Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/04/2003 gün ve 44 O 72/02 sayılı kararının kesinleştiğini ve tenfiz koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, bu kararın tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; yabancı mahkeme tarafından müvekkilinin savunma hakkının ihlal edildiğini, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun şekilde kesinleşmediğini, bu nedenle kararın tenfiz edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; bozma kararına uyulmakla bozmada belirtilen ve bozma dışında tutulan hususlar lehine bozma yapılan taraf için usulü müktesep hak oluşturduğu, bu nedenle davaya konu ilamın tenfiz koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile yabancı mahkeme kararının tenfizine karar verilmiştir....
Davalı taraf savunmalarında yabancı mahkeme tarafından itiraz ve delillerin hiç dikkate alınmadan karar verildiğini ileri sürmüşse de; eldeki dava tenfiz istemine ilişkin olduğundan yeniden yargılama yaparcasına bu olguların mahkememizce tartışılması mümkün değildir. Tenfizin şartlarının bulunup bulunmadığı dikkate alınacaktır. MÖHUK’da kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Aksi hâlin kabulü, tenfiz hâkimini, üst mahkeme görevini kendinde bulması şeklindeki bir sonuca götürecektir. (Yargıtay HGK 2019/-... E, 2019/... K....
MÖHUK’da kabul edilen sisteme göre, tenfiz hâkimince, yabancı mahkeme kararı esastan incelenemez ve hukuka uygunluğu denetlenemez. Şu durumda tenfiz hâkiminin, tenfiz şartları dışında, ilamın içeriği üzerinde incelemede bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Aksi hâlin kabulü, tenfiz hâkimini, üst mahkeme görevini kendinde bulması şeklindeki bir sonuca götürecektir. Tanıma ve tenfiz talebine konu yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığının tespiti, esas itibariyle hâkimin takdirine bırakılmıştır. Ancak hâkim, takdir yetkisini kullanırken milletlerarası özel hukukun varlık sebebini ve bu hukukun genel prensiplerini dikkate almak durumundadır. Bu itibarla tenfiz hâkimi, sırf Türk hukukundakinden farklı maddi ve usul kuralları uygulanarak verildiği için yabancı bir kararı kamu düzenine aykırı sayıp tenfizini ret edemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Mahkemece karara gerekçe gösterilen tereke tenfiz memurluğunun 7.6.2010 tarihli dilekçesi dosya içinde bulunmamaktadır. Bahse konu tenfiz memurluğunun 7.6.2010 tarihli dilekçesinin dosya arasına alınması, 2-Talepte bulunanlar ... ile ...'ın mirasbırakan ...'nün mirasçıları bulunduğuna dair veraset belgesi veya vukuatlı nüfus kaydının dosyaya eklenmesinden sonra gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 31.03.2011 (prş)...
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (5718 sayılı Kanun) Tenfiz İstemi başlıklı 52 nci maddesi şöyledir: "Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yararı bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir. Tenfiz istemi dilekçe ile olur. Dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tanıma ve tenfiz istemine ilişkin olarak açılan davada İstanbul Anadolu 10. Aile ile Avanos Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemeleri'nce ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, tanıma ve tenfiz istemine ilişkindir....
Bu durumda, mahkemece yabancı mahkeme kararı bulunmayan tanıma ve tenfiz talebinin anılan kanunda gösterilen şartları taşımadığı göz önüne alınarak, davacıya usulüne uygun süre verilerek boşanma kararına ilişkin yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneğini ve bu kararın onanmış tercümesini ibraz etmesi için uygun süre verilmesi, eksiklik tamamlandığı takdirde, tanıma ve tenfiz talebinin 5718 sayılı Kanunun 58`inci maddesinin birinci fıkrasında gösterilen şartları incelenip, hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmesi, verilen süre içinde eksiklik tamamlanmaz ise, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, dosyaya sunulan uzlaşma ile düzenlenen boşanma sözleşmesine göre davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Davalı vekili, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, tenfiz istemine ilişkin dilekçeye tenfiz konusu mahkeme kararının eklenmediğini, mahkemeye ve ödeme emrine karşı usulüne uygun olarak itiraz ettiklerini, müvekkilinin mahkemeye çağrılmadığını, müvekkiline sadece ihtar muhakemesi usulüyle ödeme emri dışında bir belgenin tebliğ edilmediğini, savunma hakkının kısıtlanmasının kamu düzenine aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, verilen kararın ... Hukukuna göre basit yargılama usulü uygulanarak verildiği, bu tür usulün Türk Hukukunda bulunmadığı, tenfizi istenen kararın, verildiği ülke usul hukukuna göre verilmiş ve usulünce kesinleştirilmiş bir ilam olduğu, MÖHUK'un 54.maddesinde belirtilen tenfiz şartlarının gerçekleştiği, kararın uygulanmasının Türk kamu düzenine aykırı sonuçlar doğurmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Ancak; yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan kararların Türkiye’de icra olunabilmesi yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır (5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun m.50). Bundan ayrı yabancı mahkeme ilamının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesi için, yabancı ilamın tenfiz koşullarını taşıdığının mahkemece tespiti gerekir (5718 s. MÖHUK. m.58). Tenfiz kararı sadece yenilik doğurucu (usuli) bir hükümdür. Türk Hukukuna göre, yabancı bir mahkeme hükmünün tenfiz edilebilmesi için, bu mahkeme hükmünün verildiği ülke hukukuna göre kesin ve icra edilebilir olması şarttır. Ancak, yabancı mahkeme hükmü Türkiye’de icra edilebilirlik gücüne sadece ve münhasıran Türk Hukukuna göre verilen bir tenfiz kararıyla sahip olabilir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 19/04/2011 tarihli kararı ile tenfizine karar verildiğini ve tenfiz kararının Yargıtay incelemesinden de geçerek 21/09/2012 tarihinde kesinleştiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davalının tenfiz davasındaki avukatının banka hesabına 30/11/2012 tarihinde 115.012,27 EURO ödemede bulunulduğunu, ancak davalının tenfiz kararına konu yabancı mahkeme ilamındaki tüm haklarını tahsil etmesine rağmen elinde kalan müvekkili şirkete ait hisse senetlerini iade etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini, ayrıca aslında yabancı mahkeme ve tenfiz kararı gereği müvekkilinin davalıya 95.907,89 EURO ödeme yapması gerekirken zuhulen 19.104,38 EURO fazla ödemede bulunduğunu ileri sürerek davalıda bulunan hamiline yazılı hisse senetlerinin müvekkiline iadesine ve 19.090,00 EURO’nun banka yoluyla gönderildiği tarihinden itibaren bankaların uyguladığı en yüksek döviz mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....