Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vergi Mahkemesi ... gün ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; olayda 10.5.1994 tarihinde şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiyenin 18.7.1995 tarihinde sonuçlandığı, şirketin 1.8.1995 tarihinde ticaret sicilinden kaydının silindiği, 11.8.1995 tarihinde tasfiye sonuç beyannamesinin davalı idareye verildiği, Kurumlar Vergisi Kanununun 35. maddesine göre, tasfiye beyannamesinin verilmesinden itibaren en geç bir ay içinde vergi incelemesine başlanması gerekirken 13.5.1995 tarihinde incelemeye başlandığı, yaklaşık iki yıl sonra 25.4.1997 tarihinde tasfiye memurundan yazı ile defter ve belgelerin istendiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla yükümlü şirketin tasfiye dönemi ve sonrasında bu döneme ilişkin yasal işlemleri süresinde yerine getirdiği, tasfiye memurunun görevini tamamlayarak defter ve belgeleri tasfiyesi sona eren şirketin ortağına teslim ettiği, bu hususların davalı idarenin bilgisi dahilinde gerçekleştiği, görevi ve sorumlulukları sona eren tasfiye memurundan...

    TTK. 547/2 Maddesinde;'' Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir,'' hükmü düzenlenmiş olup somut olayda ihyası istenilen şirketin son tasfiye memurunun davalı ... olduğu, mahkemece davalı tasfiye memuruna tebligat yapıldığı halde davalı tarafın duruşmalara katılmadığı, yargılama aşamasında davalı tasfiye memurunun tasfiye memuru olmak istemediğine yönelik itirazlarını içerir bir beyanında olmadığı, buna göre mahkemece TTK. 547/2 Maddesi uyarınca son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi yerinde olup davalı vekilinin müvekkilinin rızası alınmadan tasfiye memuru olarak atandığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....

      Bu durumda mahkemece davaya konu şirketin derdest dava dosyası ile ilgili ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olarak şirketin yeniden ticaret siciline kayıt ve tesciline karar verilmesinde ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı ... müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine kararverilmiştir....

        Bu durumda mahkemece davaya konu şirketin derdest dava dosyası ile ilgili ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olarak şirketin yeniden ticaret siciline kayıt ve tesciline karar verilmesinde ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine kararverilmiştir....

        Somut olayda mahkemece; tasfiye sürecinde tasfiye memurunca gerekli ilanların yapıldığı davacı tarafından ilan süresi içerisinde başvurulmadığı, tasfiye memurunun bu davanın konusundan haberdar olduğunun ispatlanamadığı dikkate alınarak yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakıldığı ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği, davalı ... müdürlüğünün davada yasal hasım konumunda bulunduğu, davalı tasfiye memurunun ise tasfiyeden aşamasında davacının alacağından bilgisi olduğunun sabit olmadığı, terkin tarihinin 23/08/2019 tarihi olduğu, davacının alacak davasının ise bu tarihten sonra 21/08/2020 tarihinde İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/266 esas sayılı dosyasında açıldığı, dolayısıyla davalı tasfiye memurunun kusurlu olduğunun da kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır....

          Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava, kesinleşen mahkeme kararı gereğince tasfiye avansı ödemesi yapan davacıların ödediği tutarın iadesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, avans ödemesinin iadesi yönünde kesinleşen ilamda hüküm bulunduğu gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Davacıların ortağı oldukları davalı şirketin feshi için açtıkları dava mahkemece kabul edilmiş ve şirketin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye memuru atanmış, tasfiye memurunun 6 aylık ücretinin de avans olarak davacılar tarafından yatırılmasına karar verilmiştir. Bu karara istinaden yatırılan avans kullanılarak tasfiye işlemleri başlamıştır. Ancak, işlemlerin sona erip ermediği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır....

            Açıklanan durum karşısında kararın bozulması gerekirken, onandığı anlaşıldığından, davalı şirket tasfiye memurunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin ........2012 gün ve 2012/4476-6837 E.K. sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün bozulması gerektiği anlaşılmıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket tasfiye memurunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin ........2012 gün ve 2012/4476-6837 E.K. sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 04.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              tasfiye memuru ...’nın pay oranları hariç tutulduğunda dahi geride kalan ... ve ...’nın olumlu oy miktarının 131.200, olumsuz oy kullanan davacıların toplam oy oranlarının 52.000 olduğu, tasfiye memurunun ibrasının geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                ın tasfiye memuru olarak atandığı; mahkememiz kararının kesinleştiği görülmüştür. Bu kez, ... 1. İş Mahkemesi'nin ... Esas 06/02/2023 tarihli ara kararıyla,... Şti.'ne daha önce atanan tasfiye memurunun hükümlü olması nedeniyle yeni tasfiye memuru atanması için gerekli işlemleri yapmak üzere davacı tarafa süre ve yetki verildiği görülmüştür. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce verilen 09/06/2022 tarih ve 2022/228 Esas, 2022/569 Karar sayılı kararla ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru olarak ... atanmış ise de, adı geçen tasfiye memurunun hükümlü olduğu, bu nedenle tasfiye görevini yerine getirmesinin imkansız olduğu, dolayısıyla ihyasına karar verilen şirkete ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere yeni tasfiye memurunun atanması gerektiği anlaşıldığından, ...'ın aynı şirkete daha önce ... 16. ATM'nin ......

                  ın tasfiye memuru olarak atandığı; mahkememiz kararının kesinleştiği görülmüştür. Bu kez, ... 1. İş Mahkemesi'nin ... Esas 06/02/2023 tarihli ara kararıyla,... Şti.'ne daha önce atanan tasfiye memurunun hükümlü olması nedeniyle yeni tasfiye memuru atanması için gerekli işlemleri yapmak üzere davacı tarafa süre ve yetki verildiği görülmüştür. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; mahkememizce verilen 09/06/2022 tarih ve 2022/228 Esas, 2022/569 Karar sayılı kararla ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru olarak ... atanmış ise de, adı geçen tasfiye memurunun hükümlü olduğu, bu nedenle tasfiye görevini yerine getirmesinin imkansız olduğu, dolayısıyla ihyasına karar verilen şirkete ek tasfiye işlemlerini yerine getirmek üzere yeni tasfiye memurunun atanması gerektiği anlaşıldığından, ...'ın aynı şirkete daha önce ... 16. ATM'nin ......

                    UYAP Entegrasyonu