Borcun gerçek doğum tarihinin iptali istenen tasarruftan önce olması halinde ise, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, alacağın gerçek bir alacak olması, borçlunun mal beyanında bildirdiği mallar üzerindeki mevcut haciz ve rehinler, davacının haciz sırası gözönüne alındığında mevcut malvarlığının borçlarını karşılamaya yetmeyeceği, borçlunun eski ve yeni adreslerinde yapılan 14.12.2009,12.3.2009,28.7.2009,1.4.2011 tarihli haciz tutanaklarından borçlunun haciz adresinin kapalı olmasına rağmen içerisinin boş olduğu tesbit edildiği anlaşıldığından anılan haciz tutanaklarının İİK.nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğunun kabülü gerekecektir....
Şikayet dilekçesinde ise şirketin haciz ihbarnamelerinden 19.06.2013 tarihinde haberdar olduğunun bildirilerek tebliğ tarihinin 19.06.2013 olarak düzeltilmesinin talep edildiği, yine şikayet konusu icra dosyalarında da 21.06.2013 günü yapılan başvurularda, borçlunun herhangi bir hak ve alacağının olmadığı belirtilerek öğrenme tarihinin yine 19.06.2013 günü olarak beyan edildiği görülmektedir. Bu durumda, 15.05.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru, haciz ihbarnamelerini öğrenme tarihinden itibaren İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra olup, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle aksi yönde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 10/02/2022 gün, 2021/1420 Esas- 2022/333 Karar sayılı ilamı ile, "Mahkememizce yapılan incelemede; haciz tarihinin 09/03/2021 olduğu, haciz mahallinde borçlu bulunmadığı, borçluya ait herhangi bir evrak ta bulunmadığı haciz mahallinde borçlunun bulunmaması ve haczedilen menkullerin istihkak iddia eden üçüncü şirket nezdinde haczedilmesi karşısında icra müdürlüğünce verilen 16/03/2021 tarihli İİK 99 kararında hukuka aykırı bir durum bulunmadığı, ayrıyeten 16.03.2021 tarihli müdürlük kararı davacı vekilince 22.03.2021 tarihinde öğrenilmiştir.(uyap işlem kütüğü sorgusu) dosyadaki belgelerden anlaşıldığı" gerekçesi ile, "1- Şikayetin REDDİNE," karar verilmiştir....
Davacı 3. kişi adına düzenlenen 89/1 haciz ihbarnamesi "Tebligat yetkilinin dışarı gittiğini ve birlikte çalıştığını beyan eden daimi işçisi Bahsun Dursun imzasına 14/07/2016 tarihinde " tebliğ edidiği, 89/2 haciz ihbarnamesi "muhatabın/yetkilinin.... gittiğini ve birlikte çalıştığını beyan eden daimi işçisi Bahsun Dursun imzasına 02/08/2016 tarihinde" 89/3 haciz ihbarnamesi de 89/2 haciz ihbarnamesinde belirtilen gerekçe ile aynı şekilde 19/08/2016 tarihinde Bahsun Dursun imzasına tebliğ edilmiştir. 3. kişi 29/08/2016 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine 08/09/2016 tarihinde 89/2 haciz ihbarnamesine 19/06/2017 tarihinde 89/3 haciz ihbarnamesine itiraz etmiştir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet edenin alacaklı olduğu 2006/4630 sayılı dosyada haciz tarihinin 03.10.2006, ödeme emri tebliğ tarihinin 11.10.2006, şikayet edilenin alacaklı olduğu dosyada ise haciz tarihinin 26.09.2006, ödeme emri tebliğ tarihinin 20.09.2006 olduğu, şikayet edilenin takip yaptığı icra dosyasındaki haciz ve kesinleşme tarihinin daha önce olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayet eden vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet eden vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet eden vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 24.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından "..Haciz tutanakları incelendiğinde, borçlu yada borçlu şirket yetkilisinin haciz mahallinde hazır olmadığı, haciz mahallinin borçlu şirketin sicil adresinde yada ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmadığı, haciz mahallinde borçlu şirkete yada borçlu şirket yetkilisine ait evrak yada bilgi veya belge bulunduğuna dair bir tespitin yapılmadığı, haciz tutanaklarında takip alacaklısı şikayetçi vekilinin evrak araştırmasını talep ettiği, talebin müspet karşılandığı ve bulunan sadece 2015 yılına ait güncel olmayan bir e-mail olduğu, bunun ise tek başına İİK 97 kararı vermeye yeterli olmadığı, haciz tutanağının aksi ispatlanana kadar geçerli resmi belge niteliğinde bulunduğu, mülkiyet karinesinin görünüş itibariyle 3.kişi lehine olduğu, karinenin aksinin ispat külfetinin davacı takip alacaklısında olduğu, dolayısıyla da müdürlükçe icra takip dosyasında alınan İİK 99 a göre işlem yapılmasına dair 11/10/2019 tarihli kararların...
