Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e kiralandığını, taşınmazların Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olup, süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesini, kiralananın 6570 sayılı Kanun kapsamında kaldığı kabul edilirse taahhüt nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekilleri kiralananın 6570 sayılı Kanun kapsamında olduğunu ve davanın reddini savunmuştur. Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01/07/2007 başlangıç ve 01/09/2011 bitiş tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....

    Somut olayda; taraflar arasında 01.03.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira akdi olup, davalı tarafından, süre sona ermeden 2012 yılının ocak ayı sonunda kiralananın tahliye edildiği ileri sürülmüş, davacı ise kiralananın anahtarlarının 08.02.2012 tarihinde kapıcıya teslim edildiğini, kendisine teslim edilmediğini iddia etmiştir. Davacı teslimin usulüne uygun olmadığını iddia etmiş ise de, kiralananın tahliyesinden sonra kiralananda delil tespiti yaptırdığına dair, bilirkişi raporunu sunmuştur. Kiralananın anahtarı usule uygun olarak teslim edilmemiş ise de kiralayan delil tespiti yaptırmak üzere kiralanana girdiğine göre tespit tarihinde kiralananın kiralayanın hakimiyetine geçtiği, dolayısıyla teslimin bu tarihte gerçekleştiği kabul edilmelidir. Bu durumda ......

      Dava, kira alacağının tahsili için tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kiralananın tahliyesine, 4.824,00.TL kira alacağına yapılan itirazın kısmen kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına dayandıkları belgelere temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davalının, alacağa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davalının, kiralananın tahliyesine ilişkin karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davalı 14/12/2012 günlü oturumda davaya konu kiralananın 29/11/2012 tarihinde tahliye edildiğini beyan etmiş, davacıda ayni oturumda kiralananın yargılama esnasında 29/11/2012 tarihinde tahliye edildiğini kabul ederek davanın konusuz kaldığını bildirmiştir....

        Noterliğinin 04.07.2013 tarihli ihtarı ile kiralananın 30.06.2013 tarihinde tahliye edildiği ve daire anahtarının da site yönetimine bırakıldığına ilişkin bildirimde bulunmasının, kiralananın hukuken tahliye edilmesi sonucunu doğurup doğurmadığına ilişkidir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile kiralananın 30.06.2013 tarihinde tahliye edildiğini ve kiralananın anahtarının site yönetimine bırakıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını iddia etmiş ise de davacı 13.09.2013 tarihli celse de davalının kiralananı fiilen terk ettiğini, ancak usule uygun tahliye gerçeklemediğinden kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Ayrıca temyiz dilekçesinde de kiralananın anahtarının teslim edilmemesi nedeniyle halen davalının işgalinde olduğunu belirtmiştir. Davalı kiracı tarafından da taşınmazın davacı tarafından bir şekilde teslim alınarak kullanıldığı kanıtlanamamıştır....

          Yine hukuki bir olgu olan kiralananın tahliye tarihinin tanık beyanları ile kanıtlanması mümkün değildir. Kiralananın anahtarı yöntemine uygun şekilde teslim edilmediği sürece kiralananın kiracının işgalinde olduğunun kabulü gerekir. Davalılar ise anahtarların ne zaman teslim edildiğini yazılı delillerle kanıtlayamamışlardır. Bununla birlikte davalılar cevap dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduklarından mahkemece davalılara kiralananın tahliye edildiği tarih konusunda davacı yana yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....

            Davacı tarafından davalıya gönderilen 19.04.2012 tarihli ihtarname ile kira sözleşmelerinin 20.05.2012 tarihinden itibaren yenilenmeyeceği, kiralananların tahliye edilmesi ihtar edilmiş, 18.07.2012 havale tarihli dava dilekçesinde ise, davalının ticarethane olarak kullanılmak üzere kiraladığı dükkanı Kafe Bar olarak işleterek akde aykırı davrandığından da sözedilerek, ihtarname ile kiralananın tahliyesi istendiği halde tahliye edilmediği de belirtilerek, kiralananın tahliyesini talep etmiş, ayrıca dava dilekçesinde belirtmemesine rağmen dava dilekçesine delil olarak da 10.01.2012 düzenleme tarihli kiralananın 19.05.2012 tarihinde tahliye edileceğine ilişkin tahliye taahhütnamesini eklemiştir. Mahkemece, kiralananın ticarethane olarak kiralandığı halde Kafe-Bar olarak kullanılması, tahliye taahhündeki tahliye süresine ve ihtarnameye göre davacının davasında haklı olduğu belirtilerek kiralananın tahliyesine karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, tadilat nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece 10 gün süre ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş ve hüküm davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin kiralananın bulunduğu binanın dış ve iç cephe boya ve badanasının, dış cephe sıva tamirlerinin, merdiven ve kapıların onarımı,çatının tamiri, ön cephedeki cumbanın onarımı için ......

                Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, itirazın kaldırılmasına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine karar, davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, ... İcra Müdürlüğü'nün 2009/5354 Esas sayılı takip dosyasında, 18.02.2009 tarihli takip talebi ile, 01.12.1995 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak 4.000,00 TL kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Ödeme emri davalı borçluya 20.02.2009 tarihinde tebliğ olunmuş, borçlu 23.02.2009 tarihinde süresinde itiraz etmiştir. Davacı dava dilekçesinde, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuş olup itirazın kaldırılmasını istememiştir....

                  Dava, tadilat nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece üç ay süre ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş ve hüküm davalı Arsam vekili tarafından temyiz olunmuştur. Davacı vekili, dava dilekçesinde kiralananın bulunduğu binada kat mülkiyeti bulunmadığını, kat mülkiyeti kurulması için dava açıldığını, ancak inşaat projesine aykırı kısımlar bulunduğu, tadilat gerektiğini belirterek kiralananın tahliyesini istemiş, yargılama sırasında iddiasının ve tahliye istediğinin Borçlar Kanununun 251. maddesine dayandığını açıklamış ve mahkemece bu istek doğrultusunda karar verilmiştir. "Ayıp halinde muamele" başlığını taşıyan Borçlar Kanunun 251. maddesine göre kiralanan kira müddeti zarfında zaruri bir tamire muhtaç olduğu takdirde, kiracı kendi hakkına halel gelmemek şartıyla tadilatın yapılmasına müsaade etmek zorundadır. Kanunun bu maddesinde açıkça akdin feshinden ve kiralananın tahliyesinden söz edilmemektedir....

                    Dava, işyeri ihtiyacı nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, 01.06.1998 başlangıç tarihli sözlü kira akdi ile depo olarak kullanılan kiralananın 02.10.2007 tarihinde satın alındığını, davacının halen bir işte çalışmadığını, işyeri ihtiyacı bulunduğundan kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalılar vekili, ihtiyaç iddiasının gerçek, samimi ve zorunlu olmadığını, kira sözleşmesinin bir yıl uzadığını bildirerek reddini savunmuştur. Mahkemece işyeri ihtiyacı nedeni ile kiralananın tahliyesine karar verilmiştir İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez....

                      UYAP Entegrasyonu