Karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Yalan tanıklık HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 1)Sanık hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelemesinde; Yüze karşı 24.06.2015 tarihinde verilen hükmü, CMUK.nun 310. maddesinde belirtilen bir haftalık yasal süreden sonra 10.08.2015 tarihinde temyiz eden katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi gereğince oybirliğiyle REDDİNE, 2)Sanık hakkında yalan tanıklık suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyiz isteminin incelemesinde; Sanığın 30.07.2013 tarihli kollukta alınan beyanında yalan tanıklık yaptığı iddia ve kabul edilmiş ise de; CMK.nın 43. maddesinin 5. fıkrası hükmü karşısında tanık dinleme yetkisi bulunmayan kolluk tarafından düzenlenen bilgi alma tutanağındaki beyanlar nedeniyle yalan tanıklık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı gözetilmeden, sanığın beraati...
HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: HMK'nın İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341/b maddesinde, 7251 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile 22/07/2021 tarihinde yapılan değişiklikle; karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği öngörülmüştür. Bu nedenle, İlk Derece Mahkemesince her ne kadar ihtiyati haciz kararına karşı davalıların itiraz yoluna başvurabilecekleri belirtilmiş ise de; ihtiyati haciz kararı duruşmada davalı tarafın yüzüne karşı verildiğinden, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeye göre davalıların istinaf kanun yoluna başvurma hakları bulunmaktadır. Davalı ......
HMK'nın 341. maddesinde "İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı" istinaf yoluna başvurulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda ihtiyati haciz kararının kalkması sonrası aleyhine ihtiyati haciz talep edenler tarafından tazminat davası açılmış, dosyaya yatırılan teminatın iade edilmemesi talebi üzerine mahkemece bu talep reddedilmiştir. Teminatın iadesine ilişkin talepler, yukarıda belirtilen istinaf edilebilen kararlar arasında sayılmamıştır. Asıl davanın açıldığı mahkemeden verilen teminat üzerine tedbir konulması kararına karşı da verilen karar bulunmayıp, eldeki dosya ile tazminat dosyasındaki tedbir talebinin incelenmesi ile değerlendirilmesi de usulen mümkün değildir....
- karşı davalı kadının da hamile olmadığı halde dokuz ay süreyle hamile olduğu yönünde yalan beyanda bulunarak eşinin güvenini sarstığı anlaşılmaktadır....
GEREKÇE: Dava, İİK.m. 259 uyarınca haksız ihtiyati haciz iddiasına dayalı tazminat davasıdır. Davalı yanca davacılar aleyhine Bakırköy ....... Asliye Ticaret Mahkemesinin ..... Değişik iş ve ..... Karar sayılı dosyasında verilen ihtiyati haciz kararının haksız olduğundan bahisle maddi ve manevi tazminat talep etmektedir. 2004 sayılı İİK. "İhtiyati Haciz" başlılık m.259 (Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.)/son "Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür" hükmünü içermektedir. Somut olayda mahkememiz dosyası davacıları hakkında yine mahkememiz dosyası davalısı tarafından Bakırköy ....... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ..........
Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusu, davalı sürücü ... ile davalı işleten ...'e karşı açılan manevi tazminat davaları yönünden kabulüyle HMK'nin 353/1-a/6'ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmiştir. Kazaya neden olan aracın ZMSS poliçesini düzenlediği ileri sürülen davalı ... Sigorta AŞ ile davalı ......
Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu takdirde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan yine beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda anılan suçun oluşmayacağı açıktır....
Somut olayda, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekili 26/04/2021 harç tarihli dilekçesi ile ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece, 29/04/2021 tarihinde tarafların yokluğunda ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, davalı tarafından 21/05/2021 tarihli itirazı üzerine mahkeme tarafından 29/09/2021 tarihinde itirazın değerlendirilmesi amacıyla dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 28/07/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanunun 34.maddesi ile değişik 341.maddesine göre, ilk derece mahkemelerinden verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 265. maddesinde, "Borçlu kendisi...
İcra Müdürlüğü aracılığıyla 21/10/2016 havale tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği ve ekinde belgelerini sunduğu, alacaklı vekilinin 31/10/2016 tarihli dilekçesi ile davalı 3. kişiye 2. haciz ihbarnamesi gönderilmesini talep ettiği, 2. haciz ihbarnamesinin düzenlenmediği anlaşılmıştır. Alacaklı tarafından icra mahkemesine başvurularak, üçüncü kişi konumunda bulunan davalının, İİK'nın 89/1. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı süresinde vermiş olduğu cevabın gerçeğe aykırı olduğu ileri sürülmek suretiyle İİK'nun 89/4. maddesi gereğince tazminat talep edildiği, mahkemece, tazminat isteminin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nın 89/4. maddesinde; "Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde ispat ederek üçüncü şahsın 338. maddenin 1. fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir....