Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2021/1223 Esas sayılı dosyasında müvekkilleri aleyhine takip başlatıldığını, örnek 14 tahliye emri tebliğinde tahliye taahhüdü tarafına gönderilmekle kira sözleşmesinin gönderilmediğini, icra dosyasında örnek 14 tahliye emrinin yanı sıra örnek 13 ödeme emrinin düzenlendiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu takibe dayanak kira sözleşmesi ve tahliye taahhüdündeki imzaya itiraz ettiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 15.10.2015 tarihinde beş yıl uzatıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; yazılı tahliye taahhütnamesine dayalı olarak başlatılan takipte itirazların icra dairesine yapılması gerektiğini, dolayısıyla mahkemeye yapılan başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağını, 30.03.2021 tarihinde sehven örnek 13 hazırlandığını beyan ederek talebin reddini istemiştir. III....

    "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tahliye istemine ilişkin davada ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK 269 vd maddelerinde düzenlenen kiralanan taşınmazın ilamsız icra yolu ile tahliyesi istemine ilişkindir. Somut olayda, davacının ödenmeyen kira alacağı nedeniyle, 2013/1640 sayılı takip dosyasıyla kiralanan taşınmazın ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin takip başlattığı, davalı-borçluya örnek 13 nolu ödeme emrinin tebliğine rağmen, yedi günlük sürede icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği sadece borca ve takibe itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, takibin yapıldığı icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesinin yetkisi kesinleşmiş olur....

      Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/6348 Esas sayılı dosyasında alacaklı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığı, Kayseri İli Melikgazi İlçesi Esentepe Mahallesi 7082 ada 5 parsel A blok kat 5 14 no'lu bağımsız bölümün 14/05/2019 tarihinde alacağa mahsuben alacaklı banka tarafından alındığı, ihalenin kesinleştiği, davalı alacaklı banka adına 30/05/2019 tarihinde tescil işleminin yapıldığı, icra müdürlüğünce İİK'nın 135/2 maddesi uyarınca taşınmazın tahliyesi amacıyla davacılara tahliye emrinin tebliğ edildiği, tahliye emrinde taşınmazın teslimi için 15 günlük süre verildiği, tahliye emrinin yasal koşulları taşıdığı, şikayetçilerin ipotek tesisinden önceki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelemiş bir akde dayanarak taşınmazın işgal ettiklerinin ispatlanması gerektiği, davacılar tarafından herhangi bir resmi belge sunulmadığı gibi tapu kaydında da davacılar lehine herhangi bir şerhin bulunmadığı ayrıca davacılar...

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, ödeme emri veya tahliye emrinin takip talebine uygun düzenlenmesinin zorunlu olduğunu, tahliye emri bakımından da ödeme emrinde bulunması gereken hususların kıyasen uygulanması gerektiğini, takip talebi ve tahliye emri birbiri ile uyumlu olup, alacaklı isimlerinin farklı olduğunu, tahliye emrinin takip talebine uygun düzenlenmemesi başlı başına kamu düzeni ile ilgili bir husus olup, takibe itiraz edilmemesinin bir önemi olmadığı gibi, tek taşınmaz olması halinde durumun farklı, birden fazla taşınmaz olması halinde durumun farklı değerlendirilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca tahliye emrinin takip talebine uygun düzenlenmediği iddiasıyla iptali istemine ilişkindir. İcra takibinin esasını takip talebi ve buna uygun düzenlenerek borçluya tebliğ edilen ödeme veya tahliye emri oluşturur....

      Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; takip konusuna ilişkin olarak borçlunun ileri sürdüğü iddia ve itirazların İİK 62/1 maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne bildirilmesi gerektiğini, icra mahkemesine yapmış olduğu itirazın bu sebeple reddi gerektiğini, borçlu olmadığını ileri sürerek takibin iptali iddiasının da ancak İİK 71 de sayılı belgelerle kanıtlanması gerektiğini, bu yönde herhangi bir belge sunulmadığını beyanla, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 23/11/2022 gün, 2022/437 Esas- 2022/695 Karar ilamı ile, "İlamsız takiplerde her türlü itiraz İİK'nun 62/1 m. gereğince icra dairesine yapılması gerekir. Takibin tahliye istemli genel haciz yolu ile ilamsız takip olduğu görülmüştür. Borçlunun 7 günlük sürede itirazlarını icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmesi herhangi bir sonuç doğurmaz....

