Yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizinde asliye mahkemeleri de görev ilişkisi çerçevesinde davaya bakar.( HGK 15.06.2016 tarihli ve 2014/19- 1090 E. 2016/819 K.) İhtilâfsız yargı alanında verilen mahkeme kararlarının tanınması da aynı hükümlere tabi tutulmuştur (MÖHUK m. 58/2). Yabancı ülkedeki kararı veren yabancı mahkemenin sulh veya asliye yahut da istinaf mahkemesi olması tanıma ve tenfiz davasında görevli mahkemeyi etkilemez. Bu durumda, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek delillerin değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken İDM'ce Sulh Hukuk Mahkemelerine görevsizlik kararı verilmesi dairemizce isabetsiz bulunmuştur....
Tanımada 54'üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi uygulanmaz. (2) İhtilâfsız kaza kararlarının tanınması da aynı hükme tâbidir. (3) ---- ilâmına dayanılarak -------- işlemin yapılmasında da aynı usul uygulanır.” düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmaktadır. Açıklanan hükümler incelendiğinde, 5718 sayılı ------------ kararlarının tanınması ve tenfizi için uyulması gerekli usulî işlemlere ilişkin olarak, 50 ilâ 53. ve 55 ilâ 57. maddeler arasında---- kapsamlı olarak düzenlendiği, tanımaya ilişkin usulî işlemlerin ise tenfize ilişkin hükümlere tabi tutulduğu anlaşılmaktadır (---- 58/1)....
Dava konusu uyuşmazlık açısından, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi ile ilgili hükümlerin genel olarak 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunda (MÖHUK) m. 50-59 arasında düzenlenmekle beraber, Türkiye ile----arasında tanıma ve tenfiz konusunda da hükümler içeren "Türkiye Cumhuriyeti ve -----Cumhuriyeti arasında Hukuki İşbirliğine İlişkin Sözleşme" bulunduğundan öncelikle bu Sözleşme kapsamında bir değerlendirme yapılması gerektiği, Türkiye ile---- arasında mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi konusunda karşılıklılığın bulunduğu, -----Mahkemesi kararının tenfizi mümkün bir mahkeme ilamı olduğu, Tenfiz davasının; Türk kanunlarına göre Türkiye'de kurulmuş ayrı bir adi ortaklık olan “----- Ticari İşletmesi” Ortakları olan; 1.-----. 2....
Birleştirilen davada davacı ... vekili, 24 nolu bağımsız bölümde oturma hakkı tanınması suretiyle konutun özgülenmesini mahkemece kabul edilmez ise miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar, asıl ve birleştirilen davaya cevap vermemişlerdir. Mahkemece; "asıl davanın kabulüne, 4497 ada 1 nolu parsel 24 bağımsız bölümde yer alan taşınmazın ortaklığının satılarak giderilmesine, ortaklığı giderilen 24 nolu bağımsız bölümün ... adına tesis edilen oturma hakkı ile birlikte yükümlü olarak açık arttırmada satılmasına; birleştirilen davanın kısmen kabulü ile davacı ...'a 24 bağımsız bölüm nolu konutta bedelsiz olarak oturma hakkı tanınması yönündeki talebin reddine, davacı ...'...
Bu Esaslarda 4353 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde öngörülen idare yararı, bir hakkın tanınması veya menfaatin terki gibi sözleşmenin konusunun, içeriğinin, tutarının değişmesi sonucu yaratacak esaslı unsurlarında değişiklik yapılabileceğine ilişkin bir düzenleme yer almamakta olup, 4353 sayılı Kanunun bir hak tanınması ya da menfaat terki durumunda görüşü alınacak yetkili mercilere ilişkin hükümler içeren 31 inci maddesi halen yürürlüktedir. Normlar hiyerarşisine göre, yürürlükte olan bir Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanmasına Bakanlar Kurulu kararıyla engel teşkil edecek şekilde bir düzenleme yapılması hukuken mümkün değildir....
