in yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dava Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat ve 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir. Sorumluluk hukukunun temel amacı, bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmeleri aynen veya nakden gidererek zarar görenin zarar verici olay sonucunda malvarlığında eksilen değer yerine nitelik veya nicelik yönünden eş bir değer koymaktır. Bu anlamda gerçek zararın belirlenmesi ve giderilmesi önem arzetmektedir. Cismani Zarar Halinde Lazımgelen Zarar ve Ziyan başlıklı 818 sayılı BK 46. maddesinin 2. fıkrası (6098 sayılı TBK m. 75) gereğince gerçek zararın belirlenmesi bakımından karar tarihine en yakın tarihlerdeki ölçütlerin kullanılması gerekmektedir....
Kazanın oluşumunda araç sürücülerinin kusur oranının belirlenmesi için dosya mahkememizce bilirkişi heyeti ......... ve arkadaşlarına tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 28/09/2021 tarihli raporlarında davalı .........'ın %85, davacıların yolcu olarak içinde bulunduğu araç sürücüsü .........'in ise %15 oranında kusurlu olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen kusur bilirkişisi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır. Davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi için dosya bilirkişi heyeti .......... ve ..........'ya tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 07/06/2021 tarihli raporlarında özetle; davacı ........'in talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının 87.381,44-TL, davacı ........ ve ............
Bu kapsamda, davacının haksız bir fiil olan trafik kazası kapsamında uğradığı bedensel zararları olan sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatlarını TBK madde 49 ve 54 hükümlerine göre davalıdan isteyebilecektir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybı nedeniyle zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Yargıtay -----.HD'nin------- sayılı içtihadı naza alınarak bu noktada, maluliyetin tespiti yönünden bilirkişi raporları aldırılmıştır. Yukarıda açıklandığı şekliyle meydana gelen kazada, sorumlulukları da TBK, TTK ve KTK kapsamında çizilen davalının, usul ve yasaya uygun olduğu belirlenen bilirkişi raporlarında belirtilen maddi zarardan kusur oranında poliçe limiti ile sınırlı olarak davalının sorumlu olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ancak iş sahibi eseri kabul etmiş olsa da ayıp kasten gizlenmişse veya gizli ayıp söz konusu ise yüklenici sorumluluktan kurtulamaz (TBK m.477/1). Borçlar Kanunumuzda muayene ve ihbar külfetleri bakımından bir süre düzenlenmemiş olup, işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz muayene edip açık ayıpları uygun bir sürede yükleniciye bildirmelidir. TBK m.477/f.3 uyarınca gizli ayıpların ise gecikmeksizin bildirilmesi gerekmektedir. İş sahibi bu bildirimi en geç teslimden başlayarak iki yıl içinde (TBK m.478) yapmalıdır. Bkz. Alper Gümüş, Borçlar Hukuku Özel Hükümler, İstanbul 2020, s.376). Ayıp sebebiyle iş sahibi, meydana gelen eser kullanılmayacak veya hakkaniyete göre kabulü beklenemeyecek derecede ayıplı olursa sözleşmeden dönebilir (TBK m.475/I, b.1). Bu seçimlik hakkı kullanmak yerine İşsahibi bedelden indirim (TBK m.475/b.1, b.2) veya eserin ayıp oranında giderilmesi (TBK m.475/1, b.3) ve/veya tazminat (TBK m.475/f.2) talep edebilir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nde 2022/74 D.İş numarası ile incelendiğini ve talebin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle reddedildiğini, bu sebeple istinaf kanun yoluna başvurulması zorunluluğunun hasıl olduğunu, tevdi mahalli tayininin çekişmesiz yargı işi olduğunu, çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararların, HMK madde 387 gereğince öğrenilmesinden itibaren iki hafta içerisinde istinaf yoluna taşınabileceğini, taleplerinin çekişmesiz yargı alanın dışında kaldığına hükmedildiğini, tevdi mahalli tayinin çekişmesiz yargı işi olmasının nedeninin, uyuşmazlığın yokluğu keyfiyeti olmadığını, tevdi mahalli tayinine ihtiyaç duyulan her durumda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunduğunu, başka bir ifadeyle uyuşmazlık konusu olmayan bir olayda tevdi mahalli tayinine ihtiyaç duyulmayacağını, o halde, tevdi mahalli tayininin uyuşmazlık olmaması şartına bağlanırsa, hiçbir zaman “çekişmesiz yargı işi” olmayacağını, kanun koyucunun tevdi mahalli tayinini çekişmesiz yargı işi olarak düzenlediğini, sonuç...
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli ve ---- ücretinin tahsili istemine ilişkindir.Mahkememizce; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, ---hasar dosyaları, ---- raporu ile dosya içerisindeki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir. ----- toplandıktan sonra kusur yönünden rapor alınması için dosya makine mühendisi--tevdi edilmiştir.----- tarihli --- özetle;---- tarihinde meydana gelen olayda kusur yönünden: dava konusu---kapı marka/tip ----dava dışı-----oranında kusurlu olduğu, davalı tarafa sigortalı---- sürücüsü dava dışı ----- kusursuz olduğu, söz konusu kazaya ait ------------kaydında kazaya karışan sürücülerin şirketler arası mutabakat ile sonuçlanan kusur durumu değerlendirmesinde, ---- kusursuz olduğu, dava konusu ---- kusurlu olduğunun tespit edildiği, olay mahallinin kontrolsüz kavşak olduğu, dava konusu aracın ve diğer aracın krokideki konumları, vaktin gece olduğu, siyah-beyaz olay yeri fotoğraflarındaki...
- KARAR - Tevdi mahalli tayini isteyen vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan karşı tarafın üyelikten çıkarıldıklarını, çıkarma kararının genel kurulda onaylanarak kesinleştiğini, ancak karşı tarafın çıkma payı alacaklarını almadıklarını ileri sürerek, ... ve ... adına bankada iki ayrı hesap açılmasına, ... adına ....952,00 TL ve ... adına ....368,00 TL üyelik haklarının bloke edilmesine yetki verilmesini talep etmiştir. Mahkemece evrak üzerinde yapılan yargılama sonucunda, tevdi mahalli tayini talebinin kabulüne karar verilmiştir. Karşı taraf ... ve ... vekili, daha önce tevdi mahalli tayini isteminin reddedildiğini, üyelikten çıkarma kararına ilişkin genel kurul kararına karşı dava açıldığını,tevdi mahalli için tespit edilen miktarın müvekkillerinin ortak olurken ödedikleri bedel olup daha sonraki ödemelerin hesaplanmadığını savunarak, talebin kabulüne dair kararın kaldırılmasını istemiştir....
Bu itibarla; 11.04.2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 60. maddesi uyarınca görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 18/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Son olarak da, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise TBK 52. maddesine göre, tazminatı indirebilecek veya tamamen kaldırabilecektir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 14/03/2012 tarih 2011/4-824 E., 2012/134 K.; Yine HGK 16/03/2016 Tarih 2014/1018 E., 2016/326 K.). Yani, TBK 51 ve 52. maddelere göre nihai tazminatı belirlemedeki indirimler; 1-Trafik kazasının oluşumunda zarar görenin kusuru varsa (birlikte kusur) bu oranda indirim yapılması, 2-Hatır taşıması varsa TBK 51 ve KTK 87. maddeleri uyarınca indirim yapılması, 3-Zarar görenin olayın oluşumunda etkili olmamakla beraber zararın oluşumunda veya artmasında kusuru varsa(müterafik kusur) kalan tazminattan bu sebeple indirim yapılması biçiminde olmalıdır. Borçlar Kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir....