Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere göre; tevdi mahalli tayini, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 382. maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinin (3.) alt bendinde sayılan hallerden olup; bu kararlara karşı 387. madde uyarınca ilgililerin istinaf kanun yoluna başvurabilmeleri öngörülmektedir. Tevdi mahalli tayini için, TBK 106 ve 107.madde gereği taraflar arasında alacak-borç ilişkisinin bulunması ve alacaklının temerrüde düşmesi ya da TBK 111. madde gereği borçlunun kusuru olmaksızın, alacağın kime ait olduğunda alacaklının kimliğinde duraksama sebebiyle veya alacaklıdan kaynaklı diğer kişisel bir sebeple alacaklıya borcun ifa edilememesi gerekir. Somut olayda; talep sahibi ecrimisile yönelik tevdi mahalli tayini istemekle TBK 107. maddeleri gereği tevdi yerini, ifa yerindeki hâkim belirler. Bu yetki ise kesin yetkidir. Alacaklı ise Yenimahalle/Ankara adresinde oturmaktadır. O, halde ifa yeri Ankara'dır....
Ancak; a) 5237 sayılı TCK.nun 7. ve 5252 sayılı Kanun'un 9. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin uyduğu kabul edilen 765 sayılı TCK ve 5237 sayılı TCK.nun tüm hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanmak suretiyle sonuçların belirlenmesi, bu şekilde belirlenen sonuç cezaların karşılaştırılması ve sonucuna göre lehe olan kanunun belirlenmesi gerekirken, denetime olanak verecek biçimde cezalar hesaplanıp sonuçlar belirlenmeden sanık hakkında 5237 sayılı TCK gereğince yazılı şekilde hüküm kurulması, b) Yakalama, görgü ve tespit tutanağından, suça konu aracın şoför mahallinin anahtar yuvasının bozuk olarak yakalandığı ve düz kontak edilmediği anlaşılmasına, aracın taklit anahtarla çalıştırıldığı iddiası dosyada bulunmadığına ve bu hususta araştırma da yapılmadığına göre, aracın nasıl çalıştırılıp çalındığına dair kesin bir tesbit olmaması karşısında eylemin lehe olan 5237 sayılı TCK'nun 142/1-b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken aynı kanunun 142/2-d maddesi uyarınca hüküm kurulması, Bozmayı...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık Hüküm : 5271 sayılı CMK'nın 223/2-c-e maddesi uyarınca Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın, kültür varlıkları bulmak amacıyla, yaklaşık 40 x 12 metre karelik bir alanda, 5 ve 6 metre derinliklerinde izinsiz kazı yaptığının iddia olunması, sanığın aşamalardaki savunmalarında, kiralamak suretiyle kullandığı suça konu taşınmazda, tarımsal amaçlı sulama havuzu oluşturmak için kazı yaptığını, define bulma amacıyla hareket etmediğini söylemesi karşısında; kazı yapılan taşınmaza ait tapu kaydının getirtilmesi, taşınmazın, gerçek kişinin mülkiyetinde olduğunun belirlenmesi halinde, tanık sıfatıyla dinlenecek malike, olaya ilişkin bilgi ve görgüsünün sorulması, ziraat mühendisi bilirkişi refakate alınmak suretiyle olay yerinde yeniden keşif yapılarak, kazı mahallinin zirai...
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/04/2023 NUMARASI : 2023/78 D.İŞ ESAS 2023/76 D.İŞ KARAR DAVA KONUSU : TEVDİ MAHALİNİN BELİRLENMESİ (TBK M.107) KARAR : Antalya 2....
Bir şeyin teslimine ilişkin edimlerde tevdi hakkı başlıklı 6098 sayılı TBK 107. maddesinde de "Alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlunun, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabileceği, tevdi yerini ifa yerindeki hakimin belirleyeceği, bununla birlikte ticari malların hakim kararı olmadan da bir ardiyeye tevdi edilebileceği" hükmü getirilmiştir. Yerel mahkemenin, bozma ilamına uyularak davacının (alacaklının) emtianın teslim adresini davalı (borçluya) TTK 18. maddesine uygun şekilde bildirdiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle alacaklı temerrüdünün gerçekleştiğini kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte mahkemece, TBK 107. maddesi ve TTK 23/1-b maddesi hükümleri çerçevesinde bir değerlendirme yapılmamıştır. Dairenin bozma ilamı TTK 18. maddeleri hükümlerine göre değerlendirme yapılmasına yönelik olup, bozma ilamı davanın reddi gerektiği yönünde davalı lehine usuli kazanılmış hak doğurmamaktadır....
Keşif sonucu alınan 03.09.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda haciz mahallinin, davalı borçlu Tahsin Uslu'ya ait tek katlı kargir ev ve bahçe niteliğindeki 105 Ada 30 parsel içindeki evin bitişiğinde olduğu, borçlu Tahsin Uslu'ya ait parsel içinde bulunan evin kuzeyinde bir ahır daha bulunduğu ve bu ahırın da eve bitişik olduğu belirtilmiş olmasına ve alacaklı vekilinin yargılamanın devamı sırasında haciz mahallinin yanlış tespit edildiğine yönelik itirazlarına rağmen, keşif yapılan ahır ile haciz mahallinin aynı yer olup olmadığı konusundaki çelişki giderilmeksizin yargılama tamamlanmışır. Bozma öncesi yapılan yargılamada tanık ...'un 29.03.2011 tarihli celsede " Ben halen köy bekçisi olarak görev yapmaktayım. Tahsin Uslu'ya ait ahır, evin arkasındadır.......'ya ait ahırda yapılan haciz sırasında haczedilen ineklerin kime ait olduğuna dair bilgim yoktur....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/09/2022 tarihli 2022/1159 Esas, 2022/1014 Karar sayılı tevdi mahali talep edenin talebin kabulüne yönelik kararıdır. Davalı T5 vekili, müvekkilinin de sözleşmenin tarafı olduğunu, T3 tarafından gönderilen meblağın müvekkili tarafından üçüncü kişiden borç olarak alındığını ve şirkete ödendiğini, bu bedelin T3'a ödenmesinin müvekkilinin zararına olacağını, bu durumun evliliklerini riske sokacağını, en azından tevdi mahalinin her iki eş adına belirlenmesi gerektiğini beyan ederek istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı T3 istinaf dilekçesi sunmuş ise de 28/09/2022 tarihli dilekçesi ile istinaf formu düzenlenmeden önce istinafa başvuru hakkından feragat ettiğini bildirdiği görülmüştür. GEREKÇE : Taraflar arasındaki uyuşmazlık, müteahhit firmanın gerçek şahısların ödediği bedeli iade için tevdi mahali talep etmesinin yerinde olup olmadığı, tevdi mahalinin ne şekilde tespit edileceği hususundadır....
Hukuk Dairesinin 2021/2667 Esas ve 2021/5595 Karar sayılı ilamı ile de onandığı, dosya davalısı T3 davacı vekilinin hesabına mahkeme kararına istinaden 11.100,00 TL gönderdiği, 3.400,00 TL vekalet ücreti ve 645,00 TL masraf hariç kalan 7.055,00 TL'nin yeniden iade edildiği, bunun üzerine davalının bu bedeli davacının hesabına gönderdiği ancak onun tarafından da iade edildiği, tevdi mahalli tayin taleplerinin ihtiyati tedbir mahiyetinde olup işbu taleplerde talep dilekçesinin karşı tarafa tebliğine ve duruşma açılmasına gerek olmadığı, davacının mahkeme ilamında belirlenen fazlaya ilişkin alacağına dair dava açmasının kesinleşen ilamda hükmedilen bedeli kabul etmemesine haklı gerekçe olmayacağı, Türk Borçlar Kanununun 111. Maddesi gereğince talep sahibinin tevdi mahalli tayini isteme hakkının doğduğu, bu itibarla verilen kararda isabetsizlik olmadığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
DAVANIN KONUSU: Tevdi Mahalinin Belirlenmesi (TBK M.107) KARAR TARİHİ: 11/03/2024 İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu; G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: TALEP: Talep eden vekili tevdi mahalli talepli değişik iş başvuru dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin "..." logosuyla televizyon yayıncısı olduğunu ve TVYD üyesi olduğunu, müvekkili şirket ile karşı taraf şirket arasında yıllardan bu yana yayın izni sözleşmeleri yapıldığını, 2022 ve 2023 yılı için de "MESAM&MSG- TELEVİZYON YAYINCILARI DERNEĞİ PROTOKOLÜ" imzalandığını, protokol gereği 2022-2023 yılı için uygulanacak zam oranı ve MSG ile üye yayın kuruluşları arasında yapılacak "YAYIN İZNİ SÖZLEŞMESİ " hükümleri konusunda taraflar arasında mutabakata varıldığını, sözleşme tipinin TVYD ile mutabık kalınan yeni modele göre hazırlandığını, 2022 ve...
Ancak; Katılanın 12.03.2012 tarihinde kollukta alınan beyanında, içinde 0507...4 nolu hattının bulunduğu nokia 1110 marka cep telefonu, nüfus cüzdanı, 50 TL para, şapka ve polarının yağmalandığını; mahkemede alınan beyanında ise, telefon, nüfus cüzdanı, şapka ve polarının alındığını beyan ettiği ve sanıklar ... ve ... savunmanının 06.12.2012 havale tarihli dilekçesinde; “Mahkemece müşteki zararının tespiti yapılarak bir tevdi mahallinin belirlenmesini ve zararı gidereceklerini” belirttiği, hükmün tefhim edildiği 13.12.2012 tarihli oturumda da, “Zarar varsa ödeyebileceklerini” beyan ederek etkin pişmanlık iradesini yansıttıklarının anlaşılması karşısında, 1-) Katılan, üzerinden alınanların nelerden ibaret olduğu konusunda aşamalarda farklı beyanda bulunduğu dikkate alındığında öncelikle, katılanın uğramış olduğu zararın duraksamaya neden olmaksızın tespiti gerekmektedir....