Davaya konu edilen tanınması ve------- yeri ------ Dava konusu olan ------- ---- kararının tanınması ve tenfzinde; --- kararlarının tanınması ve tenfizinde --- olduğu olduğu "------ nazara alınmalıdır.----- Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile bu Sözleşmeyi iç hukukumuza aktarılmıştır -------- ----- maddesine göre; "Bu sözleşme gerçek veya -----arasında ---- uyuşmazlıklarda, tanınması ve icrası istenen ---- ----- verilen ---- kararlarının tanınmasına ve icrasına uygulanır. Sözleşme aynı zamanda tanınması ve icrası istenen ---- hakkında da uygulanır...” Tanınma------ sonucunda verilen ----------- kararıdır. ---------- kapsamında ---- şartı konusunda çekince koyduğundan, tanınması-tenfizi talep edilen----- kararının ------- ----- olması halinde bu ---- hükümleri uygulanacaktır....
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında başvurulan tahkim mahkemesi kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Somut olayda davacı...vekili tarafından dosyaya ibraz edilmiş olan dilekçeler ve belgeler incelendiğinde davacı...ile davalı...arasında 16/06/2016 tarihli mal alım sözleşmesinden doğan alacak ilişkisi nedeniyle Kazakistan Cumhuriyeti ...Tahkim Merkezi Tahkim Mahkemesi'nden verilen kararın tanınması ve tenfizini talep ve dava etmiş olduğu görülmüştür. Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 60-63. maddeleri arasında düzenlenmiştir....
tenfiz şartlarının bulunmasına bağlı olduğunu, anılan kanunun 52. maddesinde tenfiz dilekçesine karşı taraf sayısı kadar örnek ekleneceği, karşı tarafın ad ve soyadının belirtileceği gibi ifadelerden anlaşıldığı üzere yabancı mahkeme kararının tenfizi veya tanınması isteminde karşı tarafın da gösterilmesi ve kendisine 55. maddeye göre tebligat yapılmasına bağlı olduğunu, bu durumda mirasbırakanın, Almanya'da düzenlediği dava konusu vasiyetname ile müvekkili T3'nun yasal mirasçılık hakkı ortadan kaldırıldığından; en azından adil yargılanma hakkı imkanının tanınabilmesi için müvekkilinin, taraf gösterilmesi ve kendisine tebligat yapılarak savunma imkanı tanınması zorunlu olduğunu, ne var ki ne Almanya'da açılıp okunan vasiyetnamenin ne de Türkiye'de açılan işbu davanın müvekkillere tebliğ edilmediğini, bu durumun açıkça müvekkillerinin mülkiyet (miras) hakkının ihlali olduğunu, İşbu durumda tanınması-tenfizi istenen yabancı mahkeme kararıyla mirasçılık hakları ihlal edilen kişiye yönelik...
Bundan ayrı, komşu taşınmaz maliki olan davalıya ait taşınmaza iyileştirme faaliyeti sırasında geçici olarak tanınan girme hakkının çatının onarımı için geçecek süreyle sınırlı tanınması gerekirken, bu sürenin ne kadar olacağı bilirkişilere sorulup saptanarak bu süreyle sınırlı olarak tanınması yerine bir sınırlama yapılmaksızın girme hakkı tanınması da doğru olmamıştır. Karar açıklanan nedenlerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.03.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Somut olayda, eldeki davada vasiyetnamenin açılması ve onaylanmasına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin talep edildiği , ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2011/374 esas sayılı ve derdestlik itirazına konu davada ise veraset belgesine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin talep edildiği , her iki davada da davaya konu edilen yabancı mahkeme kararının da aynı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece eldeki davada vasiyetnamenin açılması ve onaylanmasına ilişkin tanıma ve tenfiz talep edildiğine göre , aynı yabancı mahkeme kararına dayalı olsa da veraset belgesine ilişkin tanıma ve tenfize ilişkin davanın derdestlik oluşturmayacağı düşünülerek taraf delilleri toplanarak esastan bir karar verilmesi gerekir iken yanılgılı değerlendirmeler ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir ....