Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili; müvekkiline ait işyerinin zorunlu deprem sigortası yapılırken davalılar tarafından birinci derece deprem bölgesi kabul edilerek yüksek maliyetle prim hesaplandığını, .... yazısında ve jeolojik zemin etütü raporunda bölgenin ikinci derece deprem bölgesi olduğunun belirtildiğini, bu nedenle ortaya çelişkili bir durumun çıktığını, bu yüzden yüksek miktarda prim ödediklerini belirterek işyerinin hangi deprem bölgesinde kaldığı hususundaki çelişkinin giderilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili; davacının hukuki yararı bulunmadığını, deprem bölge tespitinin müvekkilleri tarafından yapılmadığını,....na göre belirleme yaptıklarını, bu haritanın güncellenmesinde ....'...

    DAVALI CEVABININ ÖZETİ: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, söz konusu taşınmazların kooperatif ile satın alındığını, davada yapının meydana gelmesinde en önemli kurumun atlandığını, kooperatifler kanunu gereğince de görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacı tarafların ihtiyati hacze ilişkin bir beyanda bulunmamasına rağmen mahkemenin ihtiyati haciz kararı verdiğini, ara kararda geçen yaklaşık ispat koşulunun gerçeği yansıtmadığını, davacının talebin belirli olmasına rağmen belirsiz alacak davasına konu edilmesi nedeniyle hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğininden bahisle ihtiyati hacze itirazları konusunda mahkemece kabul kararı verilerek teminatsız ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına, davacı yanın haksız adli yardım isteminin kaldırılmasına, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : tüm dosya kapsamı....

    AŞ tarafından davalı DASK hesabına zorunlu deprem sigortası ile sigortalandığı anlaşılmaktadır. Davacı vekili; sigortalı evinin 22.09.2011 tarihinde Erzincan ili Kemah ilçesinde meydana gelen deprem sonucunda orta derecede hasar görerek oturulamaz hale geldiğini belirterek deprem nedeniyle meydana gelen zararının giderilmesini talep etmiştir....

      nedensellik ilişkisi olmadığı, sigorta poliçesindeki deprem rizikosunun amacının deprem nedeniyle meydana gelen hasarın yani riziko nedeniyle oluşan gerçek zararın giderilmesi olup, rizikonun yapının yapım eksikliğinden mi yoksa depremden mi meydana gelip gelmediği, zararın Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini belirtilerek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

        nedensellik ilişkisi olmadığı, sigorta poliçesindeki deprem rizikosunun amacının deprem nedeniyle meydana gelen hasarın yani riziko nedeniyle oluşan gerçek zararın giderilmesi olup, rizikonun yapının yapım eksikliğinden mi yoksa depremden mi meydana gelip gelmediği, zararın Zorunlu Deprem Sigortası kapsamında bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini belirtilerek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          deprem arasında nedensellik ilişkisinin olmadığını, DASK'ın sigorta sözleşmesini,sigorta ettirenin beyanına göre yaptığını Sigorta Poliçelerindeki deprem rizikosunun amacı deprem nedeniyle meydana gelen hasann yani riziko nedeniyle oluşan gerçek zararın giderilmesi olup,rizikonun yapının yapı eksikliğinden mi yoksa depremden mi kaynaklandığının, zararın zorunlu deprem sigortası kapsamında bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, yine aynı dilekçe kapsamındaki hasara ilişkin beyanlar bölümünde; davalının konu ile ilgili bir uzman eksper atadığını »Ekspertiz raporuna göre ; yapının taşıyıcı sistem elemanları olan kolon ve kirişlerde deprem sebebiyle oluşan eğilme ve kesme çatlağı görülmediğini, bodrum kat kolonlarında yapılan incelemede kolonlarının alt uçlarında ve kolon kiriş düğüm noktalarında korozyona bağlı olarak çatlama ve atma oluştuğunu, pas payı dökülen kolon vc kirişlerde etriyelerin koptuğunu, kolonlarda çap kaybı olduğunu, beton kalitesinin düşük olduğunu, etriye sıklaştırmalarının...

            Davalı ihtiyari deprem sigortası şirketinin sorumluluğunun başlangıç noktası, zorunlu deprem sigortası teminat limitinin üzerindeki deprem zararı olduğundan sigortalı konut için geçerli zorunlu deprem sigortası teminat limiti ile konutta oluşan hasar bedelinin davaya konu deprem tarihi itibariyle ne kadar olduğunun doğru tespiti önem kazanmaktadır....

              Davalı ... vekili, davalının sorumlu olabilmesi için zorunlu deprem ... poliçesinin düzenlenmiş olması gerektiğini, davacı tarafından poliçenin ibraz edilmediğini, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat taleplerinin zorunlu deprem sigortası kapsamında bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davalılar ... ve davalı ... yönünden davacıların idarenin hizmet kusuruna dayanmış olmaları nedeniyle idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine, davalı ...'ın sorumlu olabilmesi için zorunlu deprem ... poliçesinin düzenlenmiş olması gerektiği, davacılara ait binanın ... taralından düzenlenmiş zorunlu deprem ... poliçesinin bulunmadığı gerekçesi ve husumet yöneltilemeyeceğinden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Yargılama sırasında ise davalı sigorta şirketi tarafından davacı sigortalının söz konusu tarihler aralığında DASK sigortası yaptırmadığından dolayı ihtiyari deprem sigortasının da geçerli olmayacağını ifade etmesi TMK'nın 2. Maddesinde yazılı dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın bu tarz kötüye kullanılması hukuken korunamaz. İhtiyari Deprem Sigortası Poliçesi tanziminden sonra gerçekleşen deprem nedeniyle binanın hasar gördüğü, anlaşılmıştır....

                  Apartmanı, Zemin Kat, 33 numaralı daireyi davalı bankadan kullandığı konut kredisi ile aldığını, söz konusu dairenin 23.10.2011 ve 09.11.2011 tarihinde meydana gelen depremlerde hasar gördüğünü, daha önce dava konusu dairenin davalı banka tarafından zorunlu deprem sigortasının yaptırıldığını, ancak süresi bittiği halde davalı banka tarafından yenilenmediğini, bu nedenle dairenin deprem sigortasının bulunmadığını ileri sürerek 1.000,00 TL maddi tazminatın deprem tarihi olan 23.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının evinde deprem nedeniyle oluşan hasarın ödenmemesinde herhangi bir kusuru bulunmadığını, zorunlu deprem sigortası yaptırma yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu