Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan; davacı tarafından bu konuda gerekli diğer yönetmelikler düzenlenmeden deprem bölgeleme sistematiğinden vazgeçilmesinin tekniğe, hukuka ve kamu yararına aykırı olduğu iddialarına ilişkin olarak yapılan incelemede; ülkemizin deprem ülkesi olarak nitelendirildiği gerçeği dikkate alındığında; deprem tehlikesinin ülkemizin her metrekaresinde tespit edilebilmesi, yeni yapılacak yapıların deprem tehlikesine karşı tasarlanması, mevcut yapıların bu bilinçle güçlendirilmesi suretiyle deprem riskinin azaltılması faaliyetlerinde kullanılmak üzere Türkiye Deprem Tehlikesi Haritasının ve buna ilişkin parametre değerlerinin tespit edilmesinin amaçlandığı, bu amaç doğrultusunda ülkemizin deprem geçmişi, deprem konusundaki son 20 yıllık hukuki ve teknik gelişmelere bakılarak, deprem konusunda başarılı olan ülkelerin de (ABD ve AB ülkeleri gibi) bölge teriminden uzaklaşarak daha hassas ve uygulanabilir yöntemleri kullandığı (SHARE projesi, Avrupa Deprem Tehlike Haritası) göz önüne alınarak...

    Sigorta A.Ş. eksperi tarafından düzenlenen 01.11.2011 tarihli Deprem Ekspertiz Raporu'nda; ilk deprem sonrası binada sadece boya, dış cephe ve zemin seramik hasarları için 10.520 TL tazminat ödemesi yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmış olması da yukarıda verilen sonuçları doğrulamaktadır. Yine ilk deprem sonrası Van Valisi ile diğer yetkililerin, büyük bir depremden sonra fay hattının enerjisini boşalttığını, bu nedenle yıkıcı bir deprem beklenmediğini bildirip, evlere girilebileceğini basın yolu ile ifade etmeleri, ilk deprem nedeniyle yurt içinden ve yurt dışından gelen yardım kuruluşu görevlileri ile gazetecilerin ve bu arada bir kısım kamu görevlilerinin güvenli buldukları için ......

      İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır. İhtiyati haciz kararı tebliğ edilmiş ise itiraz süresinin kararın tebliğinden itibaren 7 içinde yapılması gerektiği açıktır. Somut olayda, ihtiyati haciz kararı verildikten sonra, istinaf eden davalılar vekiline tebliğ edildiği ilk derece mahkemesi dosya kapsamından anlaşılamamıştır. Keza 17/01/2023 tarihinde hazırlanan 22/01/ 2023 tarihinde tebliğ edilen ön inceleme tensip tutanağı tebliğine ekli evrakının İhtiyati Haciz kararı olup olmadığı belirlenememiştir. İhtiyati haciz kararı 23/01/2023 tarihli haciz işlemi ile infaz edilmiş ise de; borçlulara haciz tutanağının tebliğ edildiğine ilişkin icra dosyası kapsamında delil bulunmadığı anlaşılmıştır. 13/04/2023 tarihli oturumda hazır olan T6' ün beyanı alınmış , ihtiyati hacze yönelik beyanda bulunmamış , T13 vekilinin ise ön inceleme duruşmasına mazereti nedeni ile katılmadığı belirlenmiştir....

      Tahkim Heyetince, taşınmazda oluşan riskin deprem nedeniyle meydana gelmediği yapısal kusurlardan dolayı meydana geldiği, deprem hadisesi ile riskli bina tespiti arasında illiyet bağı kurulmadığından davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK 266 ve devamı maddeleri gereğince çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir, hükmüne yer verilmiştir. Tahkim Heyetince, davalının sorumlu olup olmadığı hususunda bilirkişiden rapor alınmışsa da hüküm kurmaya elverişli değildir....

