WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ayrıca fesih talebinin mutlaka fesih istenmesi şeklinde açıkça olması zorunluluğu yoktur. Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Taraflar tasfiye konusunda anlaşmadığı takdirde ortaklığın tasfiyesinin mahkemece TBK’nın 642 vd. madde hükümlerine uygun olarak yapılması gerekir....

    Noterliğinin 25/11/1983 tarih ve 13041 yevmiye nolu işlemi ile fesih ve tasfiye mukavelesi yapıldığını ve ticaret sicilden terkin edildiğini, müvekkili ve davalılar iştirak halinde kolektif şirkette hissedar olmalarına rağmen müvekkilinin bilgisi ve rızası olmadan tasfiye işleminin yapıldığını, tasfiye nedeni ile müvekkilinin büyük zarara uğradığını ileri sürerek ... Oğulları ... ve ... .... Şti.’nin ihyasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin amcası ...’a 1983 yılında içeriğini anlamadığı vekalet verdiğini, yapılan işlemlerin amcası tarafından kendisine bildirilmediğini, müvekkilinin hukuki muameleden dolayı sorumlu tutulmak istemediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      ın ortaklıktan çıkartılması için ...2.Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davanın ortaklık payının depo edilmemesinden dolayı reddedildiği ve kararın kesinleştiği, icra takip dosyasında davacı alacaklının borcunun halen ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulüne davalı ... Otobüsleri Tic. Ltd. Şti’nin fesih ve tasfiyesine, tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna tasfiye süresince aylık 2.000,00 TL ücret takdiri ile ücretin davalı şirket bütçesinden karşılanmasına, tasfiye sonrasında borçlu mütevvefa ...'ın hissesine düşecek tutarın davacı şirketin alacaklı olduğu icra dosyalarına ödenmesine karar verilmiştir Kararı, davalı ... Limited Şirketi vekili temyiz etmiştir. Dava, 6762 sayılı Yasanın 522.maddesi gereğince davalı şirket ortağının alacaklısı tarafından şirketin feshi istemine ilişkin olup, mahkemece alacaklının alacağının ödenmediği gerekçesiyle şirketin feshine karar verilmiştir....

        Davalılar tasfiye memurları ortaklıktan ihraç edilen davacının fesih tarihinde kooperatife üye olmadığını, tasfiyenin ana sözleşme ve kanuna uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacının diğer üyeler kadar olmasa da kooperatife yaptığı ödemeler olduğu, bu ödemelerin davacıya iade edilmediği ve tasfiye edilen kooperatifin uhdesinde kaldığı, davacının ortaklıktan doğan hakları yerine getirilmeden terkin yapılamayacağı gibi davacının kooperatif aleyhine açtığı mevcut davalarda da taraf teşkili için kooperatifin ihyasının gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tasfiye edilen kooperatifin ihyasına, ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için eski tasfiye memurları ..., ... ve ...'nin tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı tasfiye memurları temyiz etmiştir....

          H Ü K Ü M : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davanın KABULÜ ile; Davalı ------ uzun süredir genel kurullarının yapılmadığı,--------- ulaşılmadığı, fiilen faaliyet yapmadığı, ---- bulunmadığı anlaşılmakla; ------ kayıtlı davalı ----------FESİH VE TASFİYESİNE, 2- Tasfiye işlemlerini yerine getirmesi için resen------------ tasfiye memuru olarak ATANMASINA, 3-Tasfiye memuru için aylık --- ücret taktiri ile davacı tarafından ---- tasfiye ücreti avansının karar kesinleştikten sonra 2 hafta içerisinde Mahkememiz veznesine DEPO EDİLMESİNE, Tasfiye memurunun görevinin işbu ücretin depo edilmesinden sonra başladığının ilgili tasfiye memuruna BİLDİRİLMESİNE, 4- Malvarlığının yeterli olması halinde, davacı tarafından peşin depo edilen ücretlerin ve masrafların tasfiye hesabından tasfiye sırasında davacıya ÖDENMESİNE, 5-Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 59,30- TL harçtan peşin olarak yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye kalan14,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye...

            VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ'nin 6100 Sayılı TTK'nun 530/1. maddesi gereğince FESİH VE TASFİYESİNE, 2-Fesih ve tasfiyesine karar verilen davalı şirkete, mali müşavir ...'...

