SAVUNMA: Davalı------------ vekili cevap dilekçesinde özetle; -------- TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığı, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”nda olduğu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, tasfiye sürecini eksik/erken sonuçlandıran tasfiye memurlarının kusurundan dolayı ---- sorumluluğu bulunmadığından bahisle müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı tasfiye memuruna usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görüldü. İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK.547.maddesi uyarınca, ek tasfiye için şirketin sicil kaydının ihyası isteğine ilişkindir.TTK 547.Madde uyarınca Tasfiye Halinde -------- sayılı dosyası için ihyası talebidir.TTK'nın 547....
Mahkemece, dosya borcu nedeniyle takip borçlusunun ilgili şirketteki hisse payı, tasfiye payı ve kar payı üzerine haciz konulduğu ve alacağın tahsil olunmadığı, yeni TTK 249. maddesi uyarınca haciz ve şirketin feshini isteme başlıklı madde gereğince bir ortağın kişisel alacaklısının borçlunun kişisel mallarından ve şirketteki kar payından alacağını alamaması halinde şirketin feshini isteme yetkisini alacaklıya tanıdığı, takip dosyasının kesinleştiği, fesih ihbar müzekkeresinin tüm şirket ortaklarına tebliğe çıkartıldığı ve yasal koşullar gerçekleştiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, üçüncü kişi şirket ortakları tarafından temyiz edilmiştir. 6762 sayılı TTK'nun, ticaret şirketleri ile ilgili umumi hükümlerden 145. maddesine göre, şirket ortaklarından birinin kişisel alacaklısı, şirket devam ettiği sürece haklarını borçlu şirket ortağının şahsi mallarından, şirket bilançosu gereği o ortağa düşen kar payından ve şirket fesholunmuş ise tasfiye payından alabilir...
Mahkemece, dosya borcu nedeniyle takip borçlusunun ilgili şirketteki hisse payı, tasfiye payı ve kar payı üzerine haciz konulduğu ve alacağın tahsil olunmadığı, yeni TTK 249. maddesi uyarınca haciz ve şirketin feshini isteme başlıklı madde gereğince bir ortağın kişisel alacaklısının borçlunun kişisel mallarından ve şirketteki kar payından alacağını alamaması halinde şirketin feshini isteme yetkisini alacaklıya tanıdığı, takip dosyasının kesinleştiği, fesih ihbar müzekkeresinin tüm şirket ortaklarına tebliğe çıkartıldığı ve yasal koşullar gerçekleştiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, üçüncü kişi şirket ortakları tarafından temyiz edilmiştir. 6762 sayılı TTK'nun, ticaret şirketleri ile ilgili umumi hükümlerden 145. maddesine göre, şirket ortaklarından birinin kişisel alacaklısı, şirket devam ettiği sürece haklarını borçlu şirket ortağının şahsi mallarından, şirket bilançosu gereği o ortağa düşen kar payından ve şirket fesholunmuş ise tasfiye payından alabilir...
Mahkemece, dosya borcu nedeniyle takip borçlusunun ilgili şirketteki hisse payı, tasfiye payı ve kar payı üzerine haciz konulduğu ve alacağın tahsil olunmadığı, yeni TTK 249. maddesi uyarınca haciz ve şirketin feshini isteme başlıklı madde gereğince bir ortağın kişisel alacaklısının borçlunun kişisel mallarından ve şirketteki kar payından alacağını alamaması halinde şirketin feshini isteme yetkisini alacaklıya tanıdığı, takip dosyasının kesinleştiği, fesih ihbar müzekkeresinin tüm şirket ortaklarına tebliğe çıkartıldığı ve yasal koşullar gerçekleştiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm, üçüncü kişi şirket ortakları tarafından temyiz edilmiştir. 6762 sayılı TTK'nun ticaret şirketleri ile ilgili umumi hükümlerden 145. maddesine göre, şirket ortaklarından birinin kişisel alacaklısı, şirket devam ettiği sürece haklarını borçlu şirket ortağının şahsi mallarından, şirket bilançosu gereği o ortağa düşen kar payından ve şirket fesholunmuş ise tasfiye payından alabilir...
