Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu'nun 589. maddesi ve devamına dayalı terekenin tespit ve korunmasına ilişkin tespitler, tedbir niteliğinde olmasına, Mahkemece yapılan araştırma ile koruma önlemi alınması gerekli bir tereke unsuru bulunmadığından mahkeme hükmünün buna münhasır olmasına, kararın da temyizinin mümkün bulunmamasına göre temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Ölüm tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır .. Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen; Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Muris İbrahim Şahin'in ölüm tarihi olan 25.11.2012 tarihi itibariyle terekesinin aktifi ve pasifi belirlenip, terekenin aktif değerinin pasifini karşılayıp karşılamadığı araştırılıp belirlenmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

      Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması durumunda, davanın tereke temsilcisinin veya bu sıfatla vekil kıldığı avukatın huzuru ile sürdürülmesi gerektiği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bir başka söyleyişle, mirasçıların davayı takip yetkisi sona erer ve buna bağlantılı olarak da hükmü temyiz hakkı miras şirketini temsilen tereke temsilcisine geçer. 3.3. Değerlendirme 3.3.1....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bismil Tereke Mahkemesi MÜTEVEFFA : ... Tereke hukukuna ilişkin olarak açılan davada Karadeniz Ereğli 2. Tereke ile Bismil Tereke Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tereke hukukuna ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde "miras bırakanın yerleşim yeri Sulh Hakimi, istem üzerine veya resen tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alır.", aynı Yasanın 19. maddesinde de "Bir kimsenin ikametgahı, yerleşmek niyeti ile oturduğu yerdir" hükümlerine yer verilmiştir.....

          Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davaların ayrı ayrı reddine, Şile İlçesi Karacaköy Köyü ... ada ... parsel ve ... ada ... parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanağında belirtildiği şekilde tespit gibi Hazine adına tapu siciline kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, dava konusu ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların davacılar tarafından kullanılmadığı, taşınmazın fiilen davalı ...'in kullanımında olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşif, uygulama ve beyanlara göre taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, kimden kime kaldığı tam olarak belirlenmemiş, taşınmazların ortak miras bırakandan kalması durumunda tereke taksim edilmediği sürece, mirasçılardan biri ya da bir kaçı tarafından sürdürülen fiili kullanımın, tereke adına olduğu üzerinde durulmamıştır....

            Kararın tereke temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı tereke temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı, Kayseri ili, ... ilçesi,......

              TMK'nın 605/2 maddesi gereğince "ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması; terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Ancak, tereke borca batık olmasına rağmen TMK'nın 610/2 maddesinde açıklanan şekilde tereke işlemlerine karışan, tereke mallarını gizleyen veya kendine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Anılan TMK'nın 610/2 maddesindeki durumun mevcut olduğu beyan ve iddia olunmadığına göre muris ...'...

                "İçtihat Metni"Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2008 gününde verilen dilekçe ile tereke mallarının korunması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, tereke mallarının korunması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, muris ... adına borçlandırma yapıldığını, davalıların mirası reddettiğini belirterek kamu zararının doğmaması için tereke mallarının korunması konusunda gerekli önlemlerin alınmasını talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....

                  Mahkemece; 1- Öncelikle iflas dairesi oluşturularak terekenin defterinin tutulması ve murisin kayden ve irsen taşınmaz maliki olup olmadığının usulünce araştırılması, borçlarının tespit edilmesi, 2- İflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verilerek seçilecek yönteme göre işlemlerin yapılması, 3- Terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip, bu hususun ilan edilmesi (m. 217), 4- Bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılması (m. 217) gerekir. Somut olayda; davacı/alacaklı, Sakarya 2. Sulh Mahkemesinin 2021/6 Tereke Esasına kayıtlı dosyası ile ayrı bir dava açarak terekenin iflas yoluyla tasfiyesini talep etmiş ise de, Sakarya 3....

                  Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılan tereke tespit davasının henüz sonuçlanmadığını, mirasçıların kişisel sorumluluklarının ancak mirasın kabulü veya reddi sürelerinin bitimi üzerine mirası kesin olarak kazanmaları ile başlayacağını, bu aşamada müvekkillerinin kişisel malvarlıklarına haciz konulamayacağını, ihtiyati haciz talep eden (alacaklı) vekilinin tereke defterine alacağının kaydı için başvuruda bulunduğunu, henüz daha tereke defterine alacak kaydı yapılmadan ihtiyati haciz talep edenin mirasçıların mal varlığı hakkında ihtiyati haciz talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklıya ipotek tesisi ile ilgili muvafakat verdiklerini, terekenin malvarlığının alacağı karşılayacağını ileri sürerek, ayrı ayrı ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir. Alacaklı vekili, TMK'nın 599/II maddesine göre mirasçıların tereke borçlarından kişisel mal varlıkları ile sınırsız sorumlu olduklarını savunarak, itirazların reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu