Bir şahsa satıldığını, Feyzullah mahallesindeki bağımsız bölümün murisin ölüm tarihi olan 11/02/2015 tari- hinden satış tarihi olan 15/02/2017 tarihleri arasında davalılar tarafından kiraya verilip gelir elde edil- diğini, satışı yapılmayan Büyükbakkalköy mahallesindeki taşınmazın ise hali hazırda 4 adet kiracısının bulunduğunu ve bunların kira bedellerinin de davalılar tarafından tahsil edildiğini, ancak müvekkillerinin payına düşen bedelin ödenmediğini beyanla, Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, her iki parsel için toplam 10.000,00 TL ecrimisilin, murisin ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte kademeli olarak faiz işle- terek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-TL si 27/08/2015 tarihli belge karşılığında ve ayrıca 30.000,00 TL, 14.500,00 TL, 5.800,00 TL ve 4.800,00 TL olmak üzere toplamda 174.100,00 TL ödeme yapıldığını belir- terek davalı tarafından müvekkili hakkında Antalya 1. İcra Müd.nün ... Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen takipten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve fazladan yapılan 74.100,00 TL lik ödemenin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline ve %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. DAVALININ SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davalı vekili, Müvekkilinin davalıdan olan takip dayanağı edilme- yen 144.000,00 TL bedelli bonoya dayalı alacağı sebebiyle önce 75.000,00 TL ödeme yapıldığını kalan 65.000,00 TL için yeni bir bono düzenlendiğini, 55.100,00 TL lik ödeme üzerine senet bedelinin 10.000,00.-TL ye düşürüldüğünü belirterek 75.000,00 TL, 30.000,00 TL, 14.500,00.-TL, 5.800,00.-TL ve 4.800,00 TL olmak üzere toplam 130.100,00....
İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 17.10.2017 tarih ve 2016/105 Esas, 2017/837 Karar sayılı kararı ile davacı-karşı davalı erkeğin evini terek ederek eşine duygusal şiddet uyguladığı, tarafların uzun süredir ayrı yaşadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı- karşı davacı kadının kusursuz, davacı-karşı davalı erkeğin ise kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Evrim ergin olduğundan velayet ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, çocuğun kısıtlanıp, kısıtlanmaması hususunda gereği için Gebze Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulmasına, kadın lehine aylık 5.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ve 600.000,00 TL maddî tazminat...
Davacı, muris terekesi adına tescil talep etmiş, yargılama sırasında terek temsilcisi olarak atanmış, taraf teşkili bu suretle sağlanmıştır. Keşif sırasında beş mahalli bilirkişi ile bir davalı tanığı dinlenmiştir. Mahalli bilirkişiler ve davalı tanığı, taşınmazların davalıların babası Hasan'a ait olduğunu, ondan davalı ile kardeşlerine kaldığını, davacının annesi Haney'in dedesi Süleyman ile davalıların babası Hasan'ın kardeş olduklarını, ancak aralarında bir paylaşım yapılıp yapılmadığını bilmediklerini, Hasan'ın 1980'li yıllarda vefat ettiğini, o tarihten bu yana çocukları davalıların taşınmazları kullandıklarını, davacıların ve murislerinin taşınmazları kullandıklarını hiç görmediklerini beyan etmişlerdir. Davalı vekili, tanık isimlerini 20/05/2019 tarihli dilekçesi ile bildirmiştir. Davacı vekili ise dava dilekçesinde tanık deliline dayandığı halde aşamalarda bu yönde isim bildirilmemiş, keşif sırasında tanıklarını hazır etmemiştir....
