Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak hakkında da 6098 sayılı TBK. nun 88. ve 120. maddelerinin uygulanması mümkün olmadığından, akdi ve temerrüt faizi oranlarının da taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmeleri hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.Her ne kadar mahkemece, İİK'nun 150/ı maddesi hükmüne uygun olarak aynı Kanunun 68/b. maddesine göre değerlendirme yapılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş ise de, hükme esas alınan 14.10.2014 tarihli ve 10.02.2015 tarihli bilirkişi raporlarında, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda akdi faiz ve temerrüt faizi oranları belirlenerek hesaplama yapılmadığı ve gayrinakdi kredi bedellerinin depo edilmesine ilişkin olarak da çelişkili tespitlerde bulunulduğu, bu haliyle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı görülmüştür.O halde; mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, takibin dayanağını oluşturan kredi hesapları ile ilgili olarak, kredinin kullandırıldığı...

    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, davalı sigortalı sürücünün kusur oranının yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile belirlendiği, uyap sistemi üzerinden alınan nüfus aile kayıt tablosuna göre desteğin anne ve babasının hayatta olmadığı, TBK 106 maddesi uyarınca kusur oranına göre daha yüksek destek tazminatı beklentisi olan davacının haklı sebep ile borcun ifasını kabulden kaçındığı, bu nedenle alacaklının temerrütü şartlarının oluşmadığı, davalının da TBK 107.maddesi uyarınca belirlenen tazminatı tevdi mahalline ödeyerek borcundan kurtulmadığı, bu nedenle 01/03/2017 temerrüt tarihinden itibaren faiz uygulanmasında usule aykırılık bulunmadığı, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında da bir usulsüzlük saptanmadığından davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1- b/1 maddesi uyarınca...

    İŞ ESAS 2023/36 KARAR DAVA KONUSU : Tevdi Mahalinin Belirlenmesi KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Talep eden vekili dava dilekçesinde özetle; "Yeni Mah., 2....

    -TL'nin davalı ... müteselsilen tahsiline, Satın alınan arazinin rayiç değerinin adi ortaklığın işbu arazi için ödemiş olduğu tutardan düşüklüğü nispetinde adi ortaklığın zarara uğradığının sabit olduğunu, bu durumun, hem TBK m. 626 ve hem de TBK m. 630/f.1 in atfıyla uygulanacak olan TBK m. 506/f.2 uyarınca açıkça sadakat borcuna aykırılık teşkil ettiğini, dava tarihi itibariyle olası maddi zararların davacı tarafça belirlenmesi ve hesaplanmasının mümkün olmadığını ve ancak mahekemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile belirlenebileceğini, davanın bu kısmını belirsiz alacak davası olarak açılmakla olduğunu, işbu yükümlülüğün ihlali dolayısı ile fazlaya dair haklarını saklı tutarak, müvekkili şirketin tespit edilecek maddi zararının en az 10.000,- TL lik kısmının davalı ... müteselsilen tahsiline, Dava dilekçesinde anlatılan, hatalı proje seçimi kararının hem TBK m. 628 ve TBK m. 630/f.1 hem de TBK m. 630/f.1'in atfıyla uygulanacak olan TBK m. 506/f.2 uyarınca özen borcuna açıkça aykırılık...

      ye müvekkilin ödemesi gerekli lisans bedellerinin zamanında ödenebilmesi, müvekkilinin edimlerini ifa edebilmesi için acilen bir ödeme yeri/tevdi makamı belirlenmesini talep ettikleri anlaşılmıştır....

        Bu durumda; davacının gerek manevi tazminat, gerekse çocuğun sağlık ve eğitim giderleri ile ilgili maddi tazminat talepleri Türk Medeni Kanununun 2. kitabından kaynaklanan talepler olmayıp; genel hükümlere (manevi tazminat yönünden TMK md. 25, TBK md. 58 maddi tazminat yönünden TBK md. 77 vd.) dayalı talepler niteliğindedir. Taleplerin bu niteliği gereği olarak da Yargıtay'ın 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı Büyük Genel Kurul Kararı uyarınca temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, bu daire de görevsizlik kararı verdiğinden; görevli dairenin belirlenmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2013 (Çrş.)...

          Bu nedenle davalının davacı ----- tahsil ettiği ---- ücretin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince TBK 77. Maddesi gereğince davalı tarafından davacı kooperatife ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte iadesi gerektiği, TBK 77/2, 117. Maddeleri ile, taraflar arasındaki sözleşmenin tüm hukuki sonuçları ile TBK 27. Maddesi gereğince kesin olarak hükümsüz olması nedeniyle Mahkememizce benimsenmiş olup, aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır....

            Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın bankacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir....

              Sanığın katılanın avukatı olduğu, katılan adına yürüttüğü icra dosyalarından tahsilat yaptığı halde katılana teslim etmeyerek uhdesinde tuttuğu, sanığın böylece üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, sanığın, katılanın vekili olarak hangi dava ve icra takiplerini yürüttüğü, hangi duruşmalara girdiğinin tespit edilmesi, ilgili dava ve takip dosyalarının birer suretinin, taraflar arasında vekalet ücretinin belirlenmesine dair sözleşme, yazılı belge, yapılan masraflar veya bu anlamda yapılmış olan ödemelere ilişkin bilgi ve belgelerin onaylı suretlerinin getirtilmesi, buna göre sanığın katılan adına takip ettiği dosyalardan ne kadar vekalet ücreti alacağı olduğu ve ne kadar masraf yaptığının tespiti, hak ettiği vekalet ücreti veya yaptığı masraflardan daha fazla parayı uhdesinde tutup tutmadığının kesin olarak belirlenmesi için takipsiz bırakılan dosyalardaki davalılarda dinlenilerek ödemelerin elden yapılıp...

                e teslim ettiğini, bunlara ilişkin herhangi bir şekilde belge düzenlenmediğini, işlemlerin bu şekilde yürüdüğünü beyan etmiş olması karşısında; sanığın işten ayrılış tarihi belirlenip katılan şirket vekilinin 04.12.2006 tarihli dilekçesinde belirttiği firmaların sanığa ne kadar ödemede bulundukları, bu firma yetkilileri dinlenmek suretiyle tespit edilerek ibraz etmeleri halinde ödemeye ilişkin makbuz ve belgelerde alınarak, katılan şirketin tüm defter ve belgeleri de temin edilmek suretiyle, mali bilirkişiye tevdi edilip bilirkişi raporu sonucuna göre değerlendirme yapılıp sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu