Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Acele hâllerde verilen sözlü emir, en kısa sürede yazılı hâle dönüştürülerek mümkün olması hâlinde en seri iletişim vasıtasıyla ilgili kolluğa bildirilecek, aksi hâlde ilgili kolluk görevlilerince yazılı emrin alınması sağlanacaktır. Ancak, kolluk görevlisi emrin yazılı hâle getirilmesini beklemeden sözlü emrin gereğini yerine getirmek zorundadır. "Gizli soruşturmacı görevlendirilmesi" başlıklı CMK’nun 139. maddesi; "(1) (Değişik: 21/2/2014–6526/13 md.) Soruşturma konusu suçun işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka surette delil elde edilememesi hâlinde, kamu görevlileri gizli soruşturmacı olarak görevlendirilebilir. Bu madde uyarınca yapılacak görevlendirmeye hâkim tarafından karar verilir. (Mülga son cümle: 24/11/2016-6763/27 md.)(…) (2) Soruşturmacının kimliği değiştirilebilir. Bu kimlikle hukukî işlemler yapılabilir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2020 NUMARASI : 2019/540 Esas - 2020/465 Karar DAVA KONUSU : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T6 Kurumu Müdürlük denetmenleri tarafından düzenlenen 28/08/2019 tarihli, 2019/MEB/053 sayılı rapora dayanılarak asgari ücret desteklerinin iptal edildiğini, destek tutarlarının geri alındığını, 14.291,00 TL idari para cezası verildiğini, aynı denetleme raporuna dayanılarak 5510 sayılı Kanunun 86/7 maddesi gereğince yazı eki tablolarda kimlik bilgileri yer alan sigortalılar için 2018/09, 2019/01 ve 2019/05 dönemlerine ait primlerin eksik yatırıldığı ve listede belirlenen tutarların ödenmediği takdirde gecikme zammı ile tahsil edileceğinin bildirildiğini, kurumun prim borcu olarak hesapladığı tutarın 69.185,50 TL'nin 10/10/2019 tarihinde kurumun ilgili ünitesine ödendiğini, bu emrin kanuna aykırı olduğunu, bu sebeple kuruma başvuruda bulunduklarını...

    Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı T3 Tarafından borçlular T6 ve T1 hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlanıldığı, T1'ın borçlu ve ipotekli taşınmazın hisseli maliki olduğu, taşınmazın müşterek mülkiyete tabi taşınmaz olduğu, diğer müşterek malik T7 da ipotekli taşınmazın diğer hissedarı ipotek borçlusu olduğu, T7 takipten önce vefat ettiği, icra emrin borçlu T1'a 21.01.2019 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, borçlu tarafından 18.02.2020 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İİK.'nın 134. maddesinde ihalenin fesih nedenleri teker teker belirtilerek gösterilmemiştir. Sadece (ihalenin Borçlar Kanununun 226. maddesinde yazılı), (satış ilanının tebliğ edilmemiş olması), (satılan malın esaslı niteliklerindeki hata) ve (ihaledeki fesat) nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının ağaçlandırma bedeli adı altında mevzuatta yer verilmeyen bir ücret talep ettiğini, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek alacak talebinde bulunduğu, yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde her ne kadar davacının bu bedeli talepte haklı olduğu belirtilmiş ise de, bu rapor hükme esas alınmamış, emsal olarak sunulan, istinaf denetiminden geçerek kesinleşen ve güçlü delil niteliğinde bulunan Ankara 5.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/174 Esas, 2017/355 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, ilave ağaçlandırma bedelinin bakanlık oluru ile talep edildiği, emrin normlar hiyerarşisine aykırı olmadığı, idari işlemin iptaline yönelik açılmış bir davanın da olmadığı anlaşılmakla, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir....

    arasındaki tek farkın bir kelimenin yer değiştirilmesi olduğunu, karşı tarafın kasten borçlu olduğu müvekkili şirkete karşı bu iddiayı öne sürdüğünü, itirazda bulunan şirketinde müvekkiline borcunun bulunduğu başka dosyalarında bulunduğunu, tamamen organik bağları bulunan ve adeta alacaklıları kandırma kastıyla kaşe basmak suretiyle çekin başka bir şirket çeki olduğunu iddia eden karşı tarafın itirazlarının kötü niyetli ve hatta suça konu teşkil ettiğini, ihtiyati hacze itiraz sürelerinin geçtiğini, çekin yasal olarak zorunlu tüm unsurları taşıdığını, karşı tarafın sehven ve/veya aldatma kastıyla basmış olduğu kaşede bir diğer kendi şirketinin vergi kimlik numarasının bulunmasının kabul edilebilir bir itiraz olmadığını, ihtiyati hacze itiraz eden tarafın zaten taraflarına borçlu olduğunu, işbu çekin borca karşılık kendileri tarafından verildiğini, imzaya da hiçbir aşamada itiraz edilmediğini ve çekte yazılı uncan ...AŞ'nin müvekkili şirket ile yaptığı sözleşme ve diğer icra dosyasının ödeme emrin...

      İşlemlerinin yapılmamasına dair ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu nedenle bu müvekkili yönünden aleyhine yapıları icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini; Davacı banka ile müvekkilleri arasında akdedilen sözleşmelere aykırı bir şekilde talepte bulunulduğunu, sözleşmede borçlanılan rakam ile bu rakama uygulanacak faizlerin belli olduğunu, buna rağmen bu rakamın çok üstünde bir alacak ve faiz farkının talep edildiğini, bugüne kadar davalılar ve ----- tarafından ödenen rakamların gerçek borçtan düşülmesi ile böyle bir borcun varlığından bahsedilemeyeceğinin ortaya çıkacağını, davaya ---- ve sözleşmede borçlu olarak görülen gerçek ve tüzel kişilerin ödeme dekontlarının davacı banka tarafından istenerek dosyaya getirtilmesini ve ----oluşacak heyete inceletilmesi halinde davanın bu yönü ile aydınlatılması için faydalı olacağının kanaatinde olduklarını, davacının davalı --- hakkındaki iddiasını çok yüzeysel bulduklarını, ---- gönderilen ödeme emri zarfında ismine yer verilmesine rağmen emrin...

        verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.Davalı vekili, istinaf sebebi olarak; dava konusu olaya ilişkin olarak SPK'nın yaptığı inceleme dosyası celbettirilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin SPK'nın denetiminde olduğunu, bu konuda SPK'nın dosyasının celbini istediklerini, nitekim SPK tarafından davacının şikayet konusu işlem iptaline ilişkin mevzuata aykırılık nedeniyle müvekkiline cezai ya da idari bir yaptırım uygulandığına dair bir bildirim yapılmadığını, SPK mevzuatı ve taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkili şirketin işlemleri iptal yetkisi bulunduğunu, konunun tebliğin 29.maddesinde düzenlendiğini, müvekkilinin de bu yetkisini kullandığını, müvekkilinin davacıdan aldığı emirlerle gerçekleştirilen işlemlerle ilgili koruma amaçlı işlemleri likidite sağlayıcı kuruluşla yapabilmek için emirleri bu kuruluşa gönderdiğini, ancak bu kuruluşun işlemleri geçersiz fiyattan yapması nedeniyle koruma amaçlı işlemleri iptal ettiğini, davacının verdiği toplam 208 emrin...

          bankacılık şube müdürlüğü görevinden, Akaretler özel bankacılık şubesine özel bankacılık müşteri ilişkileri yöneticisi olarak atandığının bildirildiği, davacının aynı tarihte yazılı olarak nakil teklifini kabul etmediği, davacıya, müfettiş raporunda belirtilen üç olay nedeniyle Disiplin Kurulunun 28/03/2011 tarih ve 60734 sayılı yazısı ile unvan indirimli ağır kınama cezası verildiği, aracı kuruluşlarin türev araçların alım satımına aracılık faaliyetlerinde düzenleyecekleri belgeler ve kayıt düzeni hakkındaki tebliğin 5. maddesinde, aracı kuruluşun, müşterilerinden işlemler ve obsiyon borsalarında gerçekleştirmek üzere herhangibir emir aldığında, bir emir formu düzenlemekle yükümlü olduğu, emirlerin yazılı olarak alınması halinde emir formunda müşterinin imzasının bulunmasının zorunlu olduğu, müşterilerden telefon veya benzeri iletişim araçları ile veya sözlü olarak verilmiş emirlerin, alındıkları anda müşteri imzası aranmaksızın yazılı hale getirilmesinin zorunlu olduğu, emir formunda, emrin...

            HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2310 KARAR NO : 2021/2039 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HATAY İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/04/2021 NUMARASI : 2020/299 ESAS 2021/331 KARAR DAVA KONUSU : İcra Emrin KARAR : Hatay İcra Hukuk Mahkemesi'nin 30/04/2021 tarih 2020/299 esas 2021/331 karar sayılı mahkeme kararının davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle;davacı borçlu adına kayıtlı bulunan Hatay İli Antakya İlçesi Kavutçu Mahallesi 973 parsel sayılı taşınmazlar üzerine davalı alacaklı banka lehine kurulan üst limit ipoteğine dayalı olarak Hatay İcra Müdürlüğü'nün 2016/13374 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine geçildiğini, alacaklı bankanın icra takibine başlamadan önce İcra İflas Kanunu'nun 150/ı maddesi gereğince müvekkiline muacceliyet ihtarı gönderdiğini...

            Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri veya bu emrin alınamadığı hâllerde ise kolluk amirinin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları, eşyası ve aracı aranamaz, konutuna girilemez ve buradaki eşyaya el konulamaz. Cumhuriyet başsavcılıklarınca, arama ile ilgili kararları vermek üzere, yirmidört saat süreyle bir nöbetçi Cumhuriyet savcısı görevlendirilir. Yetkili merciin yazılı emri yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde, el koyma kendiliğinden kalkar” hükmüne yer verilmiştir. Kolluk görevlilerinin yaptıkları işlem en basit haliyle arama işlemidir. Arama yapılabilmesi için bu durumda CMK’nın 119. maddesi gereğince hakim kararı veya Cumhuriyet savcısının yazılı veya sözlü talimatı ya da kolluk amirinin yazılı emir vermesi zorunludur. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda rızaen aramaya yer verilmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu