Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mühendislik A.Ş. ile yine dava dışı Şekerbank A.Ş. arasındaki ticari kredinin, müşterek borçlu müteselsil kefili olup, kredi borcunun teminatı olarak bankaya tevdi edilen, lehdarı ... Mühendislik A.Ş, keşidecisi davalı şirket olan takip konusu çek, ödeme nedeniyle kredi veren Şekerbank A.Ş. tarafından davacıya verilmiş olduğundan, ... bu davanın tarafları arasında herhangi bir sözleşme ilişkisinin mevcut olmamasına, davanın da, ticari krediye verilen kefalet nedeniyle ve tacir olan Bankanın haklarına halefiyeten açılmış olmasına göre, uyuşmazlığın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki aynı Daire tarafından da görevsizlik kararı verildiğinden, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 2.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, İİK'nın 89. maddesine göre gönderilen haciz ihbarnamesi üzerine tevdi mahalli tayini istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz inceleme görevi Yüksek 12.Hukuk Dairesine ait olmakla beraber anılan dairecede gönderme kararı verilmiş olmakla temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULUNA gönderilmek üzere Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığa SUNULMASINA 21.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      özel kanundan doğan KDV iade alacağının ........ gönderilen haciz ihbarnameleri ve sunulan temliknamelere istinaden Vergi Dairesi Müdürlüğünce KDV iade alacağının nereye ödeneceğine yönelik tevdi yeri belirlenmesi istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Maddeleri gereğince fatura bedeli iadesini kabul etmeyerek iade eden karşı taraf yönünden alacaklının temerrüdü olgusunun gerçekleştiğini, müvekkili şirketin tevdi yeri belirlenmesi talebinde bulunmasında hukuki yararının bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Talep, taraflar arasındaki lisans devir sözleşmesinin ifa edilememesi nedeniyle sözleşme bedelinin iadesi amacıyla tevdi mahalli tayini istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle talebin reddine karar verilmiştir. Türk Borçlar Kanunu'nun 107. maddesinde alacaklının temerrüde düşmesi durumunda, borçlunun hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabileceği düzenlenmiştir....

          Davacının, kendisine yönelik Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava nedeniyle kiraya verenle yapılan sözleşmenin geçersizliğinin tespitini istemiş ise de, TBK'nun 111. maddesinde "Borçlunun kusuru olmaksızın, alacağın kime ait olduğunda veya alacaklının kimliğinde duraksama sebebiyle ya da alacaklıdan kaynaklanan diğer kişisel bir sebeple borç, alacaklıya veya temsilcisine ifa edilemezse borçlu, alacaklının temerrüdünde olduğu gibi, tevdi ya da sözleşmeden dönme hakkını kullanabilir." hükmü bulunmaktadır. Kira bedellerini kime ve nereye ödeyeceğini bilemeyen kiracı davacının yapması gereken, TBK'nun 111. maddesine göre davranarak, hâkime başvurup, tevdi mahallinin tayinini (ödeme yerinin belirlenmesini) talep etmektir. Kanunun emredici hükümlerine aykırı olmayan ve geçerli bir sözleşmeye dayalı olarak tevdi mahallinin tayini istenebilecektir....

          Mahkemece toplanan delillere göre:“davacının mahcuzların ticari kayıtlarında yer aldığını kanıtlayamadığı, hacizde ele geçen belgelerden haciz mahallinin davacı adına kayıtlı olmakla birlikte fiilen borçlu tarafından depo olarak kullanılan şube iş yeri olduğunun anlaşıldığı, davacının da 14.07.2008’e kadar borçlunun burayı depo olarak kullandığını kabul ettiği,...’ın hacizden kısa bir süre öncesine kadar iki şirkette de en çok paya sahip ortak olduğu, yine iki şirketin bir kısım çalışanlarının aynı kişiler olduğu, organik bağ içinde alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket ettikleri,satışın durdurulması kararı verildiğinden alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için aranan yasal koşulların oluştuğu “gerekçesi ile davanın reddine ve mahcuzların %40’ı oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı alacaklıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Asliye Ceza Mahkemesince verilen 07.04.2010 tarihli görevsizlik kararı ile, sanıkların eyleminin 5728 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 74/2. maddesine temas eden suçu oluşturduğu, anılan suçtan yargılama yapma görevinin de Sulh Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu gerekçesiyle dosyanın adı geçen mahkemeye gönderildiği, bununla birlikte sanıklara isnat olunan kültür varlıkları bulmak amacıyla izinsiz kazı yapma suçunun 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında kalan bir yerde işlenmesi halinde, aynı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 74/1. cümlesinin, belirtilen kapsam dışında bir yerde işlenmesi halinde ise 74/2. cümlesinin uygulama alanı bulacağı, anılan düzenlemelerin 5728 sayılı Kanun değişikliği sonrasındaki karşılıklarının ise sırasıyla 74/1-1. cümle ve 74/1-2. cümle olduğu, başka bir deyişle 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında kalan bir yerde izinsiz kazı yapılması halinde aynı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik 74/1-1. cümlesinin uygulanacağı, kazı mahallinin...

              olay günü ... köyü mevkiinde şüpheli hal ve tavırlarından dolayı araçlarında yapılan aramada balta, tornavida ve pense ele geçirilmesi üzerine hırsızlık suçundan başlatılan soruşturma sonucunda açılan kamu davasında hırsızlık kasıtlarının bulunmadığını, olay günü define aramak üzere kazı yapmak amasıyla orada bulunduklarını, yaklaşık 1,5 metre derinliğinde kazı yaptıklarını beyan ettikleri, mahkemece hırsızlık suçundan beraatlerine, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan haklarında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği ve aynı suçtan kamu davası açıldığı, kovuşturma aşamasındaki savunmalarında da birbirleriyle uyumlu ve çelişki içermeyecek şekilde yaklaşık 1,5 metre derinliğinde kazı yaptıklarını ikrar ettikleri, mahkemece arkeolog ve fen bilirkişi refakatinde yapılan keşifte temyiz dışı diğer sanık ...’ın kazı yaptıkları yeri gösterdiği, arkeolog bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda göre kazı çukurunun 4 metre genişliğinde ve 1,5 metre derinliğinde olduğunun ve kazı mahallinin...

                resmen tescil edilerek koruma altına alınmamış olmasının, sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanunun 74/1-2. cümlesindeki indirimin uygulanmasını gerektirmeyeceği gözetilmeksizin, hükmün gerekçesinde kazı mahallinin, 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamındaki tümülüs olduğu belirtildiği halde, hüküm fıkrasında, “kazı yapılan yerin, suç tarihi itibariyle sit alanı veya 2863 sayılı Kanuna göre korunması gerekli başka bir yer olmadığı” gerekçesiyle sanıklara eksik ceza tayini, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sanıkların kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Ağır Ceza Mahkemesinin 29/04/2020 tarihli 2020/211 E. 2020/183 sayılı kararlarının yok hükmünde olduğu gözetilerek, dosyanın Dairemizin tevdi kararının gereğini yerine getirilmesi amacıyla Zonguldak 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 02/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu