Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava; paydaşlar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler....

    Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır....

      Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Asıl dava, taşınmaza yapılan zorunlu ve faydalı masrafların tahsili, olmazsa tespiti, birleştirilen dava ise ecrimisil isteğine ilişkindir....

        Davalı ... vekili; taşınmaz üzerindeki dükkanların kendileri tarafından yapılıp kiraya verildiğini, davacıların ecrimisil bedellerini ödemek zorunda olmadıklarını, kiraya verenin malik olması gerekmediğini, davacının halen ödenmemiş 996,05 TL kira borcu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

          Buna göre bölge adliye mahkemesince; usul ekonomisi ilkesi gereğince borçlu tarafından sunulan ecrimisil ödeme belgeleri üzerinde durularak, bu konuda alacaklıya da diyecekleri sorulduktan sonra ödenen ecrimisil bedelinin itirazın iptali davasına konu kira dönemlerine ilişkin olup olmadığının gerekirse bilirkişi aracılığıyla tespiti ile bu dönemlere ilişkin ödenen ecrimisil bedeli var ise bu ödemenin dava tarihi sonrası ödenmiş borç miktarı olarak kabul edilmesi ile birlikte tahsilde tekerrüre meydan verilmemesi kaydıyla yukarıdaki açıklamalar da nazara alınarak infaz sırasında değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Açılan davanın; ecrimisil istenilen yerlerin kira sözleşmesinin konusu olan yerler olduğunun belirlenmesi amacıyla, sulh hukuk mahkemesinde açılıp görülen muarazanın giderilmesi davası olmadığı açıktır. Taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklı olarak hiçbir ihtilafın bu davayla çözümü istenilmemektedir. Davalı Belediye Başkanlığının, kira sözlemesi dışında kalan yerlerin davacı tarafça haksız işgal nedeniyle tahakkuk ettirilen ecrimisil bedelinden dolayı borçlu olmadığın tespiti istenildiğinden, davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince bu yerler belirlenip, istenilen ecrimisil bedelinin yerinde olup olmadığı belirlenmelidir. Bu belirleme yapılırken elbetteki taraflar arasındaki kira sözleşmesine konu yerler hariç tutulacaktır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Açılan davanın; ecrimisil istenilen yerlerin kira sözleşmesinin konusu olan yerler olduğunun belirlenmesi amacıyla, sulh hukuk mahkemesinde açılıp görülen muarazanın giderilmesi davası olmadığı açıktır. Taraflar arasındaki kira ilişkisinden kaynaklı olarak hiçbir ihtilafın bu davayla çözümü istenilmemektedir. Davalı Belediye Başkanlığının, kira sözlemesi dışında kalan yerlerin davacı tarafça haksız işgal nedeniyle tahakkuk ettirilen ecrimisil bedelinden dolayı borçlu olmadığın tespiti istenildiğinden, davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesince bu yerler belirlenip, istenilen ecrimisil bedelinin yerinde olup olmadığı belirlenmelidir. Bu belirleme yapılırken elbetteki taraflar arasındaki kira sözleşmesine konu yerler hariç tutulacaktır....

            ecrimisil ödemek zorunda kaldığını, bakiye ecrimisil borcunun da yapılan anlaşma gereği taksitler halinde ödeneceğini, Zonguldak 3....

            Bu husustaki çelişki giderilmeden ve gerekçesi gösterilmeden bu rapora göre karar verilmesi, Kabule göre de; 3)Ecrimisil bedeli tayin edilebilmesi için el atma nedeniyle davacıların bu yeri kullanmamasından dolayı kazanç kaybına uğraması gerekmektedir. Bu itibarla, taşınmazın üzerinden geçen enerji nakil hattı nedeni ile davacının nasıl bir gelir kaybına uğradığı, mahrum kaldığı gelirin ne olduğu sorularak, delillerini dosyaya ibrazı istendikten sonra, ecrimisil talebinin haklılığına mahkemece kanaat getirilmesi durumunda, ecrimisil bedelinin tespiti için mahallinde yeni bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, alınacak rapor doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve geçerli olmayan gerekçe ile karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

              Davacı; 30/11/2006 tarihinde işyerini kapattığı halde davalı tarafından 1998 - 2011 yılları arasını kapsar şekilde oda üyelik aidatının ödenmesi için ihtar yazısı gönderildiğini, 5362 sayılı Kanun'un 7. ve 8. maddeleri uyarınca vergi mükellefi olmayan kişilerin oda üyeliğinin söz konusu olamayacağını belirterek, oda üyelik kaydının faal olmadığı, önceki borçların da zamanaşımına uğradığı ve davalı odaya 1998-2011 yıllarına ait aidat borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile “Davacının davalı ... Odasına 1998-2006 dönemine ilişkin olarak aidat borcu olmadığının tespitine” kararı verilmiştir. Davacı tarafından 1998-2011 tarihleri arasında borçlu olmadığının tespiti istenmiş olmasına karşın, mahkemece hükümde 1998-2006 tarihleri arasında borçlu olmadığının tespitine karar verilerek, 2006-2011 yılları arasındaki dönem için hüküm kurulmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu