WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2020/1174 Esas sayılı takip dosyasında haczedilerek, satışına karar verildiğini, taşınmazın aile konutu ve haline münasip ev olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararları uyarınca borçlu olmayan eşin meskeniyet şikayetinde bulunabileceğini belirterek, haczin kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, satışın durdurulması isteminin reddine karar verilmiştir....

HD.; 19/04/2018 tarih 2016/29600 E. 2018/3351 K. vb.) denilerek üçüncü kişi konumunda bulunan eşin meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği hüküm altına alınıyor ise de, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih ve 2016/10454 sayılı kararında "...başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmiştir. Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır. Yargılama bir bütün halinde değerlendirildiğinde taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasa'nın 20. ve 41.maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı değerlendirilmiştir..." denilerek Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine karar verildiği görülmüştür....

ve hukuka aykırı sonuçlar yaratacak bir karar olduğunu, kaldı ki bu konutun tapudaki şerhten de anlaşılacağı üzere açıkça bir aile konutu olduğunu, Anayasa'nın aile konutuyla ilgili olarak devlete yüklediği pozitif yükümlülüklerin mülkiyet hakkından bağımsız olduğunu, aile konutunun maliki olmayan eşin koruyucu yetkileri kullanmasının engellenmesi bu yükümlülüklerin ihlali sonucunu doğurabileceğini, aile konutunun haczedilmesine karşı borçlunun eşinin de yargı yoluna gitmekte hukuki yararının olduğu değerlendirildiğinde aile konutu güvencesinden kaynaklanan haklarını ileri sürebilme ve bunları yargı mercilerinde tartıştırabilme imkânına sahip olması gerektiğini, mahkemece kurulan hükmün hukuka aykırı olduğunu, Yargıtay 1....

Parsel, 8 Nolu'' bağımsız bölümün haczine karar verildiğini, söz konusu konut üzerinde aile konutu şerhi mevcut olduğundan haczin kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin anılan dosya borçlusu ...'nın eşi olup bahse konu hacizli konutta beraberindeki çocukları ile yaşamını devam ettirdiğini, müvekkili tarafından icra dosyası ile konut üzerine haciz işlendiğinden 11.01.2023 tarihinde haberdar olunduğunu ve aynı gün konut üzerine aile konutu şerhinin işlenmesi için tapudan gerekli randevunun alındığını ve bahse konu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi işlendiğini, aile konutunun haczedilemeyeceğini, aile konutunun aynı zamanda borçlunun haline münasip evi olduğunu belirterek; şikayetin kabulüne, haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili davaya cevap vermemiştir. III....

    Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; T1'in taşınmazda lehine aile konutu şerhi bulunan kişi olduğunu, değilse icra takibinde borçlu olmayıp, dava açma hakkı bulunmayacağını, aile konutu şerhinin haciz karşısında korunması gerektiğini, Davalı T2 yönünden ise davacıya yazılı 103 ihbar kağıdı yada kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporu tebliğ edilmedikçe haricen öğrendiği gerekçesinin ileri sürülemeyeceğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca, uyuşmazlık, meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nun 363/1 maddesi gereğince, icra hukuk mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvuru süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gündür....

    İcra Müdürlüğün'nün 2020/302 esas sayılı dosyasında müvekkilinin eşi hakkında başlatılan takipte aile konutu olan İstanbul ili, Bahçelievler ilçesi, Yenibosna Mahallesi, Kuleli mevki, 399 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazdaki borçlu Murat Ketrez'in 6/95 hissesine haciz konulduğunu, müvekkilinin borçlu ile evli olduğunu bu konutta eşi ve çocukları ile birlikte yaşadığını, haczedilen konutun İİK'nın 82/12. maddesi uyarınca borçlunun ve ailesinin haline münasip evi olduğunu haczedilemeyeceğini belirterek haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin süresinde yapılmadığını, davacının iddialarının haksız olduğunu, aile konutu şerhi bulunmadığını, karşı tarafın meskeniyet iddiasında bulunduğu taşınmazın lüks bir ev olduğunu meskeniyet iddiasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu, belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğünün 2018/13046 esas sayılı dosyasında dava dışı borçlu Süleyman Arslantürk aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibinin akabinde dava dışı borçlu Süleyman Arslantürk'ün Sakarya ili, Adapazarı ilçesi, Yağcılar mahallesi, 330 ada, 6 parselde bulunan taşınmazına haciz konulduğunu, haczedilen işbu taşınmazın müvekkilinin ve dava dışı dosya borçlusu Süleyman Arslantürk'ün aile konutu olduğunu, söz konusu taşınmazın müvekkilinin ve ailesinin yıllardan beri beraber olarak yaşadığı ve mesken olarak ikamet ettiği aile konutu olduğunu ve yaşantılarını orada devam ettirdiklerini, Adapazarı Tapu Müdürlüğünün 09.02.2021 tarih, 4495 yevmiye numaralı işlemi ile bu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi işlendiğini, bu nedenlerden dolayı aile konutu olan taşınmaz üzerindeki hazin kaldırılmasının gerektiğini, dava konusu taşınmazın malikinin dava dışı Süleyman Arslantürk olduğunu, davacı müvekkilinin taşınmaz maliki Süleyman Arslantürk'ün eşi olması nedeniyle işbu davayı açmakta hukuki...

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu taşınmazın uzun yıllardır aile konutu olarak kullanılmakta olup taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğunu ve taşınmazın müvekkilinin haline münasip evi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin söz konusu evden başka herhangi bir evi olmayıp ailesi ile beraber halen aynı evde ikamet ettiğini, meskeniyet iddiası ile yapılan haciz işlemine karşı şikayet hakkının sadece takibin borçlusu tarafından değil aynı zamanda, meskende yaşayan diğer aile üyeleri ve özellikle de diğer eş tarafından da kullanılabileceğini, zira, haczedilmezlik müessesesinin sadece borçluyu korumak amacıyla değil aynı zamanda borçlunun ailesini de korumak amacıyla getirildiğini, dava konusu taşınmazın haline münasip ev niteliğinde olduğunun dosyaya celp edilen müzekkere cevapları ve dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile sabit olduğunu, dava konusu taşınmazın haline münasıp ev niteliğinde olduğu ve aile konutu şerhi bulunmakta olduğu...

    CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; aile konutunun haczedilemeyeceği hususunda bir madde olmadığı, haciz konulan taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi olup olmadığını bilmelerinin mümkün olmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte taşınmazın aile konutu olup olmadığının ancak kolluk araştırması, mahallinde keşif, bilirkişi icelemesi vb. inceleme yapılarak yargılama neticesinde anlaşılabileceği iddiaları ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....

      Hacze konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararının somut uyuşmazlıkta uygulanamaz. Dava tarihi itibarı ile hacze konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığından ve davacı takibin borçlusu olmadığından, davanın aktif husumet yokluğu gerekçesiyle reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, ayrıca davanın esasına girilerek dava konusu taşınmazın tapu kaydında bulunan ipotek kaydı ve banka yazıları değerlendirilerek ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığı bu nedenle şikayetin reddi belirtilmiş ise de, gerekçede davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin bulunmadığı belirtilerek davanın reddine de karar verildiği, netice itibariyle davanın reddine karar verildiğinden, bu hususa değinilmekle yetinilmiştir....

      UYAP Entegrasyonu