Maddenin gerekçesinde de; kişilerin masumiyet karinesinden yararlanma hakkını ihlal etmemek, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını engellememek ve özel hayatın veya haberleşmenin gizliliğini ihlal etmemek kaydıyla, soruşturma evresindeki işlem içeriklerinin haber konusu yapılmasının haber verme hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, kişi hakkında yakalama kararı veya zorla getirme emri verilmiş olduğunun, bu karar veya emrin icra edilmekte olduğunun veya icra edildiğinin, kişinin şüpheli sıfatıyla gözaltına alınmış olduğunun, kişinin konutunda veya işyerinde arama yapılmakta olduğunun veya yapıldığının haber konusu yapılmasının gizliliğin ihlali olarak değerlendirilemeyeceği ifade edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2020/15885 Esas sayılı icra takip dosyasında icra emrin yer alan alacak kalemlerinin:-340.117,00 TL ilamda yazılı alacağın 15/06/2005 tarihinden faiz işleyecek kısmı,-905.231,13 TL Gecikmiş gün faizi,-2.550,00 TL İlamda yazılı asıl alacağa dava tarihinden itibaren faiz işleyecek kısmı,-7.296,65 TL Geçmiş gün faizi,-1.850,00 TL İlamda yazılı yargılama gideri,-1.719,28 TL Geçmiş gün faizi,-1.000,00 TL İlamda yazılı vekalet ücreti,-929,34 TL Geçmiş Gün faizi olmak üzere toplam 1.260.693,40 TL olarak düzeltilmesine, " karar verildiği görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen dosya kapsamı itibariyle; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, davacı borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri ödeme emrin tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Görüldüğü üzere, usulsüz yapılan tebliğ, mutlaka batıl olmayıp, muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacaktır (HGK'nun 05.06.1991 tarih, 1991/12- 258 E.-1991/344 K. sayılı kararı). Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için ise usulsüz de olsa bir tebligatın varlığı ön koşuldur....
İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; 03/04/2016 tarihinde Şırnak İl Merkezinde icra edilecek olan operasyonel faaliyet kapsamında görevlendirilen davacıya ilgili emrin tebliğ edilmesine rağmen davacının operosyonel faaliyete katılmadığının tespiti üzerine, Geçici Köy Korucuları Yönetmeliği'nin 17'nci maddesinin (ç) bendi, (ğ) fıkrası gereğince; "kontrol, genel arama, iz sürme gibi operasyonel faaliyetlerle görevli güvenlik güçlerinin bu yönetmelikte belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde çağrılmasına rağmen göreve katılmamak, katıldıktan sonra izinsiz terk etmek" maddesine istinaden görevden çıkarılması yönünde getirilen teklif üzerine Şırnak Valilik Makamı'nın 02/05/2016 tarihli onayı ile Geçici Köy Korucusu görevinden çıkarılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği, söz konusu işlemin 05/06/2016 tarihinde usulüne uygun olarak bizzat davacıya tebliğ edildiği, davacının bu tarihten sonra 60 günlük dava açma süresi içinde, sürenin son gününün adli tatile denk gelmesi...
Yargılama sonunda verilebilecek karar ve hüküm türlerinin sayıldığı CMK'nın 223. maddesinin; “ceza verilmesine yer olmadığı kararı” verilebilecek durumların belirtildiği 3. fıkrasında, “Sanık hakkında; a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, b)Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi, c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması, d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”, 4. fıkrasında; “İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen; a) Etkin pişmanlık, b) Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı, c) Karşılıklı hakaret, d) İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir...
Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.12.2012 tarih ve 2009/99-2012/283 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalılar tarafından yazılan ve diğer davalı şirket tarafından basımı gerçekleştirilen “SGK (SSK) Uygulamasında Sektörel Asgari İşçilik” adlı kitapta müvekkili tarafından hazırlanan “Sigorta Müfettişleri Eğitim Notu ve Çalışma Talimatı” adlı eğitim kitabının, 2003/1 sayılı iç emrin ve tüm kurum müfettişlerine gerek basılı ve gerekse manyetik ortamda dağıtılan “Belgeli Turizm İşletmeleri, MEB'e Bağlı Özel Dershaneler, Motorlu Taşıt Sürücü Kursları, Karayoluyla Yolcu Taşımacılığı Yapan Otobüs İş yerleri ve Profesyonel Futbol Kulüpleri...
nın personel yetersizliği, binanın fiziki yetersizliği ve yasaya aykırı yazılı emrin suçunu davalıya yükleyemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ... vekili, infaz koruma baş memuru olarak görev yaptığını, görev ve sorumluluklarının yasada belli olduğunu, olayın meydana geldiği gün üzerine düşen denetleme görevini yerine getirdiğini, ceza dosyasında beraatine karar verildiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davalılar ..., ..., ..., ..., S...., ... ve ... hakkında açılan davanın reddine, davalılar ..., ... ve ... mirasçıları yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur....
Yargılama sonunda verilebilecek karar ve hüküm türlerinin sayıldığı CMK'nın 223. maddesinin; “ceza verilmesine yer olmadığı kararı” verilebilecek durumların belirtildiği 3. fıkrasında, “Sanık hakkında; a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, b)Yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi, c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması, d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi, hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.”, 4. fıkrasında; “İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen; a) Etkin pişmanlık, b) Şahsî cezasızlık sebebinin varlığı, c) Karşılıklı hakaret, d) İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı, dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir...
ortalama 31 adet hapa denk gelen MDMA içeren uyuşturucu hap, sigara paketi içinde 5 fişek daralı 14.43 gram esrar, poşet içinde kavanozda daralı 330 gram net 19.6 gram esrarın ele geçirildiği, maddelerin Batman Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen 28.06.2019 tarihli arama ve el koyma yazılı talimatına istinaden, sanığın birlikte yaşadığı dini nikahlı eşi tanık ...’e ait olan ...sayılı ikametgah ile sanığın iş yeri adresi olan ... sayılı iş yerinde ele geçirildiği, ancak 28.06.2019 tarihli arama ve el koyma yazılı talimatında dosya ile ilgisi olmayan ..." sayılı adres ile ilgili olarak arama emrinin verildiği, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda suça konu maddelerin ele geçirildiği adresler ile ilgili olarak, usulüne uygun şekilde 5271 sayılı Kanun'un 16-117 ve 119 uncu maddeleri kapsamında "adli arama kararı" veya “yazılı adli emrinin” bulunup bulunmadığının araştırılması yoluna gidildiği, ilgili kollukça verilen cevabi yazıda dosya kapsamında aramalara konu edilen yazılı adli emrin...
SAVUNMA: T6 A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; İstanbul Havalimanı'nın faaliyete geçmesi ile birlikte müvekkii şirketin işletmekte olduğu Atatürk Havalimanı'nın kalıcı olarak kapatıldığını ve buna bağlı olarak müvekkili şirketin ticari faaliyetinin sona erdiğini, ilk olarak Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından 04/07/2018 tarihli yazı ile Atatürk Havalimanı'ndan İstanbul Havalimanı'na büyük taşınma gerçekleştiğinde Atatürk Havalimanı'ndaki uçuşların durdurulacağının bildirildiğini, müvekkili şirketin Atatürk havalimanındaki faaliyetlerinin son bulması ve yeni havalimanı işletilmesi işinin başka bir şirkete ihale edilmesi sebebiyle müvekkili bünyesinde çalışan yaklaşık 4500 işçinin iş akdinin sona erdirdiğini, fesih kararının keyfi ve irade bir şekilde alınmadığını, yasal emrin icrasının yerine getirildiğini, T6 başına ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğunu, iş akdi feshedilen işçilerin kendisine bağlı olmayan ayrı bir tüzel kişiliğe sahip, çalışanlarında farklı özellikler arayan...