WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Çünkü satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi, borçlunun satıştan makul bir süre önce haberdar olmasını gerektirir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ işlemi, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatap tebliğden haberdar olmuş ise, tebliğ işlemi geçersiz olmayıp muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarih tebliğ tarihi kabul edilir. Bu nedenle borçluya yapılan satış ilanı tebliği usulsüz olsa bile, borçlu satış gününden makul süre önce satışı öğrenmiş ise, öğrendiği tarih, kendisine satış ilanı tebliğ edilen tarih kabul edilmelidir. Böyle bir durumda, salt tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile ihalenin feshi yoluna gidilemez....

    Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK'nın 103. maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya usulsüz olarak tebliğ edilmiş olsa bile aynı taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu 10.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmadığına göre borçlunun 28.12.2021 tarihinde İcra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvuru, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2012/1074 sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip nedeniyle tahsil edildiğini, yine senedin söz konusu krediye teminat olarak verildiğini, müvekkili aleyhine kambiyo takibi başlatılmasının mükerrer tahsilata yol açtığını, ayrıca ödeme emri usulsüz tebliğ edilip, bu tebligat nazara alınarak takip kesinleştirilmiş ise de, usulsüz tebligata göre yapılan işlemler de geçersiz olduğundan takip tarihi olan 2012 yılından bu yana 3 yıllık zamanaşımı süresinin de dolduğunu, tüm bu nedenlerle usulsüz tebligatın iptaline, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, senede ve borca itirazların kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, haksız ve mesnetsiz davanın süre ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 8....

      Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05/06/1991 tarih, 1991/12-258 E.-1991/344 K.). Öte yandan, usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olunduğu tarihten itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Somut olayda, borçlular vekili icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emrinin 18/12/2014 tarihinde tebliğ edildiğini yasal sürede icra müdürlüğüne itirazlarını sunduklarını, ancak, ödeme emri ekinde borçlulara takip dayanağı belgelerin gönderilmediğini beyan etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte borçlu tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesinin talep edildiği, mahkemece şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 03.10.2014 olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir. Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca borçlunun tebligatın usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren yedi günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir....

          Bu durum karşısında bu adres yerine Cumhuriyet Mahallesi Çataklar Sokak no:88/8 Kelkit/Gümüşhane adresine 08.08.2019 tarihinde yapılan ikinci haciz ihbarnamesi tebligatının usulsüz olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin ikinci haciz ihbarnamesine yönelik usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak belirtilen 25.10.2019 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Öte yandan ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 25.10.2019 tarihi olarak düzeltilmesi ve borçluya usule uygun şekilde ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilmeden üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğe çıkarılamaması veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılmasının gerekmesi karşısında üçüncü haciz ihbarnamesinin de iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır....

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmadan önce hesap kat ihtarnamesinin usulsüz tebliğ edilmesi nedeniyle takibin iptali istemi ile icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayete ilişkindir. İstanbul Anadolu 1. İcra Müdürlüğünün 2017/8424 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlular aleyhine 41.134.508,77 USD alacağın tahsili amacıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda, icra emrinin yabancı uyruklu davacı borçluya Tebligat Kanununun 25. maddesine uygun şekilde, Bakanlık aracılığıyla 24/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla icra emrinin usulsüz tebliği şikayetinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte, davacı borçlunun açtığı kendisine yapılan ödeme emri tebliğinin usulsüz olması nedeniyle ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir....

          İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/241 Esas, 2021/368 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 65 yaşın üzerinde olması nedeniyle Covid 19 salgını nedeniyle sokağa çıkması yasak olduğundan sürekli tebliğ adresinde ikamet ettiğini, PTT dağıtıcısının ilk yaptığı işlemin usulsüz olduğunu, kim olduğu belirtilmeyen hiçbir komşusunun onun adreste oturduğunu bilmemesinin ihtimal dışı olduğunu, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın mahalle muhtarına bırakılması nedeniyle kanuna ve nizamnameye aykırı olduğunu, müvekkilin icra takibini e-devlette tesadüfen sorgulamasını yapan yakınından öğrendiğini, müvekkilinin tanınmadığı belirtilen komşunun kim olduğunun belli olmadığını, iade edilen tebligatın Teb....

          No:11 İç Kapı No:5 Karşıyaka/İZMİR adresinde bulunmaması üzerine, bu adrese tebliğ yapılamadığından bahisle 29/04/2021 tarihinde Tebligat Kanunu’na aykırı olarak tebligat muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiğini, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10.maddesi gereğince ilk olarak tebligatın, kendisine tebliğ yapılacak şahsın bilinen son adresine yapılacağını, bilinen son adresin tebligata elverişli olmaması veya tebliğ yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine tebligat yapıldığını, tebligatın müvekkilinin bilinen son adresi olan yazlıktaki adresine çıkarılması gerekirken, müvekkilinin bilinen son adres araştırması yapılmaksızın doğrudan mernis adresine tebligat çıkarılmasının usulsüz olduğunu, tebligatın müvekkilinin bilinen son adresine yapılmaması, doğrudan mernis adresine yapılması nedeniyle yapılan bu usulsüz tebligat nedeniyle itiraz süresinin de kaçtığını ve zarara uğradığını, borca ilişkin itirazların icra müdürlüğüne öğrenme tarihinden sonra süresi...

          UYAP Entegrasyonu