İİK’nın 279. maddesinde ki “Haciz” kavramının anlamı ondan sonra gelen “veya mal bulunmaması sebebile acizden” ifadesinin ne anlama geldiğini ortaya koyarak izah edebiliriz. İİK 105. maddesinde “Haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143 üncü maddedeki aciz vesikası hükmündedir.” ifadesi ile borçlunun adresine gidilmesi ve borçlunun haciz edilecek hiçbir malının olmadığının tespit edilmesi ve bununda bir tutanağa bağlanması durumunda bu tutanak İİK’nın 143. maddesinde belirtilen aciz vesikası hükmündedir. Burada borçlunun adresine gidilmesi ve hacze kabil mal bulunmadığının tespiti aynı zamanda borçlunun borcunu ödemeden aciz durumda olduğunun da tespiti olarak kabul edilmiştir. Bunun sonucu İİK’nın 279. maddesindeki geriye doğru bir yıllık sürenin başlangıcı olarak borçlunun adresine gidilerek hiçbir mal bulunmadığının tespitine ilişkin borçlunun aciz durumunu tespit eden haciz tutanağı olarak belirlemek gerekir....
ün haczinin şikayetçinin vekalet ücreti için esas alınan 30.01.2008 rüçhan tarihinden önce olduğu ve hala ayakta bulunması nedeniyle alacağın birinci sırada yer almasının hukuka uygun olduğu, ... takibine konu kamu alacağının unsurlarının ilk başlangıç tarihinin 26.08.2007 ve sonrasına ilişkin olduğu, birinci sırada bulunan alacak için konulan 17.01.2007 tarihli hacizden sonra doğan kamu alacağı için haciz tarihinin ise 27.07.2009 olduğu, kamu alacağının şikayet olunan... alacağı ile garameten paylaştırılmasının kanuna aykırı olduğu, sıra cetvelinde ikinci sırada yer alan şikayet olunan ... alacağına ilişkin haciz tarihinin 16.09.2008 olduğu, şikayetçi tarafın rüçhanlı vekalet ücreti alacağının rüçan hakkının kullanılmasında esas olan tarih 30.01.2008 olduğundan şikayet olunan ... alacağından önceki sırada yeralması gerekeceği; Birleştirilen dava dosyası yönünden ise; şikayetçi alacaklı ... tarafından başlatılan takibin kesinleşme tarihinin 18.08.2008, satışı yapılan taşınmazların tapu...
, müvekkilinin birinci haciz ihbarnamesinden hiçbir şekilde haberdar olmadığını, ikinci haciz ihbarnamesinin de mahalle muhtarınca 11/08/2021 tarihinde aranmakla haberinin olduğunu ve 12/08/2021 tarihinde ikinci haciz ihbarnamesine müvekkilince itiraz edildiğini, müvekkilinin yapmış olduğu itirazla haciz ihbarnamesi sürecinin durduğunu düşünürken 13/09/2021 tarihinde kendisine üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, müvekkiline yapılan birinci ve ikinci haciz ihbarnamesine konu tebligatların TK'nın 21 maddesine uygun olmadığını ve usulsüz olduğunu, müvekkilinin mernis adresi ile birinci ve ikinci haciz ihbarnamesi gönderilen adreslerin farklı olduğunu belirterek Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2020/13254 sayılı takip dosyasındaki birinci ve ikinci haciz ihbarnamesine konu usulsüz tebligatların iptali ile tebliğ tarihinin müvekkilinin ikinci haciz ihbarnamesine muttali olduğu tarih olan 11/08/2021 tarihi olarak tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava dilekçesinde, davacı üçüncü kişiye ait işyerinde 15.12.2014 tarihinde haciz yapıldığı açıklanmış, dilekçenin üst kısmında açıkça haciz tarihinin 15.12.2014 olduğu belirtilmiş ve dava dilekçesine 15.12.2014 tarihli haciz tutanağı eklenmiştir. Ne var ki; Mahkemece; 16/10/2014 tarihinde haczin, "Tevfikbey ......" adresinde yapıldığı, haciz sırasında vergi levhası ibraz edilmediği belirtilmiştir. Bu durumda, dava konusu edilmeyen hacizle ilgili değerlendirme yapılarak karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, dava konusu edilen 15.12.2014 tarihli haciz tutanağında, haciz yapılan yer belirtilmemiş, açık adres yazılmamıştır....