in esasen 30 yılı aşkın bir süredir müteveffanın resmi değilse de dini nikâhlı ve fiili eşi olduğunu, müteveffanın hayatım kaybettiği ana kadar aynı evde yaşadıklarını, birbirlerine hayat arkadaşı ve destek olduklarını ve müteveffa ile birlikte müşterek üç çocuğunun bulunduğunu, müteveffanın resmen, ruhsatlı ve aktif bir şekilde serbest muhasebeci ve mali müşavir olarak çalıştığını, aylık 6.000,00 TL'den fazla gelirinin olduğunu belir- terek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin murisi ....- ....nm vefatı nedeniyle geride desteğinden yoksun kalan eşi ... için 9.900,00 TL ve kızı ... için 100,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00TL destekten yoksun kalma tazmi- natının 04/08/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın dava dışı Ali Urgancı'ya temlik edildiğini, davanın kayıt malikine karşı açılması gerektiğini, dava ehliyeti nedeniyle usulden reddin olduğunu, ancak mahkeme gerekçesinin hatalı olduğunu, davanın sadece atanan terek temsilcisi tarafından açılabileceğini, tereke temsilcisi tarafından açılabileceğini, tereke temsilcisine vekaletname verilmesi gerektiğini, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verildiği için AAÜT 7/1 maddesi gereğince davalı lehine ücretin yarısına hüküm edilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına, gerekçenin düzeltilerek davanın usulden reddine, davalı lehine tam ücrete hükmedilmesine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı ek kararı ile terek temsilcisi İsmail Kalkan'ın görevinin 08.08.2020 tarihi itibarıyla sona erdirilmesine karar verilmiş olup dava konusu işlem tarihi itibarıyla İsmail Kalkan'ın tereke temsilcisi sıfatını haiz olmadığını belirterek, T3 24/11/2020 tarih ve 6519 sayılı işlemine karşı itirazlarının kabulü ile söz konusu işlemin iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı sicil vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasçılık toplantısına göre şirket müdürünün payların geçişinin yapılmasını talep ettiğini, ancak tereke temsilcisinin imza eksiği ve akabinde davacı şirket temsilcisinin bizzat başvuru yapacağını söylemesi üzerine işlemin yapılamadığını, temsilcisinin görevinin veraset ilamına ve miras ortaklığına göre terekeyi temsil etmek, terekenin taksimini yapmak ve tescil etmek olduğunu, halen davacı şirkette Şenol Ilgaz'a ait payların temsil yetkisinin kim tarafından kullanılacağının belirlenmediğini, davacı şirketin, Eskişehir 2....
olduğunu, davacı dava dilekçesinde kabul edip belirttiği üzere 04/08/2014 tarihinde fındık bahçesinde bahçe temizliği yapıp eve gelmiş olan oğullarından Hasan CAN'a basit bir olayı bahane ederek ruhsatsız tabancasıyla saldırmış ve onu dövmeye çalıştığını, davalı müvekkil de anne yüreği ve şefkatiyle oğlunu kurtarmak amacıyla araya girdiğini ve oğlunu babasının yani davacı kocasının elinden kurturmak istediğini, davacı dava dışı oğlunu bırakıp davalı eşine saldırdığını ve silahı ona çekerek davalı eşine küfür ve hakaret ederek onu aşırı şekilde dövmeye başladığını, bu kez de çocukları, annelerini, babalarının elinden kurtarmak için araya girdiğini, davacının Korgan Asliye Ceza EMahkemesinden ve Sulh Ceza Mahkemesinden HAGB kararı olduğu için saldırıp vurma ve ağır küfür ve hakaret olayının sonlandırdığını, davalı müvekkil de çocuklarda can güvenlikleri ile huzurları hiç olmadığı için müşterek eve dönmekte korktuklarını, terk sebebiyle çekilen ihtar da asla davalı müvekkile ulaşmamış ve terek...
Dahili davalılar ... ve ... vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; dahili davalıların murisin çocukları olduğunu, murisin sağlığında uzun süre görüşmediklerini murisin alacak ve borç ilişkileri konusunda bilgi sahibi olmadıklarını, bu nedenle dava konusu alacağı kabul etmediklerini, murisin mal varlığıyla ilgili bilgi sahibi olmadıklarından Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 esas sayılı dosyasında tereke tespiti talebinde bulunduklarını, tereke tespit davasının derdest olup dahili davalıların mirasçı olup olamayacaklarının belli olmadığını belirterek Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/20 esas sayılı terek tespiti dosyasının bekletici mesele yapılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, 07/03/2019 tarihli duruşmadaki beyanında ise terekenin borca batık olduğu tespit edilir ise mirası hükmen red davası açacaklarını beyan etmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2018/81 esas sayılı dava dosyasına ibraz edilen 30/01/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının 04/11/2017 tarihinde evi terek ederek baba evine gittiğini, Sincan Batı Adliyesinin 2017/616 dosyasında eve dön çağrısında bulunduğunu ancak eşinin eve dönmediğini, çocukların kendisi ile kaldığını çocuklarını aramadığını bildirerek davacı ile boşanmalarına karar verilmesini ve müşterek çocukların velayetinin tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir....