İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacı borçlunun ihaleden önce kıymet takdirine itiraz davası açtığı yönünde dosya kapsamında delil bulunmadığı, kıymet takdir raporunun ya da satış ilanının usulüne aykırı tebliğ edildiği yönünde bir usulsüz tebligat şikayeti de dava dilekçesinde yer almadığı, bu yönde şikayette bulunulduğunda dair ayrıca dosya numarası da bildirilmediği, kıymet takdir raporu 19/05/2019 tarihinde aynı konutta yaşayan eşe tebliğ edilmiş olup ihale 25/02/2020 tarihinde yapıldığı, ihalenin feshi davasının 03/03/2020 tarihinde açıldığı, satışa hazırlık işlemlerinden olup, usulsüz olduğu ileri sürülen kıymet takdiri bakımından, şikayetçi tarafından İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet davası açılmadığından bu hususun huzurdaki davada ihalenin feshi nedeni olarak incelenip dinlenilmesinde de olanak bulunmadığı, alacağa mahsuben ihale edilmesinin koşullarının oluşmadığı yönündeki iddia bakımından ise takibin...
nedeni ile satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olmasının fesih nedeni olmadığı gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırıldığı ancak kıymet takdir raporu tebliğ işleminin de usulsüz olduğu ve kıymet takdiri kesinleşmeden satış yapıldığı gerekçesi ile ihalenin feshine karar verildiği, karara karşı ihale alıcısının temyiz yoluna başvurduğu görülmüştür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 39. maddesinde; “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz” hükmüne yer verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/1243 E sayılı dosyası ile müvekkili hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığını, ancak, İİK'nun 150/ı maddesi gereğince icra müdürlüğüne verilmesi gereken dayanak belgelerin verilmediğini, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğini, icra emrinin ve kıymet takdir raporunun müvekkiline usulsüz tebliğ edildiğini belirterek takibin/icra emrinin iptaline, icra emrinin ve kıymet takdir raporunun tebliğ tarihinin dava tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/123 talimat sayılı dosyasından müvekkillerine ait taşınmazın kıymet takdir işleminin yapıldığı, kıymet takdir raporunda ve satış ilanında taşınmazın yüzölçümünün 91,50 metrekare olduğunun belirtildiğini, ancak ... Gazetesinde yayınlanan ilan sayfasında taşınmazın yüzölçümünün 91 metrekare olarak belirtildiğini, satış kararından sonra taşınmazdaki borçlu ... payına ... 5....
Vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tüm iddiaları ile ilgili olarak derdestlik itirazlarının bulunmakta olduğunu, ayrıca Tarsus İcra Hukuk Mahkemesinin görevli bulunmadığını, yerel mahkeme nezdinde dava açıldığını ancak, dava şartlarının oluşmadığını, kıymet takdir raporunun diğer ilgililere ve borçlunun merniste kayıtlı adresine tebliğe gönderildiğini, borçlunun merniste kayıtlı olduğu adresinden bila iade dönünce bu kez aynı adrese tebligat kanununun 21/2 maddesine göre tebliğ edildiğini, davacı şahıs ile müvekkili banka arasındaki bir davada borçlu tarafından Ankara'daki bir adres bildirildiğini, bu adrese de kıymet takdir raporunun tebliğinin talep edildiğini, kıymet takdir raporunun bu adreste de bizzat borçluya tebliğ edilebildiğini, icra takip dosyasındaki ve davalardaki bilgi ve gelişmelerin davacının iddia ettiği gibi olmadığını, davacıya usulsüz olarak kullandırıldığı iddia edilen krediler nedeniyle borçlunun davacı tarafından şubeye gidip yapılandırma talep...
Somut olayda, şikayetçinin usulsüz tebliğ işlemini ve dayanak belgelerin tebliğe çıkarılmadığını kıymet takdir raporunun tebliğ tarihi olan 13/10/2020 tarihinde öğrendiği, şikayeti ise yasal 7 günlük süre sona erdikten sonra (16/04/2021 tarihinde) yaptığı anlaşıldığından mahkemece, süre aşımı nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2017/282 Talimat sayılı dosyasında 25/08/2022 tarihinde taşınmaz ihalesi yapıldığını, kıymet takdir raporunun hiçbir ilgiliye tebliğ edilmeden ihalenin yapılmasının ihalenin feshini gerektirdiğini, ayrıca taşınmazla ilgili alınan bilirkişi raporlarında taşınmazın net alanlarının farklı yazıldığını, raporlarda çelişki olduğunu, kıymet takdir raporunda ve satış ilanında taşınmazın bölümlerinin niteliği ve gerçek özelliklerine değinilmediğini, taşınmazın değerinin düşük tespit edildiğini, dosya borçlusu şirkete yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu, ayrıca borçlulardan Hasan Çölgeçen'e yapılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğunu söyleyerek ihalenin feshine karar verilmesini istemiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili ilk derece mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin dosya borcunu takip tarihinden önce ödemiş olmasına rağmen kendisinin ve eşinin rahatsızlığından dolayı haberi olmadan usulsüz tebligatlarla kıymet takdir raporunda iki milyon altı yüz bin TL kıymet takdir edilen evin yok pahasına satıldığını, müvekkiline tebliğ edilen evrakta posta memurunun mazbataya iade şerhini düşerek iade ettiği dava dilekçesi ekinde sunulan site aidat ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere adresini değiştirmediğini, posta memuru tarafından yapılan tebligatın tebligat kanunu ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu, postacının yanlış beyanı ile iade edilen tebligatın tebligat kanunu 21/2 gereğince usulsüz şekilde yapılarak satışın gerçekleştirildiğini, tahliyeye ilişkin muhtıranın gönderilmesi sırasında haberdar olduklarını haberdar olmadıkları ve itiraz edemedikleri kıymet takdir raporunun da taşınmazın içine girilmeden üstünkörü tanzim edildiğini, ihalenin...
Ancak ihalenin feshine yol açacak olan, kıymet taktiri tebliğ işleminin usulsüzlüğü değil, kıymet taktiri kesinleşmeden satışın yapılmış olmasıdır. Somut olayda, satış ilanının borçluya 14.02.2011 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından da anılan tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik herhangi bir iddiada bulunulmadığı görülmektedir. Şu hale göre, kıymet taktiri tebliğ işlemi usulsüz olsa bile borçlunun en geç satış ilanının tebliğ edildiği 14.02.2011 tarihinde kıymet taktirini öğrendiğinin kabulü gerekir. 7201 Sayılı Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılacağından, kıymet taktiri tebliğ işlemi usulsüz olsa bile borçlu öğrendiği tarihten itibaren yasal sürede kıymet taktirine itiraz etmediğinden kıymet taktiri kesinleşmiştir....
adında bir torunu olmadığı, tebligatın usulsüz, davanın süresinde olduğundan bahisle yeniden kıymet takdirine itiraz davası açtığı, yapılan kolluk araştırmasında tebligatın yapıldığı tarihte Dilan Ertekin isimli şahsın davacının evinde kaldığı, torunu olmadığı, kıymet takdir raporunun tebellüğ ettiği anlaşıldığından davaya devam edildiği, keşif avansının yatırılması için davacı adına çıkarılan ihtaratlı tebligatın iadesi üzerine adresin mernis adresi olması nedeniyle ihtaratlı davetiyenin aynı adrese yeniden tebligat kanunu 21/2 maddesine göre tebliğ edildiği, 7 günlük kesin süre içinde gerekli keşif avansının yatırılmaması nedeniyle şikayetin kesin olarak reddine karar verildiği, kıymet takdir raporuna göre de taşınmaz ve üzerindeki yapının fotoğraflanarak bilirkişi raporunda değerlendirildiği, bilirkişi raporunda belirtilen özelliklerin satış ilanında gösterildiği, taşınmazın yapısı, kalitesi ve değeri açısından taşınmazın vasıflarında raporun aldırıldığı tarih itibariyle önemli ölçüde...