Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in bizzat sorumlu olup olmadığı, görevi gereği kendisine özel olarak tevdi edilip edilmediği, şantiye görevlisi bulunup bulunmadığı kuşkuya yer vermeyecek biçimde kesin olarak saptanıp, sanık ...'e görevi gereği özel olarak tevdi ve teslim edilen, koruma ve gözetiminde bulunan mallara karşı suçun işlendiğinin belirlenmesi halinde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, aksi halde hırsızlık suçunun oluşacağı gözetilmeden eksik soruşturma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçundan hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ..., sanıklar ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkeme; 09/11/2017 tarihinde yapılan haciz işleminde davalı/3.kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, icra müdürlüğünce 10/11/2017 tarihinde İİK’nın 99. maddesi uyarınca alacaklı tarafa üçüncü kişi aleyhine istihkak davası açmak üzere 7 gün süre verilmesine karar verildiği, haciz mahallinin talimatta belirtilen adres ve borçlunun tebligat çıkarılan adresi olmadığı, alacaklı vekili tarafından gösterilen adres olduğu, iş yeri niteliğinde haciz mahallinin 3. kişi adına 13/03/2017 tarihinden beri faaliyet gösterdiği, haciz mahallinin borçlu ile irtibatının bulunduğuna ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı, alacaklı vekili, haciz yapılan adreste başka bir dosyada yapılan 26/09/2017 tarihli hacizde borçluya ait evrakların bulunduğu belirtilmiş ise de, bu hususun o tarihte yapılan hacze ilişkin olduğu, dava konusu hacizde tek başına yeterli delil olarak değerlendirilemeyeceği, bu durumda 3.şahıs ve borçlu arasındaki organik ilişki bağlarının haczedilen malların borçluya aidiyeti ve...

    DAVA Davacı üçüncü kişi vekili, mahcuzların müvekkil firmaya ait olduğunu, borçlu şirketten 02.03.2018 tarihli faturalarla satın alındığını, haciz mahallinin borçlu şirketin şubesi olmadığını, İİK 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin müvekkil lehine olduğunu ileri sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ olduğunu, aynı alanda faaliyet gösterdiklerini, ünvanlarının benzer olduğunu, şirket merkezlerinin dönem dönem aynı olduğunu, belirterek davanın reddini istemiştir. III....

      A.Ş'ye olay mahallinin de fotoğrafları ekli dilekçe ile müracaatı üzerine, ... Erzurum İl Müdürlüğü Sistem İşletme Bakım Müdürü olan sanık ...'un müracaattan hemen sonra aynı gün ihbara konu hatlar ve bölge üzerinde gerekli inceleme ve işlemlerin yapılması için enerji hatlarının arıza, (periyodik) bakım ve onarım işlerini ihale yoluyla alan yüklenici...Elektrik Ltd. Şirketinin ... ve ...ı ilçelerinin koordinatör sorumlu elektrik mühendisi olan sanık ...'e talimat vermesi üzerine, sanık ... tarafından görevlendirilen elektrik teknisyeni ...'ın, olay yerine giderek gerekli incelemelerde bulunduktan ve gerekli sehimleme önlemlerinin alındığı bilgisi verildikten sonra, sanık ... tarafından olaydan bir gün önce gerekli incelemelerin ve ölçümlerin yapılması için bir topograf ile birlikte sanık ... ve olay mahallinin bağlı bulunduğu Karayazı ilçesi ... Elektrik A.Ş işletme şefi olan sanık ...'...

        Manevi tazminat bakımından talep, TBK m. 114/2 hükmüne dayanmakla bu hüküm gereğince “Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler,--- sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.". Dolayısıyla bu atıf gereğince uygulama alanı bulacak hüküm olan TBK m. 58/1 hükmü uyarınca “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat --- bir miktar para ödenmesini isteyebilir." Manevi zarar, malvarlığındaki azalmayı değil, kişilik haklarına ilişkin tecavüz sebebiyle bir kimsenin --- böylece yaşama zevkinde ortaya çıkan azalmayı ifade eder. Borcun gereği gibi ifa edilememesi halinde TBK m.114/2 hükmünün TBK m. 58/1 hükmüne atfı dolayısıyla manevi zararın tazmini talebinde bulunulabilecekse de üzüntünün manevi tazminat gerektirebilmesi için kişilik hakkının ihlali sonucu oluşması gerekir. Dolayısıyla somut olayda üzüntü, ---doğduğundan ve TBK m. 58/1 hükmünde sayılan manevi tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenmelidir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Ödeme yeri belirlenmesi ( tevdii mahalli tayini istemine ilişkin olarak açılan davada... Sulh Hukuk Mahkemesi ve... 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ( Ticaret mahkemesi sıfatıyla ) ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ödeme yeri belirlenmesi isteminden kaynaklanmaktadır. Sulh hukuk Mahkemesince, talebin ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olduğu ve ticaret mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemesince görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

            Somut olayda uyuşmazlık davacının davalıya olan borcunu ödenmesi için tevdii merci belirlenmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 382/2-d maddesinde, “Borçlar kanunundaki çekişmesiz yargı işleri; 1)Yetkisi sona eren temsilcinin temsil belgesini mahkemeye ibraz etmesi, 2) Borçluya ifa veya teminat göstermesi için süre verilmesi, 3) Tevdii mahalli belirlenmesi veya tevdi edilmeyecek eşyanın satılması..." şeklinde sayılarak düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 382/2-e bendinde ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri de sayılmış ve bunlar arasında tevdii mahalli tayini sayılmamıştır. Buna göre talebin Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ...... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 26.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              Ancak daha önce dairece gönderme kararı verilmiş bulunduğundan, görevli dairenin belirlenmesi için dosyanın Başkanlar Kurulu'na gönderilmek üzere Yargıtay Yüksek 1. Başkanlığı'na tevdi gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın Yargıtay Yüksek 1. Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 29/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, haksız fiilden dolayı davalının uğradığının zararının tespiti ve tevdi mahalli tayinine ilişkin olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, yargı yeri belirlenmesi koşulları oluşmamıştır. Hüküm Sulh Hukuk Mahkemesince verilmekle, temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun kararı uyarınca Yüksek 3.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 18.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Taraf vekillerinin istinaf dilekçesi incelendiğinde yapılan keşifte şantiyede yer alan ekipmanların herhangi muhafaza tedbiri alınmadan her türlü zararın meydana gelmesine açık bir şekilde bırakıldığı TBK’nın 107. maddesinde “Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlu, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bununla birlikte ticari mallar, hâkim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebilir.” Davacıya ait olan ekipmanların kaldırılması amacıyla hakim tarafından tevdi mahalli belirlenmesi talep edilmesi gerekirken davalı birlik tarafından ekipmanların kaldırılması ve gerekli muhafaza tedbirlerinin alınmaması nedeniyle oluşan haksız zarar nedeniyle" davalı idare 53.500,00TL tazminata mahkum edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu