SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/05/2020 NUMARASI : 2020/25 TEREKE 2020/34 KARAR DAVA KONUSU : Tereke KARAR : İstanbul 13....
Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Somut olayda, mirasın hükmen reddine ilişkin davanın, mirasbırakanın alacaklılarına husumet yöneltilmeden sonuçlandırılmış olması doğru görülmemiştir. Kabule göre de, bilindiği üzere; TMK’ nın 610/2. maddesinde “…Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez…” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşıldığı üzere; yasa koyucu mirasçılardan birinin tereke işlerine gereğinden fazla karışmasının mirası örtülü kabul anlamına geleceğini ve tıpkı açık kabulde olduğu gibi, ret hakkının bu mirasçı bakımından sona ereceğini düzenlemiştir....
Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. TMK’nin 610/2. maddesinde “…Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez…” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de anlaşıldığı üzere; yasa koyucu mirasçılardan birinin tereke işlerine gereğinden fazla karışmasının mirası örtülü kabul anlamına geleceğini ve tıpkı açık kabulde olduğu gibi, ret hakkının bu mirasçı bakımından sona ereceğini düzenlemiştir....
T27 tarafından tereke işlemleri gerçekleştirildiğinden dolayı tereke defter memurunun görevine son verildiğini, tereke temsilcisi Av. T27 tarafından bu celse öncesinde dahi tereke üzerinde bir takım işlemler gerçekleştirildiğini, akabinde Mahkemenin 18.05.2022 tarihli ve 10 nolu celsesinin 12 numaralı ara kararında; " İstanbul Barosuna kayıtlı Av. T27'ın iş bu dava dosyasında tereke idare memuru olarak görevinin devamına, Mahkememiz 2020/39 Tereke sayılı dava dosyasının kesinleşmesi ve Av. T27'a temsilci sıfatını alması halinde işbu dava dosyası kapsamında tereke temsilcisi olarak da görev almasına" şeklinde hüküm kurulduğunu, istinafa konu, tereke temsilcisi atanmasına ilişkin Mahkeme kararının bir yıldan uzun bir süre boyunca kesinleşmediğini, ancak buna rağmen devam eden yargılama süreci içerisinde Mahkeme tarafından karar kesinleşmiş gibi hareket edilerek tereke temsilci Av....
Murisin ölümü ile tereke bütün aktif ve pasifi ile mirasçılarına geçer. Murisin vergi, prim vb. borçları da terekenin pasifi içerisinde olup terekeye dahildir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır (TMK. 605/2 md). TMK.nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir. Ancak tereke borca batık olmasına rağmen Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklandığı şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı mirası reddedemez....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/65 Tereke sayılı dosyasında olduğunu, yani mirasın borca batık olmadığını, mahkemece tereke dosyası celp edilmeden, tereke dosyasında ne kadar para bulunup bulunmadığı araştırılmadan hatalı karar verildiğini, murisin ölümüyle var olan parasının Darülaceze Müdürlüğünce 16/08/2011 tarihinde tereke mahkemesine bildirilip murisin parasının tereke mahkemesince açılan hesaba aktarıldığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya arasında mevcut nüfus kayıtlarına göre muris Kazım Adsan'ın 09/04/2010 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak davacı ve dava dışı mirasçıların kaldığı anlaşılmıştır. Dava, TMK'nın 605/2. maddesinde yer alan ''ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır'' hükmüne dayanılarak açılan, mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) istemine ilişkindir....
in sürekli Türkiye'de kaldığı hususunda bir delilin dosyada bulunmadığı gibi, bildirdiği adres olan...adresinin mütevaffanın ölmeden önce yerleşim yeri olduğunun tespit edilemediği, mütevaffanın ceza infaz kurumuna bildirdiği adresin mahalle ve ilçe bakımından çelişkili olduğu, bu haliyle müteveffanın son ikametgahı mahkemesinin Mahkeme yargı çevresi olduğu yönünde bir tespit yapılamadığı, yabancı uyruklu bu şahsın vefat ettiği yargı çevresi olması nedeniyle görevli Giresun Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında üzerinden çıkan tereke eşyalarının teslimi hususunda şahsın öldüğü yerdeki tereke işlerine bakan Giresun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. II. GEREKÇE A. Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 589 uncu maddesi uyarınca terekenin teslimi istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bismil Tereke Mahkemesi MÜTEVEFFA : ... Tereke hukukuna ilişkin olarak açılan davada Karadeniz Ereğli 2. Tereke ile Bismil Tereke Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir.....
ve pasiflerin miras payı oranında paylaştırılması neticesinde gerçekleştirilmekte olduğunu, davanın konusu her ne kadar 2 adet taşınmazın paylaştırılması olsa da bu paylaşım yapılsa dahi ortaklığın giderilemeyeceğini, bu sebeple tereke tespit davasıyla tespit edilen 10.525,00 TL'lik pasifin de paylaşıma dahil edilmesi gerektiğini, TMK 640 ve devamı maddelerinin bunu gerektirdiğini, açıklanan sebeplerle müvekkillerinin terekedeki haklarını koruma, tereke borçlarının paylaşmadan önce ödenmesini isteme, tereke borçlarını ödemeleri halinde diğer mirasçılardan rücu etme haklarına sahip olduklarını, bu sebeple tereke tespit davası ile belirlenen 10.525,00 TL borcun işbu davaya dahil edilmesini ve davacı tarafta yer alan Emine SÖNMEZ ve Hasan SÖNMEZ'in miras payları oranında işbu borçtan sorumlu tutulmalarını ve ortaklığın bu şekilde giderilmesini istediklerini ancak mahkemenin bu taleplerini haksız ve gerekçesiz olarak reddetmiş olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını...
Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır .. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Muris İbrahim Şahin'in ölüm tarihi olan 25.11.2012 tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılıp belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....