      Takip ve davaya dayanak noterde düzenlenen tahliye taahhüdü 20/05/2020 tanzim ve 31/10/2020 tahliye tarihli olup davacının yasal 1 aylık süre içerisinde 02/11/2020 tarihinde takip yaptığı, örnek 14 tahliye emrinin davalı kiracıya 05/11/2020 tarihinde tebliğ olunduğu, davalı kiracının süresinde yaptığı itirazında tahliye taahhüdüne, imzaya ve tarihe itiraz etmeksizin ''tahliye talep eden kiralayan ile yapılan anlaşma gereğince kira süresinin uzatılmış olduğunu'' bildirdiği görülmektedir. Somut dosyada dayanak tahliye taahhüdü noterlikçe düzenlenmiş olup kiracı kiranın yenilendiğini veya uzatıldığını aynı kuvvette bir delil ile ispat edememiştir....

      Davalıya örnek 14 tahliye emrinin tebliğ edilmesi üzerine, davalı takibe süresinde itiraz etmiş, davacı İcra Mahkemesince başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye taleplerinde bulunmuştur. Davalı yazılı kira sözleşmesinin varlığına karşı çıkmamış, yazılı taahhüt bulunmadığından ve kiralananın çatılı iş yeri olması sebebiyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece karar gerekçesinde davanın, İcra İflas Kanunu’nun 272 ve devamı maddelerine göre açılan, ilamsız tahliye takibine ilişkin olduğu belirtilmiş gerekçenin devamında bu kez ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği ödeme emrine davalının itiraz etmediği, ilamsız takibin kesinleşmesi ve otuz günlük yasal süre içerisinde kira borcunun ödenmemesi nedeniyle temerrüde düşen davalının İİK.'nun 269 ve devamı maddeleri gereğince kiralanandan tahliyesine karar verilmiştir....

        DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 135/2 maddesi uyarınca düzenlenen tahliye işleminin durdurulması istemine ilişkindir. Somut olayda, davacının tahliye emrine konu taşınmazda bulunmasını haklı kılacak, ipotek tesis tarihi olan 02/05/2012 tarihinden önceki bir tarihte resmi şekilde düzenlenmiş belge örneğini sunmadığı, davacının dayandığı taşınmazın önceki maliki ile aralarında imzalanan 01/09/2017 başlangıç tarihli adi yazılı kira sözleşmesinin İİK'nın 135/2 maddesinde sayılan belgelerden olmadığı anlaşılmaktadır. Kira sözleşmesinin her yıl yenilenmesi, kiracılık ilişkisi konusunda Sulh Hukuk Mahkemesinde davanın devam etmesi ve ihale alıcısı davalının taşınmazda davacının kiracı olduğunu bilmesi önem arz etmediği gibi, kiracılık ilişkisinin Vergi Dairesine bildirilip bildirilmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....

        İcra dosyasının incelenmesinde alacaklı tarafça borçlu hakkında kira alacağının tahsili ve tahliye talepli icra takibi başlatıldığı, örnek 13 ödeme emrinin borçluya 25/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davacının alacaklı görünen T1 herhangi bir borcu bulunmadığını, tüm kira bedellerinin alacaklıya ödendiğini belirterek borca ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Dava İİK nun 269/c maddesi uyarınca açılmış itirazın kaldırılması ve tahliye davasıdır. İİK 269/2 maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde itiraz sebeplerini 62.madde hükümleri dâhilinde icra dairesine bildirmeye mecburdur. Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukavelenamedeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise akdi kabul etmiş sayılır....

        Somut olayda, icra dosyasında yapılan incelemede; örnek 13 ödeme emrinin davalı borçlunun adresine 02/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından icra takibine itiraz edilmediği, 30 günlük yasal süresi içerisinde, takip dosyasına her hangi bir ödeme de yapılmadığı, takibin kesinleştiği, davacı alacaklı vekilinin 04/10/2021 tarihinde İİK 269/a maddesi gereğince eldeki tahliye davasını açtığı davanın süresinde olduğu görülmektedir. İİK’nın 269/a maddesinin açık hükmüne göre ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu icra mahkemesinde sadece ihtar süresi içinde ödeme yaptığını ileri sürebilir. Takibin kesinleşmesinden önce ödeme yaptığı iddiasını ileri süremez....

        UYAP Entegrasyonu