Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu halde, söz konusu hususun tenfiz mahkemesince nazara alınması ve araştırılması, 54. madde hükmünde sınırlandırıldığı üzere, ancak, aleyhine tenfiz talep edilen tarafından Türk mahkemesinde bu hususun ileri sürülmesi koşuluna bağlıdır. Bu husus ileri sürülmemiş ise, tenfiz mahkemesince nazara alınmamalıdır. Aksi halde, 50. maddedeki düzenlemenin şekli anlamda kesinlik dışında re’sen ve savunma hakkının ihlali mahiyetinde olup olmadığı hususu mahkemece araştırılacak olursa, bu durum, Dairemize yansıyan pek çok dava dosyasında görüldüğü üzere, Lahey Sözleşmesi’nin varlığına rağmen, kararın posta yolu ile yapılan tebligat ile Alman Kanunları mucibince kesinleştiği tespitinde bulunan Alman Temyiz Mahkemesi kararlarının yok sayılması anlamına geldiği gibi aynı zamanda o yer kanununa atıf yapan 5718 sayılı Kanun’un 50. maddesinin açık hükmünün de ihlali anlamına gelir ki, bu yaklaşımın pratik sonuçları itibariyle bir paradoksa yol açtığı da görülmelidir....

    teşkil edeceğini, davacının zararını azaltmak amacıyla gerekli tedbirleri almamasından kaynaklanan zararların hükmedilen miktardan indirilmesi gerektiğini, hakemin kendi ücretini kendisinin takdir etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek tenfiz talebinin reddini savunmuştur....

      Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (MÖHUK m. 50/1). Yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlıdır....

        Asliye Hukuk Mahkemesi kararının 21.03.2011 tarihinde kesinleştiği, tenfiz davasının 5718 Sayılı Kanun'un 51. maddesine göre görevli ve yetkili olan ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açıldığı, aynı yasanın 52.maddesi gereğince tenfiz dilekçesinde tenfiz istemi için aranan tüm şartların yer aldığı ve mahkeme kararına kesinleşme şerhinin eklendiği, ... ile Türkiye Cumhuriyeti arasında mahkeme kararlarının uygulanması konusunda sözleşmesel bir karşılıklılık yok ise de, hukuki ve fiili karşılıklılığın bulunduğu, ayrıca Türkiye ve ...'...

          Davalı şirket vekili, husumet itirazında bulunduğu gibi tenfiz şartllarının da oluşmadığını bildirerek tenfiz isteminin reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre yabancı mahkeme kararının M.Ö.HUK'da bilirlenen koşulları taşıdığı, yasada gösterilen belgelerin de dosyada sunulu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, İngiltere ... Bölgesi Yüksek Mahkemesi tarafından verilen 09.10.2003 tarihli kararın tenfizine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 825.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :aile mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tenfiz - Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm tenfiz yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.11.2006...

              Bu şartlar, tenfiz kararı verilebilmesi için bir nevi ön şart niteliği taşımaktadır.Yabancı mahkeme kararlarının Türk Hukukunda tenfizi için taşınmaları gereken ön koşullar, "Tenfiz kararı" başlığını taşıyan 50.maddede şöyle ifade edilmiştir. " Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemeleri tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır." Somut olayda tenfizi istenen karar, yabancı mahkeme tarafından verilmiş olup eda hükmü içermekte ve Rusya Hukukuna göre 20/12/2018 tarihinde kesinleştiği yönünde apostilli şerh içeren bir karar olması itibariyle, kararın 50.maddedeki şartları taşıdığı anlaşılmaktadır.MÖHUK'un 50.maddesindeki şartları taşıyan bir yabancı ilam hakkında tenfiz talebiyle Türk Mahkemelerine başvurulması halinde, Türk Mahkemesi, yabancı ilamı aynı kanunun 54.madde hükmünde düzenlenen tenfiz şartları yönünden incelemek durumundadır....

                Hakimin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Tenfiz talebine konu yabancı kararın Türk Kamu düzenine aykırı olup olmadığının tespiti, esas itibariyle hakimin takdirine bırakılmıştır. Ancak hakim, takdir yetkisini kullanırken milletlerarası özel hukukun varlık sebebini ve bu hukukun genel prensiplerini dikkate almak durumundadır. Türk hukukundakinden farklı maddi ve usul kuralları uygulanarak verildiği için yabancı bir kararı kamu düzenine aykırı sayılıp tenfizi reddedilemez. Tenfiz kararı verecek hakim, yabancı hakimin bu karara, hangi kanunu, nasıl uyguladığını inceleme yetkisine sahip değildir....

                  Tenfiz kararı verecek hakim, yabancı hakimin bu karara hangi kanunu, nasıl uyguladığını inceleme yetkisine sahip değildir.Yabancı karara uygulanan kanun, kamu düzenine aykırı olmadığı halde hükmün Türkiye'de icrasının kamu düzenine aykırı olması mümkündür. Somut olay incelendiğinde, davalı vekili cevap dilekçesinde müvekkilinin mahkemeye çağrılmadığını, davadan hiç haberi olmadığını, savunma hakkının kısıtlandığını ileri sürmektedir. Tenfiz istemine konu olan yabancı mahkeme kararında belirtildiği üzere karara karşı davalının 10 gün içinde iptal başvurusu hakkı bulunmakta olup, tarafların karara karşı itirazda bulunmadığı için 17/02/2021 tarihinde kesinleştiğinden bahsedilmiştir. Fakat tenfiz istemine konu yabancı mahkeme kararının davalıya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmiş ise kime edildiği, nasıl kesinleştiği kararın tercümesinden anlaşılamamaktadır....

                    hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması koşullarının varlığı gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu