Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE), 2-Şikayetçinin meskeniyet şikayetine yönelik temyiz itirazlarına gelince; İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda; şikayetçinin icra takibinde taraf sıfatı olmadığı gibi aile konutu olduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazdaki kendi hissesi üzerine de haciz konulmadığı anlaşılmakla yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur....
Sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkili ile eşi ve çocuklarının müşterek aile konutu olan Hatay ili Kırıkhan İlçesi Acemli Köyü 245 parsel sayılı arsa üzerinde bulunan Aydınlı mahallesi 603....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayetimizin aktif husumet yokluğu ile reddedilmesi anayasaya ve hukuka aykırı olduğunu, gelinen bu aşamada alacaklının talebi ile icra müdürlüğü tarafından haksız ve hukuka aykırı bir şekilde haciz konulan aile konutu niteliğindeki taşınmazın satılması söz konusu olmuş ve Müvekkili T1 aile bütünlüğü parçalanma eşiğine geldiğini, haczi kabil olmayan taşınmazın hem aile konutu olduğu hem de borçlunun haline münasip ev olduğu açıkken haczolunarak satılmaya çalışılmasının müvekkilinin anayasal haklarına zarar verdiğini, yapılan bu haciz ve neticesinde taşınmazın satılmaya çalışması başta Anayasa'nın 20. ve 41. maddelerinde öngürülen aile hayatına saygı hakkını ihlal etmekte ve bunun gibi Türk Medeni Kanunu'nun “ Aile konutu ” kenar başlıklı 194....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, Anayasa Mahkemesi kararlarına göre borçlunun eşinin aile konutu şerhi sebebiyle meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının bulunduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, borçlu eşi tarafından açılan meskeniyet şikayetine ilişkindir. İstinaf eden 3. kişi her ne kadar adli yardım talebinde bulunmuş ise de, davacının takip dosyasında borçlu sıfatı olmaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunabilecek kimselerden olmadığından, talebinin açıkça hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle HMK'nun 334 ve devamı maddeleri gereğince adli yardım talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı alacaklı tarafından borçlu Hüsamettin Çetin hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatılmıştır....
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; mahkemece eksik inceleme sonucu karar verildiğini, resmi senetlerde ve banka cevaplarında da dava konusu taşınmaz üzerinde ipotek olduğunun belirtildiğini, ancak bu ipoteğin ne için kullandığı ve hangi amaca hizmet ettiği araştırılmadan sonuca gidildiğini, dava konusu taşınmazın konu edildiği ve banka lehine verilen ipoteğin zorunlu ipoteklerden olduğunu, zorunlu ipoteklerin meskeniyet şikayetine engel olmadığını, mahkemece bankaya söz konusu kredinin ne için kullandığının sorulmadığı ve bu kredinin ne için kullanıldığının da banka tarafından cevapsız bırakıldığını, ayrıca haczedilen meskenin müvekkilin aile konutu olarak kullandığı evi olup İİK madde 82/12 gereğince haczedilemeyeceğini, konutun aile konutu olarak kullanıldığı ise dosya da yer alan ekonomik araştırma raporu ile de sabit olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir...
Taşınmazın aile konutu olmasının icrai hacze engel olmadığı, bu haczin dava dışı eşin rızasıyla işlenmiş olmadığı, dava dışı eş tarafından borç ödenmeyince davalı banka tarafından yapılan icra takibi sonucu haciz konulduğu, meskeniyet iddiasının Aile Mahkemesinde incelenebilecek hususlardan olmadığı, davacının meskeniyet ve taşkın haciz iddialarında da Aile Mahkemesinin görevli olmadığı, taşınmazın aile konutu olmasının icrai satışa engel olmadığı, taşınmazın dava dışı eşin borçları için haczedildiği, aile konutunun haczedilemeyeceğine ilişkin yasal düzenleme bulunmadığı" gerekçesiyle, davanın reddine, icra dosyası üzerindeki tedbirin karar kesinleşene kadar devamına karar verilmiştir....
T.M.K'nun 194.maddesi aynen “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz” hükmünü içermektedir. Yasal bu düzenleme, aile konutunun tapu sicilinde maliki olan borçlunun borcundan dolayı alacaklıların yapacakları icra takibi sonucu satışına engel teşkil etmez. Davalının istinaf sebebi yerinde değildir. İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. ( Yargıtay 12....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını, davacının dava konusu hacze ilişkin 103 davetiyesinin aynı konutta birlikte oturduğu takip borçlusuna tebliğ edildiği 07/03/2019 tarihinde öğrendiğini, taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına ilişkin 07/02/2020 tarihli resmi evrak kapsamından taşınmaz kayıtlarının bildirildiği ve davacı haczi öğrendikten sonra aile konutu şerhi konulduğunun anlaşılacağını, taşınmazın davacının haline münasip olmadığını bildirerek davanın süre aşımından reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir....
Davalı T4 cevap dilekçesinde özetle; davanın usul ve esas bakımından hukuka uygun olmadığını, davacının ispat yükünü somutlaştırarak yerine getirmediğini, emsal Yargıtay kararları ile açıklandığı üzere aile konutu şerhinin ihalenin feshi davasına dayanak yapılmasında hukuki yarar bulunmadığını, kaldı ki ihaleye dayanak olan icra takibinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip neticesinde başlamış olduğunu, davacının eşinin açık rızası bulunduğunu, ihaleyi engelleyecek herhangi bir mahkeme kararının bulunmadığını, aile konutu şerhinin kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü, takip Ocak 2016 da başladığı halde aile konutu şerhinin 26/05/2016 tarihinde tapuya işlendiğini, davacı ve eşinin bankaya borçlu olduklarını, davacı mevcut durumu bildiği halde kötüniyetli olarak olarak dava açmış olduğunu, bankanın ipotek tesis anında yada taşınmazın mülkiyetinin bankaya devri halinde taşınmaz malikinin evli olup olmadığını, eş rızası bulunup bulunmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmadığını, davacı...
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bu itibarla dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava ve takip dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....