davacı tarafa açılan bu davanın fesih tasfiye davası mı yoksa iflas davası mı olarak açıldığını açılamak üzere süre verilmiş, şirkletin-----sicil kaydı ile ortak ve yetkililerini içeren bilgiler celp edilmiş, şirket ortağı olan davacıya şirketin mali tabloları ve bilançolarını sunması için süre verilmiştir.Davalı şirkete tensip zaptı ve dava dilekçesinin T.K. 35....
Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nun 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. O halde mahkemece; bütün bu açıklamalar ışığında,taraflar arasında düzenlenen 31/12/2011 tarihli "Ortak Girişimin Feshi'' sözleşmesinin muvazaalı olduğu ve ortaklığın fesih ve tasfiyesinin henüz gerçekleşmediği nazara alınmak suretiyle, uyuşmazlığın; yukarıda açıklanan maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken,bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
Geri Dönüşüm Metal İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi kayıtlarının incelemesinde; şirket ortaklarının davacı ... ve dava dışı ..., şirket merkez adresinin Gebze/Kocaeli olup şirketin Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde kayıtlı olduğu belirlenmiştir. Her ne kadar davacı tarafça davalı ... tarafından kandırılarak ... Geri Dönüşüm Metal İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin açıldığı, daha sonra bu şirket bilgileri kullanılarak şahısların dolandırıldığı ve kendisinin de mağdur olduğundan bahisle şirketin kapatılarak tasfiyesine karar verilmesine yönelik olarak fesih ve tasfiye davası açılmış ise de; fesih ve tasfiye davasının fesih ve tasfiyesi istenen şirket hasım gösterilerek ve şirket merkezinin bulunduğu yerde açılması gerektiği, şirket ortağı dahi olmayan gerçek kişiye husumet yöneltilemeyeceği, incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davanın husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir....
devamının ve kuruluş amacının gerçekleşmesinin imkansız hale geldiğini ileri sürerek, davalı şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesini talep ve dava etmiştir....
Davalılar ise yargılama sırasında tasfiye olmadan alacak isteminin dinlenemeyeceğini savunmuşlardır. Mahkemece adi ortaklığın feshi ile ilgili dava müracaata kalıp yasal süresi içinde yenilenmediği gerekçesiyle ortaklığın feshi ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına, ortaklığın vergi, prim ve telefon borçları nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemelerden dolayı davalı hisselerine düşen kısımların ödetilmesine karar verilmiştir. Adi ortaklıkta fesih ve tasfiye olmadan alacak konusunda karar verilemez. Adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemleri resen fesih ve tasfiyeyi gerektirdiğinden sadece davacı vekilinin bu konudaki beyanı esas alınarak adi ortaklığın feshi talebi konusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir....
Yerel mahkemece dosyaya sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda " müflis bankaya fesih öncesinde ve fesih tarihinde 13 ve fesih sonrasında 16 işçinin işe alındığı, fesih öncesinde ve fesih tarihinde 64 işçinin, fesih sonrasında da 17 işçinin işten ayrıldığı, en çok ayrılmaların Temmuz-Eylül-Kasım/2019 ve Ocak/2020 aylarında, en fazla işçi aliminin ise Aralık/2019 ayında (fesih sonrası ayda) olduğu, davacının 29.11.2019 tarihinde işten çıkartıldığı, ancak davalı müflis bankaya 03.12.2019 tarihinde davacı ile aynı pozisyonda Sayime REYHANOĞLU’nun işe alındığı belirlenmiştir. (Fesih öncesi ve sonrası davacının çalıştığı İflas İdaresi İşlemleri Müdürlüğü’nde işçi sayısı (5 işçi) değişmemiştir.)...
Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya(ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse) zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir. Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nın 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır....
nın tasfiye memuru olduğundan hakkında husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, sicil kaydının silinme işlemleri kanun hükmü gereği olmakla birlikte, 06.10.1997 tarihinde fesih ve tasfiye işlemlerinin tamamlandığını, şirketin tasfiyesi hukuka ve mevzuata uygun bir şekilde tamamlandıktan sonra kaydının sicilden silindiğini, müvekkilinin tasfiye memuru olup davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, birleşen dosyada müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, tasfiye sonucu sicilden terkin olunan şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Yapılan incelemede, şirketin hem organsız kalması nedeniyle hem de uzun süredir pasif olup tasfiyesinde davacı yönünden haklı neden bulunduğundan fesih ve tasfiyesine, vasinin talebi uyarınca kendisinin tasfiye memuru olarak atanmasına, davanın niteliği gereği yargılama giderinin davalı şirketten tahsil edilmesine, tasfiye giderlerinin ise sonuçta şirketten alınmak şartıyla şimdilik davacı tarafça karşılanmasına karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : 1-Davacının davasının KABULÜNE, ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün...sicil numarasında kayıtlı ... Ltd. Şti'nin haklı nedenle ve organ eksikliği nedeniyle FESHİNE VE TASFİYESİNE, 2-Tasfiye memuru olarak ... T.C kimlik nolu ...'...
, bu kez -----Asliye Ticaret Mahkemesi kararının ------ tescil ve ilanını talep ettiğini, ------talebi üzerine bu kez tasfiye kararının tescil ve ilanı için sicil müdürlüğüne müzekkere yazıldığını, müzekkere tarihinden önce şirket hakkında ticaret sicil memurluğunca re’sen terk işlemi uygulandığını, bu nedenle tescil ve ilan işleminin yapılamayacağının belirtildiğini, mahkemenin şirketin tasfiyesi kararının re’sen terk nedeni ile ilan edilmediğinden müvekkilinin emekli olamadığını, ticaret sicil müdürlüğünce ihya kararına ihtiyaç duyulduğunun belirtildiğini, ihya kararı ile tasfiye kararı birlikte ilan ve tescil edilebileceğini belirterek ------- münhasıran tasfiye işlemlerinin tamamlanmasını sağlayan tescil ve ilan işlemine yönelik olmak üzere şirketin ihyasına, yargılama masraf ve ücretlerin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....