Her iki davada yetki tespitine konu işyeri ile muhataplar aynıdır. Aralarındaki tek fark eldeki davanın konusu süresi içinde itiraz edilmemesi nedeniyle (44.madde gereğince) verilen kesinleşmiş yetki tespiti kararı iken, bahse konu olup Yargıtay (kapatılan) 7. Hukuk Dairesi ilamı ile kesinleşen davanın konusu ise 42 nci madde uyarınca davacıya gönderilen yetki tespiti yazısı olmasıdır. Hal böyle iken eldeki dava devam ederken davacının açtığı ilk davasının sonuçlanmasıyla yetki tespiti kararı, mahkeme kararı ile kesinleşmiş olup, artık bu davada yetki tespitinin kesinleşip kesinleşmediğinin (verilen kesin yetki tespiti kararının usule uygun olup olmadığının) hukuken tartışılması mümkün değildir. Dolayısıyla davanın konusu kalmamıştır. Aksi halin kabulünde her iki kararın infazında tereddüde yol açılabileceği gibi çelişkili kararların ortaya çıkmasına da neden olunabilecektir....
Yetki tespiti ve yetki itirazı konusu 6356 sayılı Kanun'un, “Toplu İş Sözleşmesinin Yapılması” başlıklı sekizinci bölümünde düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen kanuni düzenleme karşısında, yetki tespitinin iptaline ilişkin açılacak davaların görevli makamın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-ç maddesine göre de, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması hususu dava şartlarındandır. Yine 6100 sayılı Kanun'un 115/2. maddesine göre de, dava şartı yokluğu durumunda mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, yetki tespitine konu işyeri Düzce'de bulunduğundan yetkisizlik sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi isabetli ise de, hüküm fıkrasında yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiğinin belirtilmesi doğru olmamıştır....
isimli çalışanların yetki döküm belgesinde ve SGK dönem bordrosunda yer aldıkları anlaşılmaktadır. 6356 sayılı Yasanın 42/4 maddesi dikkate alınarak yapılan inceleme neticesi işyerinde yetki tespit tarihinde çalışan işçi sayısının 53, .... Sendikası üye sayısının 27 olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece yetki tespit tarihi itibariyle çalışan sayısının 53 yerine 52 olarak tespiti hatalı ise de; çalışan işçi sayısının tespit tarihi itibariyle 53 olduğunun kabulü halinde, davalı sendika üyesi işçi sayısının 27 olması sebebiyle yetki için gerekli çoğunluğun sağlandığı anlaşılmakla, yukarıda açıklanan hatalı değerlendirmenin, sonuca etkisinin olmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün bu ilave gerekçe ile ONANMASINA, 06.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Kanun koyucu, yetkinin kesin olmadığı hâllerde, taraflara, somut hukukî ilişki tipi ile sınırlı bir biçimde işlerlik kazanacak kanunen yetkili olmayan bir yargı yerini, anlaşmak suretiyle yetkili hâle getirme olanağı tanımış ve aksine bir vurgu da yapılmamışsa, kararlaştırılan yargı yerini, tek yetkili yargı yeri statüsüne kavuşturmuştur. Bu çerçevede, tarafların iradelerine itibar edilmesi, yetkinin kesinlik niteliğinin, kanundan kaynaklanmadığı şeklinde, yorumlanıp değerlendirilemez. Yapılan bu tespitler çerçevesinde, olumsuz yetki sözleşmesinin varlığı hâlinde, davanın, somut hukukî ilişki tipinden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili davalar bağlamında, kesin bir yetki kuralının ihdası nedeniyle, sadece yetki sözleşmesinde belirtilmiş olan yer mahkemesinde açılması gerekir; kanunen yetkili konumda bulunan genel yetkili mahkeme ile özel yetkili mahkemelerin yetkisi ise tümüyle ortadan kalkar....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6356 sayılı Kanun’un 41 inci ve devamı maddeleri kapsamında olumlu yetki tespitinin iptali istemine ilişkindir. 2....
Dosya içeriğine göre özellikle işten çıkarılma sebepleri yetki tespit tarihinde işten çıkarılan 23/07/2014 ve sonrasında iş yerinde çok sayıda (330 civarında) yeni işçi alınarak yetki talebinde bulunan sendika aleyhine sonuç doğuracak şekilde işçi alımları yapılması, çeşitli yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere yetki tespitinin esas çalışan işçi sayısındaki istikrarın önemli olduğuna, yetki tespiti başvurusu öncesine rastlayan işçi alımlarının muvazaa ve hakkın kötüye kullanımı çerçevesinde değerlendirilmiştir" gerekçesi ile davacının, davasının kabulüne karar verilmiştir. Hüküm davalılar Ç.. B.., T.. S.. ve İsdemir A.Ş vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı işverenin yetki tespit başvurusu döneminde sendikanın yetki almasını engellemek amacı ile muvazaalı olarak işçi alıp, almadığı noktasında toplanmaktadır....
Davalı Bakanlık vekili öncelikle davanın Kocaeli İş Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, yetki tespitinin tebliğinden itibaren altı gün içerisinde dilekçenin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına kayıt ettirilmesinin emredici hüküm olduğunu, kayıt yapılmaksızın açılan davanın söz konusu olduğunu, davacı işverenin iş kolu tespiti başvurusunda bulunmadığını, yetki kararının yayınlanmasından itibaren onbeş gün içerisinde davanın açılması gerektiğini, iş kolu başvurusu olmayan davacının yetki tespitine itirazın iş kolu tespiti başvurusunun bekletilmesini istemesinin doğru olmadığını, bakanlık tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalı işyerinde başvuru tarihinde 159 işçinin çalıştığı, bunlardan 81 tanesinin davalı sendika üyesi olduğu ve davalı sendikanın çoğunluğu sağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Sözleşmesi Kanunu'nun (6356 sayılı Kanun) 41 inci maddesi uyarınca, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) yapılan işyerlerine ilişkin tescil ve işçi bildirimleri ile e-Devlet üzerinden yapılan sendika üyelik işlemlerinin esas alındığını, yetki tespiti için başvuran Sendika ile davacının aynı işkolunda bir işyeri bulunduğunu, bu işyerinde başvuru tarihi itibarıyla 101 işçi çalıştığı ve 52 işçinin yetki tespiti için başvuran Sendikaya üye olduğu görülerek Sendikaya olumlu yetki tespiti yazısı verildiğini, yetki işleminin Sendikanın yetki tespiti için başvuru tarihi olan 20.09.2022 tarihine göre yapıldığını, Sendika üyeliklerinin irade bozukluğu hâlleri ile gerçekleşmesi iddiasını yetki tespit anında sorgulanması imkân ve yetkisinin Bakanlıkta bulunmadığını, müvekkili Bakanlıkça yapılan işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğunu belirterek ve dilekçesinde yazılı diğer sebeplerle davanın reddini istemiştir. 2. Davalı ...-......
DAVA : Davacı, olumlu yetki tespitinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
işyeri sayılarak yetki tespiti isteminde bulunulması ve talep doğrultusunda olumlu yetki tespiti sonucuna varılması yerinde olmamış olduğu, Kaldı ki, Afyon Şeker Fabrikası çalışanlarının neredeyse tamamı davacı Şeker İş sendikası üyesi olup, devir sonrasında işyerinde çalışmaya devam eden Şeker İş Sendikası üyeleri de mevcuttur....