        DASK poliçenizin yenilemesinin yapılmaması durumunda, zorunlu deprem sigortası ve deprem ve yanardağ püskürmesi teminatının ilgili hükümleri uygulanacaktır... 587 Sayılı KHK kapsamında zorunlu deprem sigortasına tabi binaların yangın sigortasına ek olarak verilen isteğe bağlı deprem ve yanardağ püskürmesi teminatında sigorta şirketi, sözleşmenin yapıldığı tarih itibariyle zorunlu deprem sigortası poliçesine esas teşkil eden teminat limitinin üzerindeki tutardan (artan sigorta bedeli) sorumludur...” ibareleri yer almaktadır. Dosya kapsamında davacıya 23.4.2008 tarihinde kullandırılan 48 ay vadeli konut kredisi nedeniyle dava konusu taşınmaz için düzenlenmiş 24.4.2008-24.4.2009 ve 24.4.2009-24.4.2010 tarihlerini kapsayan iki adet zorunlu deprem sigorta poliçesi mevcut ise de, 24.4.2010 tarihinden sonrası için herhangi bir zorunlu deprem sigorta poliçesi mevcut olmayıp ... ilinde 23/10/2011 ve 09/11/2011 tarihlerinde meydana gelen deprem nedeniyle dava konusu taşınmaz hasar görmüştür....

          Poliçesi” nedeniyle depremde hasar gören binada oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir....

            Bunun yanında davalı, binayı zamanındaki deprem yönetmeliğine uygun yapsaydı değişen yönetmelik nedeniyle sadece güçlendirme inşaatı ile yapının güvenilirliği sağlanabilecekken ayıplı ifa yüzünden yıkım ve yeniden yapım zorunluluğunun ortaya çıkması karşısında, yapı eski yönetmelik hükümleri uyarınca yapılmış olsa bile yeniden inşa edilecek binanın mevcut deprem yönetmeliği uyarınca yapılma mecburiyetinin bulunması ve bunda davacı yana atfı kabil hiçbir kusur bulunmaması, aksine davalının kusurlu ifası nedeniyle, gerekmediği halde yeniden yapım için mevzuat değişikliğinden doğan zarara tümüyle davacının katlanmasının beklenmesi de uygun değildir. Belirttiğim sebeplerle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

              bir hasarın meydana gelmediği, sadece kirişlerde meydana gelen çatlakların deprem nedeniyle büyüdüğünün kabulü ile binanın mevcut hali ile eskime, beton ve donatı yetersizliğinin yanı sıra mevcut deprem yönetmeliğine uymadığının tespitine, yıkılmasına karar verildiğini, sonuç olarak riziko adresi için riskli yapı tespitinin deprem nedeniyle oluşan hasarlara bağlı verilmediği, binanın yapımından kaynaklı eksiklikleri nedeniyle verildiğinin tespit edildiğini, tespitler ışığında deprem sebebiyle oluşan hasarın birinci ekspertiz raporunda yapılan tespite göre ödendiğini, ek bir ödemeye gerek olmadığı, riskli yapı tespitine dayanan talebin ise zorunlu deprem sigortası genel şartları gereği A-3/6.maddesi gereğince teminat dışı kaldığının tespit edildiğini, bu sigorta ile depremin doğrudan neden olduğu maddi zararlar ile deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami veya yer kaymasının sigortalı binalarda neden olacağı hasarlar olduğunu, zorunlu deprem sigorta poliçesi genel şartlarının...

                Davalı vekili, 23/10/2011 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle hasar dosyası açılıp, ekspertiz incelemesi neticesine göre 11.083,00 TL hasar ödemesinin ibraname karşılığında yapılıp dosyanın kapatıldığını, 09/11/2012 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle yeniden hasar dosya açıldığını, dosyada bulunan uzman bilirkişi raporlarına göre binanın güçlendirilmeye değer olduğunu, eksper tayin edip tespit yapıldığını ve hasar bedelinin kabul anlamına gelmemek kaydı ile 36.985,60 TL olduğunu, bu ücreti ödemek istemelerine rağmen davacı tarafından banka hesap numarasının verilmediğini, müvekkilinin haksız yere temerrüde düşürüldüğünü, dava konusu iş yerinin deprem sebebi ile değil, güçlendirmeye değer bulunmadığı için yıkıldığını, bina betonunun yeterli kalitede olmaması sebebi ile yıkım kararı alındığını, betonun yeterli kalitede olmamasınınteminat kapsamında olmadığını, bütün bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesinin tebliği üzerine süresinde...

                  Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, davacı adına kayıtlı konutun meydana gelen deprem sonucu hasarlanması nedeniyle doğan zararın zorunlu deprem sigortası poliçesi teminatında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30’uncu maddesi, 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu, Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları, Türk Medeni Kanunu ve HMK’nın ispat hukukuna ilişkin genel hükümleri, TTK’nin Özel Sigorta Hukukunu düzenleyen 6. kitabının genel hükümleri ve uygulanabildiği oranda Mal Sigortaları üst başlığı altında düzenlenen 1453 ile 1472. maddeleri 3....

                    UYAP Entegrasyonu