Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

D)İSTİNAF NEDENLERİ: Davalılar Azize, Hasan, Ali, Melek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbirin kaldırılması veya teminat alınması yönündeki talebin reddine dair İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/131 esas sayılı dosyasında verilen 08/12/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasını, dava konusu taşınmazların üzerindeki tedbirin kaldırılmasını yahut teminat alınması yönünde karar verilmesini talep etmiştir. E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu iptal-tescil istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince davalılar vekilinin ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmiş, karar davalılar Azize, Hasan, Ali, Melek vekili tarafından istinaf edilmiştir. İhtiyati tedbir 6100 Sayılı HMK'nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Davanın açılması ile hüküm arasında geçen zaman içinde müddeabihin çeşitli şekillerde istenmeyen değişikliklere maruz kalması veya maruz bırakılması mümkündür....

Her ne kadar davalı vekilince, tanık Melek Albay’ın beyanlarına itibar edilemeyeceği ileri sürülmüş ise de, tanığın 6100 Sayılı HMK'da öngörülen çekinme sebeplerinin söz konusu olmadığı ve tarafların ortak tanığı olan Melek Albay’ın mahkemeye sunduğu 21.11.2022 tarihli dilekçesi içeriğinin mahkeme huzurunda yeminli beyanlarının içeriğini etkilemeyeceği, bu kapsamda tanığın yeminli beyanları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir....

İtiraz Hakem Heyetince davacı Melek lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan itiraz başvurusunun reddi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/183 esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiğini, çocuk ile görüşme gününün birinden melek isimli müşterek çocuk "ben artık seninle yaşamak istiyorum, bizi annemize geri gönderme" dediğini, nedenini sorduğunda müşterek çocuk melek "annem sürekli işte oluyor, onu göremiyoruz, gördüğümüz de de bize çok kızıyor, özellikle kardeşime kızıyor ve dövüyor" dediğini, davacının bu durumda çocukları annesine bırakmak istemediğini, davalı ve müşterek çocukların davalının anne ve babası ile birlikte yaşadıklarını, davalının işinde vardiyalı olarak çalıştığını, çocuklar ile yeterince ilgilenmediğini, büyük kızın okula gittiğini, küçük kızın okul çağında olmadığını, bu nedenle hep davalının annesi ve babası tarafından bakıldığını, davalının annesi davalıya "ben çocuklar hakkından gelemiyorum, ne yapacaksan...

    Asiye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/16 E. 2013/117 K. sayılı dosyası üzerinden davacı vekili; Muris Melek Karacan tarafından Türkiye İş Bankasından çekilmiş bulunan kredi neticesinde davalı tarafından imzalanan hayat sigortası gereğince kredi borcunun kalan kısmının davalı sigorta tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili;Hayat sigorta poliçesinin tarafı olmadıklarından husumet düşmeyeceği, müteveffanın bir takım hastalıklarını saklaması nedeniyle TTK. hükümleri doğrultusunda tazminat ödenmeyeceğini savunmuştur....

      GEREKÇE Suç tarihinde Ağrı İl Sosyal Politikalar Müdürlüğü'ne bağlı Ağrı Kadın Konuk Evi'nde sosyal çalışmacı olarak çalışan sanığın 4483 sayılı Kanun kapsamında soruşturma iznine tabi olduğu gözetilerek tebliğnamedeki basit yargılama usulü yönünden bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir....

        Anafartalar Mahallesi Konuk Caddesi 22 Sultanlar karşısı No:32/A K:1, D:2 Manisa adresine karar tebliğ edildikten sonra tebligat parçasının dosyasına konulduktan sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ten 695.750.000 TL'nin, Melek ... mirasçılarından ise 521.800.000 TL'nin tahsili için istemde bulunmuş, mahkemece 12.5.2005 gününde davanın reddine karar verilmiştir. 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL’ye çıkarılmıştır. Yine 1.6.2005 tarih ve 5236 sayılı yasanın 19.maddesiyle eklenen ek madde 4. uyarınca temyiz parasal sınırı Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan olunan yeniden değerlendirilme oranında arttırılıp her takvim yılı başından geçerli olacak şekilde uyarlanacağı hükme bağlanmıştır....

            Davalı vekili, müvekkilinin dairesini 11.10.2012 tarihinde dava dışı .......puda devrettiğini, devir tarihi itibari ile kooperatife olan tüm borcunu ödediğini, kooperatifin bilgisi ve muvafakati doğrultusunda kooperatif üyeliğinin sona erdiğini, kooperatif kayıtlarında üye olarak görünmediğini, üye olarak görünen şahsın Melek Yörük olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalıdan talep edilen aidatların tamamının 16.06.2013 tarihli genel kurul kararından sonrasına ait olduğu, davalının dairesini 11.10.2012 tarihinde ......satıp devrettiği, bundan sonra genel kurul hazirun cetvellerinde ismine yer verilmediği, toplantılara da davet edilmediği, dava dışı Melek Yörük’ün hazirun cetvellerinde yer aldığı, adı geçen kişinin zımnen kooperatif ortağı olarak benimsenmiş olduğu, davalının takip konusu borçtan sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

              Dosya kapsamında anılan davalı şirket Melek Çiklet ve Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin ihyası için ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/308 Esas sayılı ihya dosyasının açıldığı ve halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile A.Ş.'nin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir. Şu halde, davalı Melek Çiklet ve Gıda San. ve Tic. A.Ş.'nin ihyası için İstanbul 7....

                UYAP Entegrasyonu