Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; davacı vekili tarafından müvekkili aleyhine başlatılan takip nedeniyle müvekkiline gönderilen ödeme emri tebliğinin, yine kıymet takdir raporu tebliğinin ve yine satış ilanı tebliğinin ayrı ayrı usulsüz olduğu iddia edilerek ödeme emri tebliğ tarihinin 04/09/2021 olarak düzeltilmesinin talep edildiği, davacı borçluya ödeme emrinin, kıymet takdir raporunun ve satış ilanının TK'nın 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmış ise de, ödeme emri tebliği ile kıymet takdiri raporu tebliğine ilişkin tebligat mazbatasındaki şerhlerin aynı olduğu, her ikisinde de muhatabın Konya'da bulunduğunun hangi komşudan öğrenildiğinin belirtilmediği, yine davacı borçlunun adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığının ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin belirtilmediği, bu haliyle her iki tebliğ işleminin de usulsüz olduğu, her ne kadar satış ilanı tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında hangi komşudan öğrenildiği belirtilmiş ise...
Ancak, kıymet takdir raporu kesinleşmeden ihale yapılmış ise, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu kabul edilir. Şikayet dilekçesinin ilk paragrafında, şikayetçiye gönderilen satış ilanının şikayetçiyle birlikte oturmayan Nurten Bozoğlan'a tebliğ edildiğinden bahisle usulsüz tebliğ edildiğinin, ikinci paragrafında, kıymet takdiri ve satış ilanının şikayetçi borçluya tebliğ edilmesinin zorunlu olduğunun ve dosya kapsamındaki tebligatın usulsüz olduğunun belirtildiği görülmüştür. Şikayetçiye gönderilen kıymet takdir raporunun 11/09/2021 tarihinde, satış ilanının 08/11/2021 tarihinde Odabaşı Mah. Menekşe Sok. No:15 İç kapı No:3 Antakya/HATAY adresinde, TK'nun 16.maddesine göre gelini Nurten Bozoğlan imzasına tebliğ edildiği görüldüğünden şikayetçinin sadece satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini değil, kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğini de şikayet sebebi olarak belirttiğinin kabulü gerekir....
Somut olayda; meskeniyet iddiasına dayalı olarak kaldırılması talep edilen hacizden, kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 05/09/2022 tarihinde haberdar olunduğu, icra mahkemesine başvurunun ise, İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra olacak şekilde 06/03/2023 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı borçlu istinaf başvurusunda haciz işleminden haberdar olunduğuna ilişkin kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 357/1 maddesine yer alan düzenlemeye göre, icra mahkemesine başvuru sırasında ileri sürülmeyen usulsüz tebligat iddiasının istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülmesi ve bu hususun dinlenilmesi mümkün olmadığından, ilk derece mahkemesince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır....
No:373d İç Kapı No:18 Maltepe-İstanbul'' adresine tebliğe çıkartıldığını ve tebliğ edilemediğinden bila tebliğ çıkış merciine iade edildiğini, bu süreçte icra dosyasına sunulan ipotekli taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporunun da 13.04.2017 tarihinde davacı ipotek borçlusunun yukarıda belirtilen mernis adresine tebliğe çıkartıldığını ancak tebliğ edilemediğinden bila tebliğ çıkış merciine iade edildiği, hem icra emri hem de kıymet takdir raporunun davacının mernis adresine tebliğe çıkarılmış olmasına rağmen tebliğ edilemeyip bila döndüğünden ötürü, iş bu defa icra emri ve kıymet takdir raporunun 25.04.2017 tarihinde tebligat kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğe çıkarılarak, 27.04.2017 tarihinde muhtara teslim edilmek suretiyle usule ve yasaya uygun olarak tebliğ edildiğini, basit bir incelemeyle dahi yasal süresi içerisinde açılmadığı net olarak anlaşılabilen , satışa 10 gün kala yapılan kıymet takdirine itiraz şikayeti yönünden satışın tedbiren düşürülmesi kararı verilmesinin alacaklının...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kıymet takdir raporunun şikayetçi borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve kıymet takdir raporu tebliğ tarihi itibariyle meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal sürede ileri sürülmediği belirtilerek usulsüz tebligat ve meskeniyet şikayetinin reddine, ihalede zarar unsuru bulunmadığından bahisle de ihalenin feshi isteminin reddi ile şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İstinaf Sebepleri Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde; ödeme emri ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdiri ve satış ilanının da kendisine usulsüz tebliğ edildiğini, adrese daha önce dosyadan yapılan bir tebligat bulunmadığını, mernis adresine doğrudan TK. m. 21/2 şerhli tebligat göndermesinin yasaya aykırı olduğunu,satış ilanının kendisine hiç tebliğ edilmediğini, dosyasaki bütün tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini ihalenin 04.03.2022 tarihinde yapıldığını, ihaleden en geç ihale günü haberdar oldukları kabul edilse dahi 11.03.2022 tarihinde fesih istemiyle şikayet yoluna başvurduklarını, usulsüz tebliğ şikayeti için sürenin dolmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Davacıya kıymet takdir raporu tebliğ işleminde haber bırakılan kişinin kim olduğu açıkça belirtilmediğinden tebliğ işlemi bu hali ile TK’nın 21. maddesine aykırı olarak tebliğ edilmekle usulsüz olduğu anlaşılmış ise de davacı şirkete satış ilanı 07/09/2021 tarihinde elektronik tebliğ ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir. Borçlunun Dairemizce kabul edilen öğrenme tarihi olan 07.09.2021 tarihinde tebliğ edilen satış ilanı tebligatı ile satışa hazırlık aşamasına ilişkin işlemlere muttali olduğu ve bu kapsamda davacının satış ilanındaki kıymet takdirine ilişkin usulsüzlük iddiaları belirtilen süreler içinde ileri sürülmediğinden ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemez. Taşınmazın kıymet takdir raporunda tanzim tarihi bulunmamakta ve rapor içeriğinde "bugünkü kıymetinin 750.000 TL "olacağı " şeklinde belirleme yapıldığı görülmekle birlikte keşif tarihinin 25/10/2019 tarihi olup kıymet takdiri raporunun üzerinden iki yıl geçmeden 1....
Açılan davada örnek 22 davet kağıdındaki imzanın davacıya ait olmadığı, örnek 22 davet kağıdı tebliğinin usulsüz tebliğ edildiği, kıymet takdiri raporunun tebliğ edilmediği, satış ilanı tebliğinin de usulsüz olduğu, davacının örnek 22 davet kağıdından, kıymet takdir raporundan ve satış ilanından 03/07/2017 tarihinde haberdar olduğu iddia edilerek meskeniyet iddiasında bulunulmuştur. Mahkemece örnek 22 davet kağıdı tebliğindeki imza yönünden bilirkişi incelemesi yapılmış, ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinden alınan 03/01/2022 tarihli rapor ile söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla davacı eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Davacı borçluya kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğleri TK'nın 21/1....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının 18/01/2013 tarihinde icra dairesinde ödeme taahhüdünde bulunarak takipten haberdar olduğu, 23/05/2016 tarihli kıymet takdir tebliğ raporunun 18/10/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ yapılan adreste muhatabın bizzat kendisine tebliğ edildiği, davacı borçlu adına aynı adrese çıkarılan yenileme emri bila tebliğ iade gelmiş ise de 09/01/2020 tarihli kıymet takdir raporunun 04/02/2020 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edilmiş olmakla, yenileme işleminden de en geç bu tarih itibariyle haberdar olduğu dikkate alındığında davacının usulsüz tebligata yönelik davasının reddine, İİK'nun 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılmasını ancak taşınmaz maliki borçlu isteyebileceği, dava konusu taşınmazın tapuda diğer borçlu Tekin Yeşil adına kayıtlı olduğu, şikayete konu taşınmaz borçlu adına kayıtlı olmadığı gibi şikayetçi adına kayıtlı bir taşınmaza dosya kapsamında haciz işleminin uygulanmadığı dikkate alındığına şikayetçinin...
Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda; davacıya icra emrinin TK'nın 21/1 maddesine göre 25/07/2019 tarihinde, kıymet takdir raporunun ise 18/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, kıymet takdir raporunun tebliğine ilişkin davacı tarafından usulsüzlük iddia edilmediği gibi bu yönde açılmış ayrı bir şikayetin varlığı ileri sürülmediği dikkate alındığında, icra emrine ilişkin tebliğin 18/11/2019 tarihinde öğrenildiği, bu şekilde davacının 18/11/2019 tarihinde şikayete konu edilen icra emrinden ve takipten haberdar olduğunun kabulü gerektiği anlaşılmıştır....