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 11/05/2020 tarihli raporda; "...davacının iş akdinin fesih gerekçesi olan işin, işyerinin ve işletmenin gereklerinden kaynaklanan Geçerli Neden olguları incelenmiş ve yapılan analiz çalışmaları sonucunda; • Fesih bildirgesinde sözü edilen işletmesel kararın iş akdi feshinden önceki süreçte alınan bankanın tasfiyesine yönelik karar olduğu ve kararın yazılı nitelikte olduğu, • İşletmenin tasfiye çalışmaları nedeniyle oluşan küçülme sebebi ile yönetimsel kararlar alarak kira, personel vb. giderlerden tasarruf yoluna gittiği, • Davalı işletmenin, davacının işe giriş tarihindeki faaliyet konusu tamamen değiştiğini ve işletme organizasyon ve personel niteliğinin tasfiye gereklerine uygun yapılandırıldığı, • Müflis bankanın aktif büyüklüğünün tasfiye sürecine paralel olarak küçüldüğü, yeni iş ve hizmet üretilmediği, personel sayısının fesih sürecinde azalan seyir izlediği ancak hali hazırda tasfiye işlemlerinin sürdüğü ve personel istihdamının tasfiye sürecine...
süredir faaliyetinin bulunmadığını ve şirketin üzerine kayıtlı bir malvarlığının da olmadığını, davalı şirketin 2019 yılından bu yana sürekli olarak zarar ettiğinin ekte sunulan delillerle anlaşıldığını, şirket ortaklarının iletişim halinde olmaması ve şirketin gayri faal halde olması sebebiyle şirketin yaptığı zarar ve mali yükümlülüklerinin müvekkiline ve şirket hissedarlarından diğer ortaklar için katlanılması güç bir durum oluşturduğunu, TTK'nın ilgili hükümleri uyarınca uzun süredir şirketin kanunen gerekli organı genel kurulunun toplanamaması, uzun süredir şirketin gayri faal olması, ortaklardan birinin yürt dışında olması ve ortakların birbirleriyle iletişim halinde olmaması, şirketin ortaklar üzerinde bir yük oluşturması, şirketi temsilen yetkilisinin ve organının olmaması sebebiyle davalı -----unvanlı şirketin muhik nedenlere dayanarak fesih ve tasfiye edilerek tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda mahkemece; davanın yönlendirildiği tasfiye memurlarının davalı kooperatifin son tasfiye memurları olmadığı, adı geçenlerin pasif husumet sıfatının bulunmadığı gözetilerek, davacıya, davalı kooperatifin son tasfiye memurları ...'a dava açmak üzere süre verilmesi, açtığında, işbu dava ile birleştirilmesi, son tasfiye memurlarının varsa savunma ve delillerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan davalılarca pasif husumet sıfatlarının bulunmadığı yönünde yapılan savunma gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
müdürlüğü cevabi yazısı ve dosyadaki belgelere göre ihyası istenen kooperatifin 16.10.2019 tarihli genel kurulunda alınan fesih kararıyla tasfiye sonucu sicilden terkin olunduğu, davacının ihyası istenen kooperatife karşı munzam zarar istemli açtığı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/76 E sayılı (bozma öncesi 2014/824-2016/90 K) davasının derdest olması nedeniyle taraf teşkilinin sağlanması amacıyla tasfiye sonucu sicilden terkin olunan kooperatifin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı tasfiye memurları, derdest dava olmasına rağmen fesih işlemini gerçekleştirmekle usulünce tasfiye yapmadıkları için eldeki ihya davasında yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları doğrudur. Terkine dayanak son genel kurul toplantısında sadece fesih kararı alınmış, yapı kooperatifinin site işletme kooperatifine dönüştürülmesine dair bir karar alınmadığından fesih sonucu sicilden terkin olunan kooperatifin ihyasına karar verilmesi yerindedir....
Bu nedenle davacının geçmiş yıllara ilişkin olarak istediği kar payı varsa tespiti ve ödenmeside yapılacak tasfiye sonucu tasfiye memurunca karara bağlanacaktır. Bu nedenle reddedilmiştir. Davacının kayyım atanması ve tedbir taleplerinde de hukuki yararı kalmadığı anlaşılmış reddine karar vermek germek gerekmiştir....
nin fesih ve tasfiyesine, -Tasfiye memuru olarak şirket ortakları ... (TC: ...) ve ...'...