başvurmayan davacı borçlu yanın, kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini istemesine yasal olanak bulunmamaktadır....

    Her ne kadar davacıya 13/10/2020 tarihinde 2. kez kıymet takdir raporu tebliğ edilmiş ise de, daha önce borçluya kıymet takdir raporu 09/09/2020 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edilmiş; borçlu tarafından her hangi bir itirazda bulunulmamıştır. Davacının, kıymet takdir raporunun tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti mevcut değildir. Davacı vekili, alacaklı tarafın 16/10/2020 tarihinde icra dosyasına dilekçe sunarak borçluya 103 davetiyesi tebliğini talep ettiğini, bu talebin kendilerine, dava açmak için, 7 günlük yeni bir hak bahşedeceğini ileri sürmüş ise de; bu talep üzerine borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmesi, dava tarihinden, hatta istinaf başvurusundan sonraki bir tarihte yapılmış olup, sadece bu yönde talep dilekçesi sunulmuş olmasının meskeniyet şikayetinde bulunulması için davacı-borçluya yeni bir hak vermeyeceği açıktır....

    Şikayetçi vekili, müvekkiline gönderilen kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise de, satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmediğinden TK'nun 32.maddesine göre, şikayetçiye gönderilen satış ilanının tebliğ edilmesiyle kıymet takdir raporu usulsüz tebliğ edilmiş olsa dahi muteber hale geldiği kabul edilir....

    Davacı tarafından icra emri ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle kararın kaldırılması talep edilmiş ise de icra dosyasın kapsamından davacı borçlu adına satış ilanının 03.09.2020 tarihinde "bizzat kendi imzasına" usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Şu halde davacı borçlu takipten, icra emri tebliği ile kıymet takdir raporu ve tebliğinden en geç 03.09.2020 tarihinde haberdar olduğu sabittir. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur” denilmektedir....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/11/2019 NUMARASI : 2019/742 ESAS 2019/1016 KARAR DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir 10. İcra Dairesinin 2019/9357 esas sayılı dosyasında başlatılan takip nedeniyle gönderilen ödeme emrinin 21/06/2019 tarihinde TK'na aykırı olarak müvekkiline tebliğ edildiğini, ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğunu, tebligatın bila dönmesi gerekirken muhtara teslim edilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, kamu düzenini ilgilendiren ve süresiz şikayete tabi olan bu usulsüz tebliğin öğrenildiğinin borçlu tarafından beyan edildiği tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesi gerektiğini,müvekkilinin takipten 10/09/2019 tarihinde haberdar olduğunu, bu nedenle gecikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    No:24/4 Şekerpınar / Çayırova / Kocaeli '' adresinde 23/09/2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, dava konusu taşınmazlara ilişkin düzenlenen kıymet takdir raporunun aynı adrese tebliğe çıkartıldığı, ancak, 25/11/2021 tarihinde adresten taşındığı gerekçesi ile iade edildiği, bunun üzerine davacının o tarihte AKS'deki adresi olan aynı adrese çıkan kıymet takdir raporu tebligatının, Tebligat Kanununun 21/2 maddesi uyarınca 09/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, mazbata üzerinde tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerhin de verildiği anlaşıldığından yapılan tebliğ işlemi bu hali ile usulsüne uygundur. T.K 21/2.maddesi gereği yapılan tebligatlarda muhatabın adresten ayrılma sebebi ve geçici olarak ayrılıp ayrılmadığının araştırılması gerekmediğinden, davacı tarafça, yurt dışında olduğu yönünde ileri sürülen husus yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair verilen hüküm hukuka uygundur....

    Borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edilmesi veya kıymet takdir raporu ile satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle kıymet takdirinin kesinleşmediğinin iddia edilmesi halinde, ihalenin feshi davasında bu iddiaların incelenmesi gerekir. Davacı şirket adına çıkartılan kıymet takdir raporu "adreste daimi çalışan işçisi Saynur Mutlu imzasına tebliğ edildi" ve satış ilanı "işyeri yetkilisi T1'e tebliğ edildi" açıklamaları yazılmak suretiyle tebliğ edilmiş olup, satış ilanı tebliğ edilen kişinin davacı şirketin yetkilisi olmadığı tartışmasızdır. Söz konusu tebliğ işlemleri TK'nın 12., 13. maddelerine göre usulüne uygun olmadığından, davacı şirket yönünden kıymet takdirinin kesinleştiğinden söz edilemez. Dava konusu taşınmaz 384.730,00 TL muhammen bedel ile ihaleye çıkmış olup, 727.000,00 TL bedelle ihale edilmiştir....

    İcra Hukuk Mah.nin 2017/137 Esas sayılı dosyası icra emrinin, kıymet takdir raporunun ve satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı olarak kıymet takdir raporuna itirazda bulunulduğu, Mahkemece 07/11/2017 tarihinde 2017/1273 sayılı kararla icra emrinin ve kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği iddiası yönünden dosyanın tefrik edilerek İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesine yetkisizlik kararı verildiği, Kıymet takdirine itiraz yönünden dosyanın ayrı esasa kaydına karar verildiği, Kararın kesinleştiği; Kıymet takdirine itirazın aynı Mahkemenin 2017/1459 Esasına kaydedildiği, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin dava dosyasında verilecek kararın beklenmesine karar verildiği, ardından 31/05/2019 tarih ve 2019/444 sayılı kararla keşif gider avansının yatırılmaması nedeniyle İİK.nun 128/a maddesi uyarınca kesin olarak şikayetin reddine karar verildiği, Tefrik edilerek İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesine yetkisizlik kararı ile gönderilen usulsüz tebliğ şikayetine...

    Somut olayda; borçlu, şikayet dilekçesinde, kıymet takdir raporu tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürmediği halde, mahkemece, borçlunun şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da olmayan tebligat usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak, kıymet takdir raporunun borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği, dolayısı ile kıymet takdiri kesinleşmediği,ihalenin feshi aşamasında aşamasında kıymet takdirine itirazın değerlendirilebileceği, bilirkişiden alınan rapor içeriklerine göre borçlunun kıymet takdirine yönelik itirazının yerinde olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir....

      UYAP Entegrasyonu