Hal böyleyken mahkemece, usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de olmaksızın, davacı- karşı davalı kadının davasının aslında Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde yazılı özel boşanma sebebi olan hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeninden kaynaklandığı nitelendirmesi yapılarak, bu sebeple davanın kabulü yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Zira hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26). Açıklanan nedenlerle, davacı- karşı davalı kadının talebi dikkate alınarak kadının davasının Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek; 08.11.2013 tarihinde evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak (TMK m. 166/1) açtığı boşanma davasını 08.04.2014 günlü dilekçesi ile zina (TMK m.161), onur kırıcı davranış (TMK m.162) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) hukuki sebeplerine göre boşanma kararı verilmesi talebiyle ıslah etmiştir (HMK m.l76). Davacı erkek ıslah talebiyle,ilgili olarak her hangi bir harç yatırmamıştır. Eksik harç tamamlanmadıkça müteakip işlemler yapılamaz. Mahkemece, davacıya maktu ıslah harcını ikmal etmesi için süre verilmesi (Harçlar Kanunu m. 30-32) gerekirken, maktu harç eksikliğinin tamamlattırılması yönünde işlem yapılmadan, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde,ilk derece mahkemesince ret kararı verilmesi isabetsiz olduğu anlaşılmakla davacının iştirak nafakası artırım talebi yönünden istinaf başvuru talebinin kısmen kabulüne, kararın tamamının kaldırılmasına, talepler yönünden yeniden hüküm kurulmasına, davacının davasının kısmen kabulü ile müşterek çocuklar Aleyna Nur Bulut ve Aymina Nur Bulut için hükmedilen ayrı ayrı aylık 250'şer TL. iştirak nafakalarının 200'er TL artırılarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müşterek çocuklar Aleyna Nur Bulut ve Aymina Nur Bulut lehine aylık 450'şer TL. iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma taleplerinin reddine, her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme HÜKÜM : Hükümlülük Yerel Mahkemece sanık müdafiinin yüzüne karşı verilen hüküm temyiz edilmekle hüküm fıkrasında CYY.nın 232/6. maddesine aykırı olarak yasa yoluna başvuru tarihinin "tefhim veya tebliğden" itibaren başlayacağı belirtilerek yanıltıcı ibare kullanılması nedeniyle sanık Şemsi Nur Tekinaslan müdafiinin temyiz isteği süresinde kabul edilerek başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....
O halde erkeğin davasının açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti takdir ve tayin edilmesi gerektiği (HMK m. 331/1); erkeğin davasının münhasıran Türk Medeni Kanununun 162. maddesinde düzenlenen pek kötü veya onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayandığı ve erkeğin davasını ispatlayamadığı nazara alındığında erkeğin davası yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı kadın yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. 3-Yargılama gideri, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümü hüküm altında gösterilir. Dairemizin 01.02.2016 tarihli bozma ilamından sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceği, mahkemece ilamın altına yazılması gerekir (HMK.m.332/2-3)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl davanın Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Dayalı, karşı davanın Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış ve Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Dayalı olan karşılıklı boşanma davasında davalı-karşı davacı tarafından kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Maddesi gereğince, Onur kırıcı davranış, ,pek kötü muamele, TMK’nun 166/1. Maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanmaya ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı HMK) 294- 297. maddelerinde, hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. 294. maddenin 3. fıkrasında hükmün tefhiminin her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olacağı, 4. fıkrasında ise zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edilebileceği sevk edilmiş, ancak bu son halde 298. maddenin 2. fıkrası gereğince gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı da belirtilmiştir....
artırım yapılacağı hükmünün bulunduğu, 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinde ise, 765 sayılı TCK.nun 201/a-2 madde ve fıkrasındaki düzenlemeye yer verilmemesi nedeniyle göçmen kaçakçılığı suçunun bütün hallerine teşebbüsün olanaklı olduğu ve ayrıca 765 sayılı TCK.nun 201/a-3 madde ve fıkrasındaki insanlık dışı ve onur kırıcı muamele halinde artırıma ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı anlaşılmasına göre; Olayımızda, sanıkların Van ilinden İstanbul'a getirmek üzere aldıkları 65 göçmeni kamyonetin içinde oluşturdukları iki bölmeye koyarak yola çıktıkları ve Tatvan ilçesinde kolluk tarafından yakalandıklarının anlaşılması karşısında; Teşebbüs aşamasında kalan suç nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 79. maddesinden verilecek cezadan teşebbüs nedeniyle dörtte birinden dörtte üçüne kadarının indirileceği, insanlık dışı ve onur kırıcı muamele nedeniyle artırıma ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı, 765 sayılı TCK.nu uygulamasında temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak tayin edildiği hususları...
Kırıcı ve zırh sabit ve iç içe geçen bir yapıdadır. Bu sebeple kırıcı içinde biriken parçalar arada kalıp sıkışma yaparak 1500d/d dönen rotoru durdurmaktaydı sürekli olarak. Sıkışma sonucunda uzun süre temizlik yapılmaktaydı. kırıcı içerisine herhangi bir yabancı malzeme (taş, tahta vs) girmesi sonucu sabit yapısından kaynaklı tüm bıçakların dağılabileceği tespit edilmiş olup daha önceki denemelerde de bahsi geçen tehlikeli durumla karşılaşılmış olduğu bilinmektedir. Bahsi geçen kırıcıdan boyut olarak da istenilen verim alınamamıştır. Amaç: Hali hazırda bulunan kırıcıya yapılan incelemeler neticesinde verimli çalıştırmak ve yabancı malzemeye karşı emniyetli hale getirmek. Yapılan İşlemler: 1) Kırıcı gövde sacları tamamen söküldü. Kırıcı içerisinde bulunan sabit yapıdaki zırh tamamen yerinden söküldü. 2)Kırıcı rotor yüzeyindeki tüm bıçaklar söküldü. Rotor miline geçen kovan yüzeyi taşlandı. 3)Yeni sistem kırıcıya göre 4 adet disk kestirildi....