Hacze konu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmamaktadır. Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesinin anılan hak ihlali kararı somut uyuşmazlıkta uygulanamaz. O halde dava tarihi itibarı ile hacze konu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığından ve davacı T2 takibin borçlusu olmadığından, bu davacı tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde değildir. (benzer mahiyette Yargıtay 12....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki beyanlarına tekrarla ,sadece babanın mülkiyetinde olsa bile aile konutunun tüm aile bireylerince kullanılmakta olduğu , ailenin sosyal ve ekonomik yaşamı açısından son derece önemli bir yere sahip olan aile konutunun, eşlerin mutluluğu ve çocukların geleceği için bir güvence, evlilik kurumunun ve aile hayatının bir arada sürmesini sağlayan ve aileyi bir çatı altında toplayan en önemli unsurlardan biri olarak görüldüğünü , aile konutunun haczedilmesine karşı borçlunun çocuklarının da yargı yoluna gitmekte hukuki yararının olduğu; aile konutu güvencesinden kaynaklanan haklarını ileri sürebilme ve bunları yargı mercilerinde tartıştırabilme imkânına sahip olması gerektiğini ,haczedilmezlik ve meskeniyet konusunun, sadece borçluyu değil, ailesini de ilgilendiren ve ailenin korunmasını da sağlayan sosyal düzenlemeler olduğu , Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 2016/10454 başvuru numaralı 12/12/2019 karar tarihli...
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen üçüncü kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. (Yargıtay 12. H.D. 19/04/2018 tarih, 2016/29600 Esas ve 2018/3351 Kararı) tapu kaydında takip ve dava konusu taşınmazın, dava dışı borçlu Hasan BİNGÖL adına kayıtlı olduğu ve yine davacı T5 ün takip borçlusu dahi olmadığı, kaldı ki dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydında, taşınmaz üzerinde davacı lehine aile konutu şerhi de bulunmadığı anlaşıldığından, davacının meskeniyet şikayetinin ve tüm taleplerinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair kararın doğru olduğu, borçlunun eşinin, aile konutu şerhi olması halinde dahi meskeniyet şikayetini yapamayacağı bu şikayetin İİK'nun 82. Maddesi gereğince borçlu için öngörülmüş bir hak olduğu nedenle kararın doğru istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kuruldu....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerindeki ipoteğin ticari kredi nedeniyle verilmiş bir ipotek olup zorunlu olarak konulan ipoteklerden olmadığından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, her ne kadar meskeniyet iddiası ile dava açılmışsa da açılan davanın da süresinde olmadığını, ayrıca söz konusu taşınmazın aile konutu da olmadığını, kaldı ki davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildikten sonra ve hatta kıymet takdiri tebliğ edildikten sonra kötü niyetli olarak tapuya 10/03/2020 tarihinde taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu, taşınmaz üzerinde eş rızası bulunmadığı yönündeki beyanların da gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesi hükmü gereğince aile konutu şerhinin hali hazırda dahi mevcut olduğunu, işbu davaya ve satış kararına konu taşınmaz için işbu raporda arsa olarak kıymet takdiri yapıldığını üzerindeki mevcut yapının dikkate alınmadığını, şikayete konu konut da borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna uygun konut olup hali hazırda da aile konutu olarak kullanıldığını, her ne kadar meskeniyet şikayetinin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle dava reddedilmişse de tapu kaydında yer alan aile konutu şerhi dikkate alınmadan icra işlemleri yapıldığını ve Anayasa Md. 41 "Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları" maddesine aykırı hareket edildiğini, dava dilekçelerinde taraflarınca ilk derece mahkemesinden dava konusu taşınmaza ilişkin olarak ihtiyati tedbir talebinde bulunmaları üzerine ilk derece mahkemesince 07/10/2020 tarihli ön inceleme ve tahkikat tensip tutanağında oluşturulan ara kararda "Tedbir talebinin icra dosyası geldikten sonra değerlendirilmesine..." kararı verildiğini, ancak ihtiyati tedbir talepleri...
