Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

MÖHUK.nun 38. maddesinin (d) bendine göre, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmış olması gerekir. Tenfizi istenen karar mahkemede yargılama yapılarak verilmiş bir karar niteliğinde değildir. Türkiye ile Avusturya arasında yapılan 16.09.1988 tarihli Ek Anlaşmanın 10. maddesine göre kararın tenfizi için 4. maddede belirtilen engeller gibi sebeplerin bulunmaması gerekir. Anlaşmanın 4/2. maddesinde davada davalı bulunmamış olup da kendisini savunmak üzere zamanında bilgi sahibi olmamışsa talep reddedilir. Davacının tenfizini talep ettiği karar tenfizi istenebilecek kararlardan olmadığından mahkemece tenfiz isteminin reddine ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle somut olayda tenfiz talebinin reddini gerektiren hususların varlığının davalı tarafça ispat edilememiş olmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINAaşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tenfiz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü - KARAR - Davacı vekili, davacının davalıdan olan alacağının Birleşik Devletler Güney ... Bölge Mahkemesi kararıyla tespit edildiğini, davacı alacağının tahsiline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini ileri sürerek, Birleşik Devletler Güney ... Bölge Mahkemesi kararının tenfizini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan incelemede, 5718 sayılı Kanun'un 51/1. maddesine göre tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğu, hukuk ve ticaret mahkemelerinin arasındaki ayrımın görev ilişkisi olduğu, mahkemenin davaya bakmakta görevli olmadığı, görevli mahkemenin ......

        Asliye Ticaret Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tanıma ve tenfiz davasıdır. ...7. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın konusu taraflar arasındaki satım sözleşmesi nedeni ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/05/1996 tarihinde vermiş olduğu kararın tenfizine ilişkin olup, buna göre taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan davalara bakma görevinin Ticaret Mahkemesi görevine girdiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. ...6. Asliye Ticaret Mahkemesi ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 26/05/2014 gün ve 2014/6687 E - 2014/9733 K. emsal ilamında da belirtildiği gibi tenfiz davaları 6102 sayılı TTK'nun 4 maddesinde sayılan işler arasında değildir....

          Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalılar aleyhine Almanya Kassel Eyalet Mahkemesi'ne açtığı alacak davasının kabul edilerek kesinleştiğini, tenfiz koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek, anılan mahkeme kararı ile yargılama masraf tespit kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, tenfiz koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, tenfiz koşullarının oluştuğu, Türkiye ile Almanya arasında kararların tenfizine ilişkin fiili uygulamanın bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

            Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de; oluşturulan ikinci kararda tanıma ve tenfiz kararı verildikten sonra yabancı mahkeme ilamında yer almayan ve mahkeme ilamına göre farklılık arz edecek şekilde düzenlemelere yer verilerek yeniden hüküm kurulmuştur. Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tenfız ve tanınması isteğine ilişkin davalarda, koşullarının varlığı halinde tenfız ve tanımaya karar verilmekle yetinilir. Mahkemece, tenfiz kararı ile yetinilmeyip yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.05.2016 (Salı)...

              Diğer şartları ise tarafların iddia ve ispat etmesi gerekir. 1958 tarihli New York Sözleşmesi’ne göre tenfiz şartlarının gerçekleşmediğini ispat yükü, aleyhine tenfiz istenen davalıya ait bulunmaktadır. Ancak tenfiz engeli mevcudiyeti iddiasında bulunacak tarafın her daim dürüstlük kuralına uygun bir şekilde hareket etmesi aranır. 21. Mahkeme tarafından re’sen dikkate alınacak şartlar şunlardır; a) Hakem kararının konusunu teşkil eden uyuşmazlığın tanıma veya tenfiz istenilen ülkenin hukukuna göre tahkim yoluyla çözümünün mümkün olmaması, b) Hakem kararının kamu düzenine aykırı olmasıdır. 22....

                Mahkemece; yabancı mahkeme kararınını usulune uygun olarak onanmış kesinleşme şerhli aslı ile onanmış tercümesinin sunulduğu, nafaka davasının Türk Mahkemelerinin münhasır yetki kapsamında kalmadığı, usul ve esas yönünden kamu düzenine aykırı bir uygulama tespit edilmediği, tanıma ve tenfiz şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile........

                  Dava, Tanıma Ve Tenfiz davasıdır. Mahkemece, görevli mahkemenin denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatına haiz olan İstanbul 17.Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle davanın HMK m.115/f.2 hükmü gereğince usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili ve davacı vekili de katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunulmuştur. MÖHUK'un 51/1. Maddesinde yer alan tenfiz kararları hakkında görevli mahkemenin asliye mahkemeleri olduğuna dair hüküm; uygulama ve öğretide farklı görüşlere neden olmuş ise de yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, hükümde sözü edilen “Asliye Mahkemesi” ifadesi, Asliye Hukuk Mahkemeleri ile sınırlı olarak yorumlanmamalı, Asliye Mahkemelerinden olan İş, Tüketici, Ticaret vb. gibi özel görevli mahkemeleri de bu kapsamda değerlendirilmelidir. Tenfiz davalarında görevli mahkeme, tarafların sıfatına göre değil davanın konusuna göre belirlenmek durumundadır. Yargıtay uygulamaları bu yöndedir....

                    , bu dava dışında tarafları aynı ve konuları benzer 5 adet tanıma tenfiz davası 24 Şubat 2023 tarihinde açıldığını, davaların tümünün --------- E.---------- E.,---------- E.....

                      UYAP Entegrasyonu