yapılan orman kadastro çalışmaları mükerrer kadastro olarak nitelendirilmediğini, orman kadastrosu ve genel arazi kadastrosu işlemleri, tabi oldukları kanun, hukuki konuları ve doğurdukları sonuç itibariyle birbirinden farklı olduğundan, genel kadastrodan sonra yapılan orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 22/1....
Zira asıl davada 1310 nolu parselde müdahalenin meni istenilen yer bulunup bulunmadığı, birleşen dava yönünden 776 nolu parselde iptali gereken bir kısım bulunup bulunmadığı mükerrer kadastroya konu olan yerin tespitine bağlıdır. Diğer yandan hükmün infaza elverişli olduğu söylenemez. Mükerrer kadastro durumunda, 3402 sayılı 22. Maddesine göre ikinci kadastro tüm sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağından ikinci defa yapılan kadastro işleminin iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Yine 3402 sayılı kadastro yasasının 41. Maddesinden kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmadığı halde hakkında usulüne uygun açılmış bir dava veya davaya müdahale söz konusu olmayan 1311 nolu parselin maliki koyuntepe köy tüzel kişiliğinin davaya dahil edilmiş olması, dava konusu taşınmazların tamamının değeri gözönüne alınarak harca hükmedilmiş olması doğru değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava, davacı şirkete ait taşınmazın tamamının, arazi kadastrosu sonrasında yapılan ifraz işlemleri sırasında, davalı şahıs parselleri üzerine mükerrer oluşturulduğunun Kadastro Birimi tarafından tespit edilmesinden sonra, ilgili Tapu Müdürlüğünce davacı şirkete yapılan ihbar nedeniyle, 4721 sayılı TMK.nun 1026. maddesi uyarınca açılan mükerrerlik tespitine itiraz istemine ilişkindir. 2- Uyuşmazlık, davacı tarafa ait eski 2558 (yeni 288 ada 8) parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 254 sayılı kadastro parselinin 05/09/2005 tarih, 109 karar sayılı Belediye Encümeni kararı gereğince yapılan ifraz işlemi sırasında 254 sayılı kadastro parselinin 292 nolu kırık noktasının, tesis kadastrosu sırasında, kadastro paftasına hatalı tersim edilmiş olmasına rağmen, bu hatanın ifraz sırasında 3402 sayılı yasanın 41. madde uygulaması ile düzeltimi yoluna gidilmeksizin yapılan ifraz uygulaması nedeniyle, davacı tarafa ait eski 2558 (yeni 288 ada 8) parsel...
Mahkemece tescili istenen dava konusu taşınmazın 2069 sayılı parsel olduğu ve tutanağı kesinleşmediği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dava Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve yetkisizlik kararı ile ... Kadastro Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece, davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda bu kez, 2069 parselin tespitinin mükerrer kadastro olması sebebiyle iptal edildiği bu parselin 1277 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı ve davalar açılmadan kesinleştiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve 23 arkadaşı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 18.02.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Her iki bilirkişi raporunda da, görevsizlik kararı verilmesine esas olan ve (A) harfi ile gösterilen bölüm yönünden, davacı tarafa ait taşınmazın, komşu Oğlananası Köyü/Mahallesi 189 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrer kadastro durumu belirlenmiştir. Mükerrerlik oluşturan bölüme yönelik dava yönünden, Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı ve mahkemenin bu hususa ilişkin kabulünde, ilke olarak herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Köyü taşınmazları gösterilmiş olsa dahi düzeltme işlemi kadastro müdürlüğünce re'sen yapıldığından ve işlem ile hukuken varlığını koruyan komşu köydeki taşınmazlar lehine bir kazanım olmadığından davanın kadastro müdürlüğüne yöneltilmesinde bir usulsüzlük yoktur. Düzeltme işleminin dayanağı olan raporlar incelendiğinde de; Düzeltme işlemi ile iki köy arasında taşınmazların birbirine binmeli olarak tersim edildiği, sınırlar saptanırken kenarlaştırma yapılmadığı, fiili kullanımın dikkate alınmadığı, bu nedenle aynı taşınmaz parçasının mükerrer kadastroya tabi tutulduğu anlaşılmaktadır. Mükerrer kadastronun söz konusu olduğu hallerde artık Kadastro Kanununun 41. maddesine göre değil de 22. maddeye göre işlem yapılması gerekmektedir....
Yüksekova Kadastro Müdürlüğünün 16.05.2011 tarihli yazısında davacı Hazine adına kayıtlı 119 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1.368,76 metrekare yüzölçümündeki bölümünün mükerrer kadastro nedeniyle 112 ada 134 parsel sayılı taşınmaz, 38,84 metrekarelik bölümünün de yol içinde kaldığı belirtilmiş, Yüksekova Tapu Müdürlüğünce, Kadastro Müdürlüğünün yazısı doğrultusunda işlem yapılacağının davacı Hazineye bildirilmesi üzerine, davacı Hazine tarafından ilgili işlemin iptali için dava açılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 03.07.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Tespit maliki ... oğlu 1937 doğumlu ...'...
düzeltme işlemi yapılmış ise düzeltme tutanağı ve diğer belgelerin ilgili Tapu Müdürlüğünden, kadastro tespit tutanakları ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına alındıktan sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.12.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İKİNCİ KADASTRO 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 22 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davadan dolayı (Ankara Yirmîdördüncü Asliye Hukuk Hakimliği)'nden verilen 19.12.2006 gün ve 485-302 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 15.05.2007 gün ve 3530-5441 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Dairenin bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği vurgulanmak suretiyle izlenmesi gereken yol açıkça belli edilmiştir. Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 22/1. maddesi "evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu ya da tapulaması yapılmış yerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci bir kadastroya tabi tutulmuşsa, ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır" hükmünü getirmiştir. Anılan hüküm karşısında mükerrer kadastroda tespit tarihine değer verilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Somut olayda da ilk tespite değer verilmiştir....
