Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dosya kapsamına göre dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4 maddesi uyarınca kullanım kadastrosuna tabi tutulan ve askı ilan süresi sonunda itiraz edilmeksizin kesinleşen kullanım kadastrosu tespitinin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak düzeltilmesi ile, dava konusu taşınmazda davacının kullanımının ve taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının davacıya ait olduğunun tespiti ile tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde davacı lehine muhtesat ve kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkindir. 2- Çekişmeli İzmir İli, Aliağa İlçesi, Helvacı Mahallesi, 1093 ada 10 parsel sayılı taşınmazın yörede 2010 yılında 3402 sayılı yasanın Ek-4 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları sırasında, 4.106,68 m2 yüzölçümlü tarla vasfı ile, belgesizden, Hazine adına tespit edildiği, beyanlar hanesinde "6831 sayılı yasanın 2/B maddesi uyarınca...

olduğu ve zilyedi bulunduğu taşınmazın tamamen Hazine adına kaydedildiğini, Hazine'nin aslında davaya konu 2417 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 3.084 m²'sinde zilyetliğinin olmadığını belirterek, 14.06.2011 tarihli kadastro tespitinin iptali ile dava konusu taşınmazın 3.084 m²'si üzerinde müvekkilinin zilyetliğinin tespiti ile tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Kısaca, bir taşınmaz mal üzerinde malikinden bir başkasına ait yapı veya ağaç varsa bunlar muhtesat olarak ifade edilir. Muhtesatın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19.maddesinden yararlanılarak tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi olanaklıdır. Muhtesat şerhi verilmekle yapı sahibinin hakları ile arazi sahibinin hakları yekdeğerinden ayrılır ve bu şerh yapı sahibine arazinin maliki olmamasına rağmen başkasına ait arazideki yapıyı kullanma hakkı sağlar. Bu haklar yapının yıkılması, yanması veya muhtesat sahibinin bu hakkından vazgeçmesi suretiyle sona erer. Somut olayda, 108 ada 1 parsel üzerindeki krokideki A harfi ile gösterilen ve kırmızı boyanan taşınmazın zemin katını davalı belediyenin ondan sonraki katın Milli Eğitim Müdürlüğünce yapıldığı saptanarak kaydın beyanlar hanesinde gösterildiğine göre söylendiği biçimde yapı ortadan kalkmadan veya muhtesat hakkı sahibi hakkından vaz geçmeden şerhin terkini istenemez....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ...Köyü çalışma alanında bulunan 119 ada 37 parsel sayılı 13.903,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı, irsen intikal, pay devri ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, beyanlar hanesinde taşınmazın üzerindeki kargir evin ... ve ...'a ait olduğu şerh verilmek suretiyle davalı ..., davacı ... ve dava dışı paydaşları adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan kargir evin tamamının kendi adına kaydedilmesi amacıyla beyanlar hanesindeki şerhe yönelik olarak dava açmıştır....

      olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, taşınmaz üzerindeki ev ve seraların kendilerine ait olduğunun tespitine, 202 ada 2 sayılı parselin kullanan kişinin Mehmet oğlu 1985 doğumlu ... olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, 142 ada 19 sayılı parselin kullanan kişinin ... olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, 142 ada 42 ve 190 ada 1 sayılı parselleri kullanan kişinin ............ olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, 246 ada 5 sayılı parselin kullanan kişinin ... olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, taşınmaz üzerindeki evin kendisine ait olduğunun tespitine, 142 ada 22 sayılı parselin kullanan kişinin ......

        Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/15 Esas 2022/320 Karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava TMK 713/2 maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davanın kadastro öncesi nedenlere dayalı dava olarak nitelendirilip, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, iş bu değerlendirme hatalı olmuştur. Dava dilekçesi ve aşamadaki beyanlar dikkate alındığında davacıların kadastro öncesi nedenlere dayanmadığı açıktır. Kaldı ki davacılar dava dilekçelerinde tapunun hükmünü yitirdiğinden bahsetmekle, kadastro sonrası bir nedene dayandıkları anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacılar dava dilekçelerinde açıkça hangi nedene dayandıklarını beyan etmemiş iseler de, maddi olayları açıklamak taraflara nitelendirme ise hakime aittir....

        Dava; kadastro tespiti sonrası açılan dava neticesi 15.09.1992 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilen ve davalılar lehine zilyetlik şerhi verilen taşınmazın zilyetliğini 1978 yılında davalıların murisinden devralındığı iddiasına dayalı taşınmazın beyanlar hanesindeki kullanıcı şerhinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine ve yargılamanın iadesi için Kanun'da öngörülen hak düşürücü sürenin olmasına, dava konusu taşınmazın hükmen tesciline dair dosyamız davacısı ile davalılardan ...'ın davacı oldukları ... Kadastro Mahkemesinin 11.04.1991 tarihli ve 1989/1098 Esas, 1991/252 Karar sayılı kararın temyiz incelemesi sonucu Yargıtay 7....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 140 ada 46 parsel sayılı 1432,74 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. İtirazı kadastro komisyonunca reddedilen davacı ..., yasal süresi içinde irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır....

            , kadastro tespitinin yapıldığı sırada çekişmeli taşınmaz üzerinde tespit maliklerinin bir kısmına ya da üçüncü bir kişiye ait muhtesat bulunması halinde, bu muhtasatın cinsinin,sahibinin, iktisap sebebinin ve ihtas tarihinin tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesinin zorunlu olduğunu, tespit maliklerinin tamamına ait muhtesatların ise tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi gerekmediğini, bunun sonucu olarak da, kadastro tespit tarihi itibariyle zeminde mevcut olan bina ve diğer muhtesatlar bakımından yapılacak inceleme ve değerlendirmenin, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/2 maddesine göre resen yapılması gerektiğini, yerel mahkemece, kadastro çalışmaları sırasında zeminde mevcut olduğu anlaşılan davaya konu muhtesat niteliğindeki eve ilişkin olarak açılan eldeki davanın esasına girilerek davacının talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken..”denildiğini, bu gerekçenin mahkeme kararının gerekçesinde de yer aldığını, bu gerekçeden sonra...

            Kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine Kaya kızı H..... D..'ın kullanımında olduğu konusunda şerh verilmiş, İ... G....'in itirazı üzerine Kadastro komisyonunun 11/04/2010 günlü kararı ile İ... G.... ve H..... D..'ın kullanımında olduğunun, kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş ve bunun üzerine H..... D.. taşınmazın tamamının yalnız kendi kullanımında olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece yapılan keşif sonunda taşınmazı hiç kimsenin kullanmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine, beyanlar hanesindeki şerhin iptaline, kullanıcı kısmının boş olarak bırakılmasına karar verilmiş ise de, talep dışına çıkılarak beyanlar hanesindeki şerhin tamamen kaldırılması doğru değildir. Zira, H.Y.U.Y.'nın 74. maddesi gereğince Hakim taleple bağlıdır. Talep dışına çıkarak karar veremez....

              UYAP Entegrasyonu