İcra Müdürlüğünün 2021/7469 esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibi neticesinde müvekkilinin haline münasip ve aile konutu şerhi bulunan tek konutu olan İstanbul İli, Sancaktepe İlçesi, Samandıra Mah. 7570 ada, 17 parselde kayıtlı bulunan B Blok, K:1 No:3 Sancaktepe/İstanbul adresinde yer alan konutuna İİK md. 82/12’ye aykırı olarak haciz şerhi işletildiğini, bugüne kadar müvekkiline hacze ilişkin herhangi bir haciz ihbarnamesi tebliğ edilmediğini, müvekkilinin söz konusu hacizlerden haricen haberdar olduğunu, haciz tatbik edilen yerden başka müvekkili adına kayıtlı başkaca kullanabileceği haline münasip herhangi bir evi ve gayrimenkulü bulunmadığını, meskeniyet şikayetinde bulunulmuş olan yerin, müvekkiline ait haline münasip ve aile konutu şerhi içeren tek evi olduğunu, bu nedenle İİK'nun 82/12. maddesine göre haczinin kabil olmadığını belirterek taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların meskeniyet iddiasının yasal süre içinde yapılmadığını, borçlu Abdullah'a 103 davetiyesi gönderildiğini, borçlunun meskeniyet iddiasında bulunmadığını akabinde borçluya ve davacı eşine kıymet takdir raporunun tebliğ edildiğini, rapora karşı itirazda bulunulmadığını, taşınmaz üzerine konulan aile konutu şerhinin haciz şerhinden sonraki bir tarih olduğunu, satış ilanının her iki davacıya 16/03/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, işbu davanın açılış tarihi itibari ile de süresinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir....
Bunun dışında borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibari ile de ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi olsa da bu şerhin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği, ayrıca taşınmaz üzerinde Deniz Bank A.Ş'nin haciz tarihinden önce ipoteğinin bulunmasına rağmen mahkemece ipotek resmi senedinin temin edilmediği, ipoteğin niteliği ya da borcun haciz tarihinden önce ödenip ödenmediği hususu ile takip dosyasının tarafı olmayan davalılardan T4 davada pasif taraf ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunun araştırılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır....
Buradaki aile terimi geniş anlamda olup borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü olduğu kişileri de kapsar. İcra mahkemesince borçlunun ailesiyle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra haczedilen yerin değeri bundan fazla olduğu takdirde satılmasına karar verilerek, satış bedelinden borçlunun haline münasip meskeni için gerekli olan miktar borçluya bırakıldıktan sonra kalanı hak sahiplerine ödenebilir. Davalı vekili dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulduğu aile konutu şerhinin konulduğu tarihte haczin mevcut olduğunu bu tarihte haczin öğrenildiği davanın süresinde olmadığını ileri sürmüş ise de aile konutu şerhinin kimin tarafından konulduğunun belirli olmadığı için borçlunun eşi tarafından konulan aile konutu şerhi ile borçlunun taşınmaz üzerindeki haczi öğrenmiş sayılması mümkün değildir....
Aile Mahkemesi'nin 2011/392 esas sayılı dosyası ile davalılar .... ve ... hakkında 01.06.2011 tarihinde aile konutu şerhinin terkini davasını açtığı, yine ...tarafından ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/631-649 sayılı dosyası ile davalılar .... ve ... hakkında meskeniyet şikayetinde bulunduğu, bu davalarla borçlu ....'nün taşınmazı üzerine konulan haczi öğrendiğinden şikayetin süresinde olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Taşınmaz üzerine 02.12.2010 tarihinde haciz konulmuş olup, takip dosyasında borçlunun haczi öğrenmesini sağlayacak herhangi bir tebligat bulunmamaktadır. Kararda esas alınan Aile Konutu Şerhinin Terkini davasında davalı olan borçlu ....'nün bu dava ile taşınmazı üzerindeki hacizden haberdar olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Diğer taraftan ... tarafından açılan meskeniyet davasında aynı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talep edilmişse de, mahkemenin dosya üzerinde inceleme yaparak davanın reddine karar verdiği ve davalı ....'...