              Otomotiv Tekstil San ve Tic. Ltd. Şti.'nin ortaklarının ..., ... ve ... olduğu, ortaklardan ... tarafından şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi talepli olarak İzmir ... ATM'nin ... Esas sayılı davasının açıldığı, şirketin en son 03/05/2012 tarihinde belirlenen müşterek yetkili temsilcilerinin ... ve ... olup yetki sürelerinin 03/05/2017 tarihinde sona erdiği, yetki süresi biten temsilcilerin şirketin olağan ve basit işlerini yürütmesi mümkün ise de, şirketin feshi davasında şirketin temsil edilmesinin önemli işlerden olduğu, bu nedenle yetki süresi biten temsilcinin bu tür davalarda şirketi temsil edebilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki fesih ve tasfiye davasının davacısı ...'ün diğer büyük ortak ... ile müşterek temsil yetkisine sahip olduğu, ...'ün fesih ve tasfiye davasında davacı konumunda olması karşısında diğer müşterek temsilci ...'...

                Noterliği'nin 20/12/2016 tarih ve 15717 yevmiye numaralı belge ile adi ortaklık sözleşmesi tanzim edildiğini, davacının, bir süre ortaklıkta kaldıktan sonra davalının, davacının ortaklıktan doğan haklarını engellemeye çalıştığını, bunun üzerine ortaklığın devam edemeyeceğini anlayan davacının, davalıya ortaklıktan ayrılmak istediğini söylediğini fakat davalının buna zarı olmasına rağmen herhangi bir sözleşme imzalamaya yanaşmadığını, davalının bu hareketleri sonucunda TBK 633 hükmüne istinaden davalıya Çarşamba 1.Noterliği aracılığıyla fesih bildiriminde bulunarak ortaklığı tek taraflı olarak feshettiğini, TBK 634 ve 636.maddelerinin düzenlendiğini, buna göre ortaklıktan çıkan ortak fesih bildiriminde bulunduğu tarihte muaccel olan ve muaccel olacak her türlü borçtan diğer ortaklarca kurtarılması ve fesih anında ortaklık tasfiye olsa idi kendisine düşecek olan tasfiye payının ödenmesi gerektiğini, davacının, davalıya gönderdiği fesih bildirimi ile birlikte TBK'nun ilgili maddeleri de hatırlatılarak...

                Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu şirketin sermayesini kaybettiği, şirket ortaklarının birbirlerine karşı olan güveninin kalmadığı, birlikte çalışma iradesinin bulunmadığı bu haliyle şirketin fesih ve tasfiyesi gerektiği, ayrıca şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğinde, diğer ortağın çıkma ve ayrılma akçesi ödenmesi talepleri konusuz kalacak olup, tasfiye neticesinde alacak borç durumları tasfiye memurunca hesaplanacağı, birleşen dava şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik olup, davayı açan, iki ortaklı limited şirketinin yetkili temsilcisi ... olup, fesih ve tasfiye davasının şirket aleyhine açılması gerekmekte ise de, temsilci olan ortağın davacı olduğu dikkate alınarak, diğer ortağın fesih ve tasfiye davasında, şirketi temsil etmesi gerekmesi nedeniyle, diğer ortak olan ...’a husumet yöneltilmesinde sakınca olmadığı, ancak fesih ve tasfiyeye yönelik olan birleşen davada davalı gösterilen ...'...

                  Yapı Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin fesih ve tasfiye edilerek ticaret sicilinden terkin edilmesi sonucu tüzel kişiliği son bulduğundan sözü edilerek davada husumet ehliyeti kalmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Türk Ticaret Kanununun 552.maddesi yollamasıyla limited şirketler hakkında da uygulanması gereken aynı yasanın 446/son maddesi gereğince tasfiye sonucunda düzenlenecek son ve kesin bilançonun şirketin genel kuruluna sunulmasından ve aynı kanunun 447.maddesinde öngörülen işlemlerin tamamlanmasından sonra şirketin sicilden terkini için başvuru hakkı doğar. Gerçekte şirketin tasfiye işlemleri tamamlanmamış ve yasal tasfiye koşulları tamamen yerine getirilmemiş ise tasfiyenin kapatılıp ticaret sicilinden kaydının silinerek şirketin tüzel kişiliğinin sona erdirilmiş olması tasfiyenin yasa ve usule uygun düşmemesi nedeniyle, tasfiye işlemleri sırf şekil koşulları yerine getirilmekle sona ermiş sayılmaz....

                    UYAP Entegrasyonu